Bildiğiniz üzere İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası geçtiğimiz yıl çalışma mevzuatımıza girdi. Kamu kurumları da dahil olmak üzere yaklaşık 1,5 milyon işvereni ve çalışanların tamamını ilgilendiren yasayla ilgili ikincil mevzuat oluşturuluyor. Bu kapsamda son olarak Çalışanların İş Sağlığı Ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik yayımlandı. Böylece yasanın işverenlere getirdiği eğitim yükümlülüğünün detayları da netleşmiş oldu. İşverenin yapması gerekenler Çalışan sayısı ve işyerinin tehlike sınıfı ne olursa olsun her işveren, - Eğitim programlarını hazırlamak ve uygulamak, - Eğitimler için uygun yer, araç ve gereçleri temin etmek, - Çalışanların bu programlara katılmasını sağlamak, - Program sonunda katılanlar için katılım belgesi düzenlenmesini sağlamak, - Geçici iş ilişkisiyle işçinin eğitimini vermek zorunda. Alt işverenin (taşeron) çalıştırdığı kişilerin eğitimlerinden, asıl işveren de sorumlu olacak. Ayrıca tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde işveren, başka işyerlerinden çalışmak üzere gelen işçilere gerekli eğitimi vermediği sürece çalıştıramayacak. Örneğin tehlikeli sınıfta yer alan bir fabrikaya montaj için gelen başka bir firmanın elemanı, önce eğitime alınacak sonra işbaşı yapabilecek. Aksi halde başına bir iş gelmesi halinde fabrika sahibi sorumlu olacak. Tehlike sınıfına göre eğitim İş sağlığı ve güvenliği eğitimleri, işyerinin tehlike sınıfına göre belirli aralıklarla tekrar edilecek. Çok tehlikeli sınıftaki işyerinde en az yılda bir, tehlikeli sınıfta iki yılda bir ve az tehlikeli sınıfta üç yılda bir eğitimler tekrarlanacak. Eğitim yükümlülüğünü yerine getirmeyen veya belirlenen aralıklarla tekrar etmeyen işveren hakkında, eğitim verilmeyen her bir çalışan başına 1078 lira idari para cezası uygulanıyor. Yasanın eğitimle ilgili hükmü 30 Aralık 2012 itibariyle yürürlüğe girdiğinden, kamu kurumlarından apartman işyerlerine kadar her işverenin bu yükümlülüğü yerine getirmesi gerekiyor. Babanızın borcunu siz ödersiniz Soru: Sadettin Bey, 07.04.2007 tarihinde vefat eden babamızın ticari faaliyetinden dolayı 2013/Mart ayı itibariyle 5761 TL sosyal güvenlik destek prim borcunun bulunduğu bilgisi elimize ulaşmıştır. Bu borçtan dolayı çocukları mesul müdür? Babadan ölüm aylığı alan kimse olmadığı halde bu borcu ödememiz gerekir mi? Hatice Y. Cevap: Değerli okurum, mirası reddetmeyen varisler, vefat edenin her türlü borç ve alacağına varis olurlar. Bu anlamda gecikme cezası hariç olmak üzere babanızın borcu sizden istenir. Ölüm aylığı alan kimsenin olmaması durumu değiştirmez. Sadece mirası reddetmeniz durumunda borçtan kurtulabilirsiniz. Hoş geldin SGK TV Türkiye genelindeki birimlerinin yanı sıra elektronik ortamda da pek çok hizmet sunan SGK, vatandaşa ulaşmada kullandığı kanallara bir yenisini daha ekledi; SGK TV. Sosyal güvenlik uygulamalarıyla ilgili güncel ve doğru bilgilendirmeyi anlık olarak yapacak olan SGK TV, SGK'nın medya yüzü olacak. Bu anlamda SGK TV ile gerçekten önemli bir boşluk doldurulmuş oldu. Başta SGK Başkanı Sayın Yadigar Gökalp olmak üzere, emeği geçen herkesi kutluyorum. Sadettin Orhan http://www.bugun.com.tr/calisan-basina-1078-lira-ceza-yazisi-631425 ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz. |