KDV Kanunu, 1985 yılında, tüketim vergileri alanında yapılan bir reform ile uygulanmaya konulmuş dolaylı bir vergidir. KDV Kanunu'nun uygulanmaya başlamasından sonra, bazı mal veya hizmet gruplarına özellikli olarak uygulanmak üzere özel tüketim vergisi ve özel iletişim vergisi gibi başka dolaylı vergiler de getirilmiştir. Ancak Katma Değer Vergisi Kanunu'nun prensipleri bu diğer dolaylı vergilerin uygulanması açısından bir öncü olmuş ve bu diğer Kanunlarda bazı maddelerin uygulanmasında KDV Kanunu'na referans verilmiştir. Bu konulardan bir tanesi de bedelsiz teslimler ile promosyon, numune veya eşantiyon teslimleridir. Bedelsiz teslimler ve bir malın yanına başka bir malın promosyon olarak verilmesi, numune veya eşantiyon teslimlerinde KDV uygulamasına ilişkin esaslar 25.12.1995 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 50 seri numaralı Katma Değer Vergisi Genel Tebliği ile açıklanmıştır. 1995 yılından bu yana konu ile ilgili olarak başka hiçbir tebliğ yayımlanmamış ancak bu konu mükelleflerin yazılı sorularına karşılık verilen özelgeler bazında birçok kez açıklanmıştır. Bu özelgelerin tamamında 50 seri numaralı KDV Genel Tebliği hükümlerine yer verilmiştir. Bu nedenle, 50 seri numaralı KDV Genel Tebliği, her ne kadar yayımlanma tarihi eski de olsa, güncelliğini tamamen koruyan bir tebliğdir. ÖTV Kanunu'ndaki birçok düzenleme KDV Kanunu ile paralellik göstermektedir. Bu makalemizde, ÖTV'ye tabi malların bedelsiz teslimi veya bir malın yanına başka bir malın promosyon olarak verilmesi, numune veya eşantiyon teslimlerinin ÖTV Kanunu açısından uygulaması açıklanmaya çalışılmıştır. Bedelsiz teslimlerin ÖTV Kanunu açısından değerlendirilmesi ÖTV Kanunu'nda, KDV Kanunu'ndan farklı olarak verginin konusu ve vergiyi doğuran olay her mal grubu itibarıyla farklılık göstermektedir. Ancak teslim kavramı KDV Kanunu ile aynı şekilde tanımlanmıştır. ÖTV Kanunu'nun "Tanımlar, teslim ve teslim sayılan haller"başlıklı 2'nci maddesinde teslim, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesi şeklinde tanımlanmıştır. Teslim sayılan haller ise vergiye tâbi malların, vergiye tâbi olan malların imali dışında her ne suretle olursa olsun kullanılması, sarfı, işletmeden çekilmesi veya işletme personeline ücret, prim, ikramiye, hediye, teberru gibi namlarla verilmesi olarak tanımlanmıştır. Bedelsiz teslimler ise işletmelerin ürettikleri veya ticaretini yaptıkları malların reklamını yapmak ve satışlarını arttırmak amacıyla bir bedel talep etmeksizin müşterilere veya alıcılara teslimidir. Yukarıda yer verdiğimiz teslim ve teslim sayılan hallerin tanımına bedelsiz teslimler de girmektedir. Aynı KDV Kanunu'nda olduğu gibi, bedelsiz teslimler de ÖTV'ye tabi bulunmaktadır. Bedelsiz teslim hallerinde hangi matrahın esas alınacağı ise ÖTV Kanunu'nun "Vergileme Ölçüleri ve Matrah" başlıklı 11'inci maddesinde açıklanmıştır. Bu maddede, KDV Kanunu'na aşağıdaki şekilde atıfta bulunulmuştur; Buna göre, ÖTV matrahı; "(II), (III) [(B) cetvelindekiler hariç] ve (IV) sayılı listelerdeki mallar; bunların teslimi, ilk iktisabı ve ithalinde, hesaplanacak özel tüketim vergisi hariç, katma değer vergisi matrahını oluşturan unsurlardan teşekkül eder." Görüldüğü üzere, (II), (III) [(B) cetvelindekiler hariç] ve (IV) sayılı listelerdeki mallar için matrahın belirlenmesinde KDV Kanunu esas