Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Maliyeden yeni bir bomba! PDF Yazdır e-Posta
13 Mayıs 2013
Image

Son dönemde öyle bir özelge verildi ki, ortalık yine epeyce karışacak.

Bilindiği üzere 2011 yılında uygulanan 6111 Sayılı af kanunu ile, mükelleflere," fiktif" kasa ve ortak cari borçlarından kurtulma imkanı tanındı.

Düzenlemeye göre, kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan kasa mevcudu ve ortaklardan alacaklar üzerinden yüzde üç oranında bir tutar ödenmesi şartıyla kapatıldı.

Bu fiktif bakiyelerin üzerinden yüzde üç oranında bir tutar ödenmesi olayın beyan boyutuyla ilgiliydi.

Ancak konunun bir de muhasebe boyutu vardı.

Bu tutarların kayıtlardan çıkarılmasının yolu ise gider yazmak suretiyle kapatılması idi.

Elbette ki oluşacak giderin vergi matrahından indirilmesi mümkün değildi. 

Bu konu af kanununda çok açık olarak hükme bağlanmıştı.

İşler iyice karıştı

Yani fiktif kasa bakiyeleri ortak cari hesabı borçları "kanunen kabul edilmeyen gider" olarak yazıldı. Zaten, Bakanlıkta, konuya ilişkin yayınladığı genel tebliğde bu tutarların "diğer olağandışı gider ve zararlar" hesabında muhasebeleştirilmesi ancak vergi matrahından indirilmemesi gerektiğini duyurdu. Aynı durum kayıtlarda yer aldığı halde işletmede var olmayan mallarla ilgili düzeltmelerde de geçerli idi. 

Bu mallar için satış faturaları düzenlenip vergisel yükümlülükleri yerine getirme şartıyla kayıtlardan çıkarılmasına izin verildi. Tebliğde hasılat olarak kaydedilen tutarın karşı hesabının da aynı şekilde gider hesapları olması gerektiği yazıyordu.  

Şimdi bahis geçen bu özelge de deniliyor ki, diğer olağan dışı gider ve zararlar hesabına kaydedilen tutar, gerçek anlamda ticari bir zarar değildir. Dolayısıyla, bu zararın geçmiş yıl kârlarından veya yedek akçelerden mahsup edilmesi halinde, bu mahsup işlemi kâr dağıtımı olarak vergilendirilmelidir!

Bu özelgedeki görüşe katılmak mümkün değil.

Çünkü Ticaret Kanunumuza göre bilançoda oluşmuş bir zarar varsa, bu zararlar mahsup edilmeden kar dağıtımı mümkün değil.

Ticaret kanunundaki bu düzenlemeye uyulduğunda ise, özelgedeki durum gerçekleşmekte ve bu tutarlar üzerinden stopaj ödenmesi gerekmektedir. 

Kanuna aykırı

Hal böyle olunca,  Bakanlığın Vasfiye Teyze misali "Ben bu zarar vergiye tabi demiyorum, mahsup ederseniz vergi doğar diyor diyorum" demesi de geçerli bir savuma olmaz.

Özelge ile yapılan, 6111 Sayılı Kanunla mükellefe verilen "bu tutarlardan vergisiz olarak ve sadece yüzde üç oranındaki tutarın ödenmesi yoluyla kurtulma" imkanını tekrar ellerinden alınması anlamına gelecektir ki bu da kanunu dolaylı olarak engellemekten başka bir şey değildir.

Özelge kanuna açıkça aykırılık teşkil etmektedir.

İhtiyatlı davranmak isteyen okurlarımıza tavsiyemiz, bu şekilde doğacak daha doğrusu Maliye tarafından doğduğu iddia edilen stopajın "ihtirazi kayıtla" ödenmesi ve otuz gün içerisinde de dava açılmasıdır.

Yanlış hesap bir çok örnekte olduğu gibi Vergi Yargısından dönmektedir. Atilla Dölarslan

http://www.muhasebevergi.com/makale.aspx?id=486

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.