Eşe alınan hediyenin vergisi |
08 Mayıs 2013 | ||||||||||||||||||||||
Mirasçılar tarafından, ölen bir kişinin bıraktığı mal varlığı üzerinden vergi ödenmesi gerekiyor. Hemen hemen herkes “veraset vergisi” dediğimiz bu vergiyi biliyor. Bunun yanında ölüm olmadan, iki sağ kişi arasında, herhangi bir bedel de alınmadan gerçekleştirilen mal veya para hareketleri olabiliyor. Kanunda buna ivazsız intikal deniyor. Yani belli bir malın ya da paranın hibe veya bağış yoluyla başka bir kişiye geçmesi. Bu tür intikaller de aslında vergiye tabi. Örneğin bir kişinin yakınına araba veya ev hediye etmesi, parasını veya menkul kıymetlerini eş veya çocuklarına ivazsız bir şekilde paylaştırması gibi durumlarda, bu malları alan kişiler tarafından “intikal vergisi” ödenmesi gerekiyor. Yasa hâlâ yürürlükte Yukarıda bahsettiğimiz iki vergi de aslında “Veraset ve İntikal Vergisi” olarak adlandırılıyor. Bu vergi ile ilgili olarak yıllardır “kalktı”, “kalkıyor” şeklinde açıklamalar duyuyoruz. En son 2008 yılında konuya ilişkin hazırlanan kanun tasarısı Meclise sunulmuştu. Bu tasarıda miras yoluyla geçen mallar üzerinden alınan verginin kaldırılması, ivazsız şekilde gerçekleşen intikallerin ise gelir vergisine tabi tutulması amaçlanıyordu. İlk genel seçim sonrası bu tasarı geçerliliğini yitirdi. Diğer taraftan uzun yıllardır Gelir Vergisi Kanunu’nun yeniden yazımı gündemde. Ancak 2013 yılına gelmemize rağmen, yeni yasayla ilgili Meclise sunulan bir tasarı dahi yok. Taslak olduğu ifade edilen bir metinlerden bahsediliyor. Bu taslakta 2008 yılındaki tasarıya benzer hükümlerin olduğu belirtiliyor. Ama bu düzenlemelerin, tasarının hazırlanması aşamasında veya Mecliste komisyon ya da genel kurul görüşmeleri sırasında birçok değişikliğe uğrayacağı açık. Bu haftaki yazımızda; ivazsız intikaller kapsamında ödenmesi gereken vergilere değindikten sonra, veraset işlemleri ve bu yolla intikal eden mallar için ödenmesi gereken veraset vergisi hakkında açıklamalar yapacağız. Eşe alınan hediyeye vergi Aile birliği içinde eşler arasında ya da eşlerle çocuklar arasında verginin konusuna giren çok sayıda aktarım yapılabildiğini görüyoruz. Genellikle bunun farkında bile olunmuyor, aile olmanın gereği olarak düşünülüyor. Diğer yandan, yakın akrabalara veya ihtiyaç sahibi diğer kişilere de çeşitli yardımlarda bulunulması mümkün. Gerek aile içi gerekse akrabalar arasındaki bu aktarımlar için küçük bir istisna tutar söz konusu. 2013 yılı için 3 bin 244 lira. Bu tutarı aşan yardımların hepsi aslında verginin konusuna giriyor. Kendilerine bağış veya yardım yapılanların bir ay içinde beyanname vererek, istisnayı aşan kısım üzerinden vergi ödemeleri gerekiyor. Verginin oranı yüzde 10’dan başlayıp, tutar yükseldikçe beşer puan artmak suretiyle, yüzde 30’a kadar yükseliyor. (İvazsız intikallerde uygulanan vergi oranları aşağıdaki tabloda yer alıyor.) Ancak bir kişiye ana, baba, eş ve çocuklarından ivazsız mal intikali halinde tablodaki oranların yarısı (% 5, % 7.5 … gibi) dikkate alınabiliyor. Örneğin eşinize 50 bin liralık bir araba aldığınızı varsayalım. Bu tutar 3 bin 244 lirayı aştığından vergiye tabi. Vergi ise aşan kısım olan 46 bin 756 lira üzerinden yüzde 5 (eş olduğu için yüzde 10’un yarısı) oranına göre 2.337,80 lira olarak hesaplanıyor. Bu verginin araba alınan eş tarafından beyan edilerek ödenmesi gerekiyor. Beyan edilen vergi, her yılın Mayıs ve Kasım aylarında olmak üzere 3 yılda 6 eşit taksitte ödenebiliyor. Şans oyunları Şans oyunları (at yarışı, futbol müsabakaları gibi) ile yarışma ve çekilişlerde kazanılan ikramiyeler de ivazsız intikal kabul ediliyor. Ama ikramiye 3 bin 244 liradan azsa vergi ödenmesine gerek yok. Bu tutarı aşanlarda ise aşan kısım intikal vergisine tabi tutuluyor. Ancak bu vergi için ikramiyeyi kazanan kişi tarafından beyanname verilmesine gerek yok. Vergi, şans oyunlarını veya yarışma ve çekilişi düzenleyen kişi ve kurumlar tarafından, kazanılan ikramiyeden kesilerek Devlete ödeniyor. Verginin oranı sabit, yüzde 10 olarak uygulanıyor. Milli Piyango İdaresi tarafından düzenlenen çekilişlerden (milli piyango, sayısal loto, şans topu vb) kazanılan ikramiyelerin ise tamamı veraset ve intikal vergisinden istisnadır. Bu yüzden tutarı ne olursa olsun kazanılan söz konusu ikramiyeler üzerinden hiçbir vergi kesintisi yapılmıyor. Veraset