alınmıştır. Buna göre, ÖTV matrahına esas alınacak olan KDV matrahının tespitinde, Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 20 ila 27'nci madde hükümleri ile bu hükümlere ilişkin Katma Değer Vergisi Genel Tebliğlerinde yapılan açıklamaların dikkate alınması gerekmektedir. Bu nedenle, KDVKanunu'nun 27'nci maddesine göre bedeli bulunmayan veya bilinmeyen işlemler ile bedelin mal, menfaat, hizmet gibi paradan başka değerler olması halinde matrahın emsal bedel olacağı hükmü uyarınca, bedelsiz verilen mallar için emsal bedel üzerinden ÖTV hesaplanması gerekmektedir. ÖTV Kanunu'nun 11'inci maddesinde KDV Kanunu'na atıfta bulunulan (II), (III) [(B) cetvelindekiler hariç] ve (IV) sayılı listelerdeki mallardır. Bu listeler dışında kalan (I) sayılı listedeki mallar için ise ÖTV kilogram, metreküp, litre gibi ölçüler dikkate alınarak maktu olarak belirlendiğinden emsal bedel uygulamasına gerek kalmamaktadır. Diğer taraftan, (III) sayılı listenin (B) cetvelindeki mallar için verginin matrahı ise bunların nihai tüketicilere perakende satış fiyatı olarak belirlenmiş olduğundan, herhangi bir bedelsiz teslim durumunda yine bu perakende satış fiyatının matrah olarak kullanılacağı tabiidir. Yukarıda yer alan açıklamalara göre, · (I) sayılı listede bulunan akaryakıt ürünleri, solvent türevleri ve madeni yağların bedelsiz teslimi durumunda, bedelsiz teslim edilen ürünün kg/lt üzerinden ÖTV hesaplanması, · (II) sayılı listede yer alan motorlu araçların bedelsiz teslim edilmesi durumunda emsal bedel üzerinden ÖTV hesaplanması, · (III) sayılı listenin (A) cetvelinde yer alan kolalı gazozlar ve alkollü içeceklerin bedelsiz tesliminde emsal bedel üzerinden ÖTV hesaplanması · (III) sayılı listenin (B) cetvelinde yer alan tütün ürünlerinin bedelsiz tesliminde perakende satış fiyatı üzerinden ÖTV hesaplanması, · (IV) sayılı listede yer alan çeşitli elektronik mallar ve kozmetik ürünleri gibi malların bedelsiz tesliminde ise emsal bedel üzerinden ÖTV hesaplanması, gerekmektedir. Konu ile ilgili olarak verilen bir özelgede [1]; (III) sayılı listede yer alan bira ve alkollü içeceklerin imalat ve satışı esnasında bayilere ürünlerin tanıtımını yapmaları, satışlarını arttırmaları için tanıtım maksadıyla gönderilen ürünlerin ÖTV'ye tabi olup olmadığı konusunda görüş talep edilmiş ve "Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 27'nci maddesine göre bedeli bulunmayan veya bilinmeyen işlemler ile bedelin mal, menfaat, hizmet gibi paradan başka değerler olması halinde matrahın emsal bedel olacağı hükmü uyarınca, promosyon olarak bedelsiz verilen mallar için emsal bedel üzerinden ÖTV hesaplanacağı tabiidir" şeklinde cevap verilmiştir. Görüldüğü üzere, tanıtım veya satışları attırmak amaçlı olsa dahi yapılan bedelsiz teslimler üzerinden ÖTV hesaplanması gerekmektedir. Promosyon, numune ve eşantiyon teslimlerinin ÖTV Kanunu açısından değerlendirilmesi Bir malın yanında promosyon olarak başka bir malın verilmesi veya numune ve eşantiyon şeklindeki teslimlere ilişkin olarak ÖTV Kanunu'nda herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Ancak konu ile ilgili olarak bedelsiz teslimlerde olduğu gibi, yine KDV Kanunu'nda yer alan düzenlemeler uyarınca işlem yapılmaktadır. Özel Tüketim Vergisi Kanunu'nun 2'nci maddesinin 3/a bendi hükmüyle, vergiye tabi malların, vergiye tabi olan malların imali dışında her ne suretle olursa olsun kullanılması, sarfı, işletmeden çekilmesi veya işletme personeline ücret, prim, ikramiye, hediye, teberru gibi namlarla verilmesi teslim sayılmıştır. Aynı hüküm, Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 3. maddesi gereğince KDV uygulamasında da geçerlidir. Diğer taraftan, 50 seri numaralı Katma Değer Vergisi Genel Tebliği'nin (A/1) bölümünde, firmaların iktisadi faaliyetini genişletme, emsal işletmelerle rekabet edebilme, üretim veya satışını yaptığı mallara olan talebi koruma veya arttırma amacıyla bir malın yanında başka bir mal vermeleri şeklinde gerçekleşen işlemlerde promosyon ürünü açısından bedelsiz bir teslimin söz konusu olmadığı, firmanın oluşturduğu katma değer içerisinde vergilenen promosyon mallarının müşterilere verilmesi sırasında KDV hesaplanmasına gerek bulunmadığına dair açıklamaların ÖTV yönünden de geçerli olacağı yönünde Gelir İdaresi Başkanlığı'nın görüşleri mevcuttur. Buna göre, KDV Kanunu'ndaki uygulamalara paralel olarak; · ÖTV' ye tabi bir malın yanında ÖTV' ye tabi bir başka malın promosyon olarak verilmesi halinde, asıl malın bedeli üzerinden ÖTV hesaplamakla promosyon ürünü de ÖTV'ye tabi tutulmuş olmaktadır. · ÖTV' ye tabi olmayan mallarla birlikte, satışı ÖTV'ye tabi malların promosyon olarak bedelsiz verilmesi halinde, Özel Tüketim Vergisi Kanunu'nun yukarıda bahsi geçen 2/3-a maddesi hükmü gereğince kapsama giren mallar için ÖTV beyan edilmesi gerekmektedir. Bu durumda, yukarıda bedelsiz teslimler bölümünde bahsettiğimiz üzere, (II), (III) [(B) cetvelindekiler hariç] ve (IV) sayılı listelerdeki mallar içinÖTV'nin emsal bedel üzerinden hesaplanması gerekecektir. ÖTV' ye tabi malların eşantiyon veya numune olarak verilmesi hallerinde de, yine örnek özelgelerden görüldüğü üzere, 50 seri numaralı Katma Değer Vergisi Genel Tebliği'nin (A/2) bölümündeki açıklamalar çerçevesinde ÖTV uygulanmayacağı anlaşılmaktadır. Organik kozmetik ve organik gıda maddeleri imalatı işi ile iştigal eden firmaya konu ile ilgili verilen bir özelgede[2], "Bu hükümlere göre ÖTV Kanunu eki (IV) sayılı listedeki kozmetik ürünlerinin, yukarıda KDV yönünden yapılan açıklamalar kapsamında ticari teamüllere uygun nitelik ve miktarda olmak şartıyla, ayrıca bir satışa konu olmayacak şekilde eşantiyon veya numune olarak bedelsiz teslim edilmesi halinde ÖTV hesaplanmayacaktır." şeklinde görüş bildirilmiştir. Özelgede yer alan ifadelerden bedelsiz teslimin ancak ayrıca bir satışa konu olmayacak numune veya eşantiyon şeklinde yapılması halinde ÖTV hesaplanmayacağı anlaşılmaktadır. Numune veya eşantiyon niteliği olmayan bedelsiz teslimlerin ise ÖTV'ye tabi olması gerekmektedir. Her ne kadar özelgelerde KDV Kanunu'ndaki düzenlemelere yer verilse de, ÖTV Kanunu'nun KDV Kanunu'ndan daha farklı bir mekanizmaya sahip olması ve Kanun'un kendi içinde farklı vergilendirme tekniklerine sahip olmasından dolayı, bedelsiz teslim, promosyon, numune ve eşantiyon şeklindeki teslimlerin ÖTV Kanunu açısından uygulanması bakımından 50 seri numaralı KDV Genel Tebliği hükümlerinin uygulanması yerine ÖTV Kanunu kapsamında düzenlemeler yapılması ihtiyacı doğmaktadır. Zira ÖTV Kanunu'nun 1'inci maddesinde verginin konusu her bir liste için ayrı ayrı belirlenmiştir. Buna göre, · (I) sayılı listedeki malların ithalatçıları veya rafineriler dâhil