vergisi Veraset yoluyla (ölüme bağlı) varislere kalan mallar ise veraset vergisine tabidir. Ölüm halinde yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, sulh mahkemesince mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge (veraset ilamı) verilir. Veraset ilamı için ölüm tarihinden itibaren 1 ay içerisinde sulh hukuk mahkemesine başvurulmalıdır. Veraset ilamı alındıktan sonra, varislerin kendilerine miras kalan malları bir beyanname ile vergi dairesine bildirmesi gerekiyor. Bu beyannamenin verilme süresi, ölümün Türkiye’de veya yurtdışında olması ya da varislerin Türkiye’de veya yurtdışında olmasına göre 4 ay ila 8 ay arasında değişiyor. Ölümün Türkiye’de olması ve mirası reddetmemiş olan mirasçıların da Türkiye’de bulunması halinde, veraset ve intikal vergisi beyannamesinin 4 ay içerisinde verilmesi gerekiyor. Beyannamede; vefat edenin araba veya gayrimenkulleri, bankalarda bulunan parası, hisse senedi ve tahvil gibi menkul kıymetleri başta olmak üzere tüm varlıkları ile borçlarına ilişkin bilgilere yer verilmesi gerekiyor. Veraset ilamı ile beyannamede sayılan diğer tevsik edici belgeler de beyannameye ekleniyor. Veraset ve intikal vergisi beyannamesi ile beyan edilen malların değerleri dikkate alınarak hesaplanan matrah üzerinden, vergi dairesince 15 gün içinde veraset ve intikal vergisi tarh edilir. Daha sonra vergi dairesi, beyanname ile bildirilen malların Vergi Usul Kanunu’nda gösterilen değerleme ölçülerine göre değerini saptayarak, yeni bir matrah hesaplar. Bu ikinci değerlemeye göre eğer bir fark vergi çıkarsa, ikinci bir tarhiyat yapar. Ödenmesi gereken vergi de bu şekilde belirlenmiş olur. Bu durumda fark vergi için faiz veya ceza uygulanmaz. Hesaplanan vergi 3 yılda, her yıl Mayıs ve Kasım aylarında olmak üzere, toplam 6 taksitte ödenir. Verasette istisna yüksek vergi düşük Veraset yoluyla intikallerde uygulanan istisna tutarları, ivazsız intikallere ilişkin istisnalara göre çok yüksektir. 2013 yılında çocuklar (evlatlıklar dahil), torunlar ve eşten her birine isabet eden miras hissesinin 140 bin 774 lirası veraset ve intikal vergisinden istisnadır. Çocuk ve torun bulunmaması durumunda eşe isabet eden miras hissesi için istisna tutar 281 bin 720 lira olarak uygulanıyor. Örneğin eş ve çocukların her birinin hissesine 100’er bin liralık mal veya para düştüğünde, bu tutar istisna haddi içerisinde kaldığından, hiç vergi ödenmiyor. Ama örneğin her birine 200’er bin liralık miras kaldığı durumda istisnayı aşan kısım (59 bin 226 lira) üzerinden her bir mirasçı tarafından vergi ödenmesi gerekiyor. Diğer taraftan sayılanlar dışındaki mirasçılar için herhangi bir istisna uygulaması olmadığı için, miras payının tamamı üzerinden veraset vergisi ödenmesi gerektiği unutulmamalı. Verasette uygulanan vergi oranları ise ivazsız intikallere göre çok daha düşük. Her mirasçının kendisine düşen miras payından, yukarıdaki istisnaları düştükten sonra kalan tutar üzerinden, aşağıdaki tarifeye göre vergi hesaplaması gerekiyor. Buna göre örneğimizdeki her bir mirasçının 59 bin 226 TL üzerinden ödemesi gereken vergi yüzde 1 oranına göre 592,26 lira oluyor. Zamanaşımı yok gibi Beyanname verilmemesi veya beyanname verilmekle birlikte bazı malların bu beyannamede gösterilmemesi halinde, veraset ve intikal vergisi mükellefiyeti, bu durumun idarece tespit edildiği tarihten itibaren başlıyor. Bunun anlamı, malların intikal tarihi üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin, veraset ve intikal vergisinin zamanaşımına uğramıyor olması. Vergi idaresi, vergiye tabi intikali 5 yıl sonra 10 yıl sonra dahi belirlese, vergisini isteyebiliyor. Bunun yanında yasada yer alan ve beyanname vermeyen ya da bazı malları beyannameye dahil etmeyen mükellefler açısından avantajlı olarak değerlendirilebilecek bir hükümden de bahsetmemiz gerekiyor. İdarece bu tespitin yapılması halinde, önce mükellef beyana davet ediliyor. 15 gün içerisinde beyannamesini veren mükelleften vergi ziyaı cezası veya gecikme faizi talep edilemiyor. Üstelik vergi matrahı olarak da intikal eden malın güncel değeri değil, intikalin gerçekleştiği tarihteki değeri dikkate alınıyor. Bu mükellefler de hesaplanan vergiyi üç yılda, altı eşit taksitte ödeyebiliyorlar.
M. Fatih Köprü/E&Y ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz. |