imal edenler tarafından teslimi, · (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tâbi olanların ilk iktisabı, · (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tâbi olmayanlar ile (III) ve (IV) sayılı listelerdeki malların ithalatı veya imal ya da inşa edenler tarafından teslimi, · (I), (III) ve (IV) sayılı listelerdeki mallar ile (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tâbi olmayanların özel tüketim vergisi uygulanmadan önce müzayede yoluyla satışı, bir defaya mahsus olmak üzere özel tüketim vergisine tâbidir. Ayrıca, her bir listenin vergileme ölçüleri ve vergileme matrahı da farklılık göstermektedir. Dolayısıyla, bedelsiz teslimler, promosyon, numune ya da eşantiyon şeklindeki teslimlere ilişkin uygulama ÖTV Kanunu'na ekli listeler kapsamında ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Nitekim 50 seri numaralı KDV Genel Tebliği'nde yer aldığı gibi, ana ürün ile promosyon ürününün farklı listelerde yer alması veya aynı listede yer alıp da farklı oranlara tabi olması durumunda ne şekilde işlem tesis ettirileceğine ilişkin açıklama yapılmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Yukarıda da belirttiğimiz üzere konu ile ilgili olarak ÖTV' nin 50 seri numaralı KDV Genel Tebliği'nde belirtilen hükümlere göre uygulanması gerektiğine ilişkin sadece özelge bazında açıklamalar yapılmıştır. Nitekim söz konusu uygulamanın liste bazında uygulanmasına ilişkin bir özelgede aşağıdaki açıklamalar yapılmıştır:[3] "Kanuna ekli (I) sayılı listedeki mallar için miktar üzerinden maktu vergi tutarları, (III) sayılı listedeki mallar için hem miktar üzerinden maktu vergi hem de nispi vergi oranları tespit edilmiştir. Kanun'un 2'nci maddesinde teslim, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesi olarak tanımlanmış olup, Kanun'un 2/3-a maddesinde ise vergiye tâbi malların, vergiye tâbi olan malların imali dışında her ne suretle olursa olsun kullanılması, sarfı, işletmeden çekilmesi veya işletme personeline ücret, prim, ikramiye, hediye, teberru gibi namlarla verilmesinin teslim sayılacağı hükme bağlanmıştır. Ayrıca ÖTV Kanunu'na 5904 Sayılı Kanun'un 19'uncu maddesiyle eklenen geçici 6. madde ile (IV) sayılı listedeki mallardan 8517.12.00.00.11 G.T.İ.P. numaralı mallar için hesaplanan oransal verginin, bu malların her bir adedi için 40 TL'den az olması halinde orana göre hesaplanan vergi yerine her bir adedi için 40 TL (2009/15725 sayılı BKK ile 50 TL'den) vergi alınması öngörülmüştür. Bu durumda ÖTV Kanunu'na ekli (I) sayılı listedeki mallar ile (III) sayılı listedeki asgari maktu vergi uygulanan mallar ve (IV) sayılı listedeki 8517.12.00.00.11 G.T.İ.P. numaralı malların, promosyon, eşantiyon veya numune olarak verilmesi halinde miktarı üzerinden vergilendirme yapılmadığı sürece bu mallar vergi dışı kalacaktır. Diğer bir ifade ile söz konusu malların miktarı üzerinden vergilendirme yapılmaması, bu malların tesliminin vergisiz olmasına neden olacaktır. Dolayısıyla ÖTV Kanunu'na ekli (I) sayılı listedeki mallar ile (III) sayılı listedeki asgari maktu vergi uygulanan malların ve (IV) sayılı listedeki 8517.12.00.00.11 G.T.İ.P. numaralı malların promosyon, eşantiyon veya numune olarak tesliminde ÖTV uygulanması gerekmektedir. Buna göre, ÖTV'ye tabi olmayan mallarla birlikte, imal edilen ÖTV'ye tabi malların promosyon, eşantiyon ve numune olarak verilmesi halinde Kanun'un 2/3-a maddesi hükmü gereğince vergiyi doğuran olay gerçekleşeceğinden, bu kapsama giren mallar için ÖTV' nin hesaplanarak ilgili vergilendirme dönemi içinde beyan edilip ödenmesi gerektiği tabiidir. Öte yandan yukarıda sayılan haller dışında ÖTV Kanunu'na ekli listelerde yer alan malların bedeli üzerinden verginin oransal olarak hesaplandığı hallerde ÖTV' ye tabi bir malın yanında aynı oranda ÖTV' ye tabi bir başka malın promosyon, eşantiyon ve numune olarak verilmesi halinde, asıl malın bedeli üzerinden ÖTV hesaplandığı için bu ürünler de ÖTV' ye tabi tutulmuş olacağından, söz konusu mallar için ayrıca ÖTV hesaplanıp beyan edilip ödenmesine gerek bulunmamaktadır." Yukarıda yer verilen özelgeden anladığımız, ÖTV' nin maktu olarak vergilendirildiği durumlarda, ÖTV' ye tabi malların, ÖTV' ye tabi olan veya olmayan malların yanında promosyon olarak verilmesi durumlarında ÖTV hesaplanması gerektiğidir. Buna göre, ÖTV Kanununa ekli (I) sayılı listedeki mallar (A cetvelinde; akaryakıt ürünleri, doğal gaz, LPG ve benzerleri, B cetvelinde; akaryakıta katılabilen solvent türevleri, tiner, bazyağ ve madeni yağlar gibi ürünler) ile (III) sayılı listedeki alkollü içkiler, tütün ve tütün mamulleri ve (IV) sayılı listedeki alıcısı bulunan verici portatif (cellular) telsiz telefon cihazların, promosyon, eşantiyon veya numune olarak verilmesi halinde ÖTV hesaplanması gerekecektir. Ek olarak, yukarıda yer verilen özelgede,"verginin oransal olarak hesaplandığı hallerde ÖTV' ye tabi bir malın yanında aynı oranda ÖTV' ye tabi bir başka malın promosyon, eşantiyon ve numune olarak verilmesi halinde" ifadesinden aynı zamanda, promosyon olarak teslim edilen ÖTV' ye tabi malların ana ürün ile aynı oranda, dolayısıyla da aynı listede olması gerektiği de anlaşılmaktadır. Bu durumda, ÖTV' ye tabi bir malın yanında daha düşük oranda ÖTV' ye tabi bir malın promosyon olarak verilmesi ya da ÖTV' ye tabi bir malın yanında daha yüksek oranda ÖTV' ye tabi bir malın promosyon olarak verilmesi durumlarında, promosyon mal için de ÖTV mi hesaplanması gerektiği sorusu ortaya çıkmaktadır. 50 seri numaralı KDV Genel Tebliği'ne göre, ana ürün ile promosyon ürününün KDV oranlarının farklı olması durumu, promosyon ürününün üzerinden yine de KDV hesaplanmaması ancak indirilecek KDV'nin düzeltilmesi yöntemi ile çözülmektedir. Ancak ÖTV' nin indirim mekanizması KDV'den farklı olduğundan bu uygulama ÖTV açısından geçerli olmayacaktır. Promosyon olarak teslim edilen ÖTV' ye tabi mallara ait ÖTV' nin indirimi ÖTV Kanunu'nun 9'uncu maddesiyle, vergiye tabi malların, yer aldığı listedeki başka bir malın imalinde kullanılması halinde ödenen verginin, ödenecek vergiden indirilmesi suretiyle ÖTV' nin her mal için bir kez uygulanması öngörülmüştür.[4] 50 seri numaralı KDV Genel Tebliği'nde, promosyon ürünü olarak verilen malın (aynı işletmede imal veya inşa edilenler dahil) tabi olduğu katma değer vergisi oranının; - Satışı yapılan mala ait katma değer vergisi oranına eşit veya daha düşük oranda olması halinde promosyon ürünü için yüklenilen katma değer vergisinin tamamının indirim konusu yapılması, - Satışı yapılan malın tabi olduğu katma değer vergisi oranından yüksek olması halinde ise promosyon ürünü için yüklenilen katma değer vergisinden, satışı yapılan malın tabi olduğu orana isabet eden kısmın indirim konusu yapılması, kalan kısmın gelir veya kurumlar vergisi açısından gider veya maliyet olarak dikkate alınması, gerektiği belirtilmiştir. Söz konusu uygulamanın ÖTV için de geçerli olup olmadığı konusunda ise bir belirleme yapılmamıştır. ÖTV'nin indirim mekanizması KDV'den farklıdır. Ancak, ÖTV'de indirim mekanizmasının işleyebilmesi için yüklenilen ÖTV ile hesaplanan ÖTV'nin aynı listede yer alması gerektiği tabiidir. Bu nedenle,ana ürün ile promosyon ürününün aynı listede yer alması halinde, promosyon olarak teslim edilen malların imalinde kullanılan veya alımında yüklenilen özel tüketim vergisinin ÖTV Kanunu'nun 9. maddesi hükmü uyarınca indirim konusu yapılabilmesi gerekmektedir. Aynı şekilde, ÖTV'ye tabi numune ve eşantiyon teslimlerinde, yüklenilen ÖTV'nin, firmanın asıl faaliyet konusu ürünü ile aynı listede yer alması durumunda indirim konusu yapılabilmesi gerektiği düşüncesindeyiz. Sonuç ÖTV her ne kadar KDV gibi bir tüketim vergisi olsa da, her iki verginin vergileme ölçüleri ve uygulaması birbirinden farklılık göstermektedir. Diğer taraftan, ÖTV mevzuatı kendi içinde yeteri kadar açıklamaları olmayan bu nedenle de yeteri kadar anlaşılamayan bir vergidir. Dolayısıyla spesifik bir vergi olan ÖTV'nin, KDV Kanunu'nda yer alan düzenlemelere atıfta bulunularak uygulanmaya çalışılmasının verginin uygulanabilirliğini zorlaştırdığı düşüncesindeyiz. Bedelsiz teslim, promosyon, numune ve eşantiyon şeklindeki teslimlere ilişkin işlemlerin 50 seri numaralı KDV Genel Tebliği'ndeki açıklamalara göre uygulanması gerektiği ise sadece özelge bazında açıklanmıştır. Makalemiz içinde yer alan örnek özelgelerden biri olan 24.05.2011 tarihinde Büyük Mükellefler tarafından verilen özelgede, promosyon teslimlerinde ÖTV uygulaması liste ve oran bazında sınırlandırılmıştır. Her ne kadar uygulamanın liste bazında farklı olması bir gerek gibi görünse de, bu şekilde bir sınırlamanın özelge bazında yapılmasının uygulamada tartışmalara neden olacağı düşüncesindeyiz. Ayrıca bu özelgelerdeki açıklamalar, promosyon ürünleri için ÖTV uygulanmamasının her liste için aynı olup olmadığı, ana ürün ile promosyon ürünün farklı listelerde yer alması, aynı listede yer alması fakat farklı oranlara tabi olması durumlarına cevap vermemektedir. Bilindiği üzere, özelgeler vergi hukuku açısından sadece özelgeyi talep eden mükellefi bağlamakta, diğer mükelleflerin ise bu özelgelere dayanarak işlem tesis etmeleri halinde vergi cezalarına maruz kalma risklerini ortadan kaldırmamaktadır. Bu kapsamda, ÖTV Kanunu ile ilgili olarak gerekli açıklamaların Tebliğ ile yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu durum mükelleflerin uygulamalarına yön vermek açısından büyük önem arz etmektedir. Derya Arslan/E&Y [1] İstanbul Valiliği İl Defterdarlığı Katma Değer Vergisi Gelir Müdürlüğütarafından verilenKDV.MUK.B.07.4.DEF.0.34.18.01.37-194sayılı özelge [2] Gelir İdaresi Başkanlığı İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü, B.07.1.GİB.4.34.17.01-ÖTV 2.MADDE-353 sayılı 25/04/2011 tarihli özelge [3] Gelir İdaresi Başkanlığı Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü, B.07.1.GİB.4.99.16.02-ÖTV-1-32 sayı ve 24/05/2011 tarihli özelge [4] 1 seri numaralı Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliği ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz. |