Vergi uygulamalarıyla ilgili olarak son dönemde verilen bazı özelgeler. |
21 Mayıs 2013 | |
Vergi Usul Kanunu’nun 413. maddesi çerçevesinde, vergi durumları ve vergi uygulanması bakımından tereddüt edilen konular hakkında Gelir İdaresinden açıklama (özelge) istenebilmektedir. Özelge talepleri için başvurular, Vergi Dairesi Başkanlığı bulunan illerde bu birimlere, bulunmayan illerde ise Defterdarlıklara yapılmaktadır. Gelir İdaresi Başkanlığı merkezine doğrudan başvurma olanağı yoktur. Özelge başvuruları, özelge talep formu ile yapılabilmekte, başvurulan birimler tarafından hazırlanan özelge taslağı GİB merkezine onay için gönderilmekte, onay süreci Özelge Komisyonu onayı ile sonuçlanmaktadır. Özelge Komisyonunca onaylanan özelgeler, otomasyon sistemi üzerinden yetkili birimlere aktarılmakta ve yetkili birimce imzalanarak özelge talep eden mükellefe gönderilmektedir. Onaylanan özelgeler Gelir İdaresinin bütün yetkili birimlerinin görebildikleri bir havuza atılmakta ve özelge havuzunda örneği oluşan özelgeler için merkeze tekrar onaya gönderilmemektedir. Gelir İdaresince verilen özelgelerden özelliği olması nedeniyle seçilmiş olan bir kısmı zaman zaman Vergi Bültenlerine konu edilmektedir. Son zamanlarda verilen özelgelerden önemli bazılarının özeti aşağıda yer almaktadır. 1. Kurumlar Vergisi Kanunu İbadethane için yapılan bağış nedeniyle kurumlar vergisi indirimi (24.04.2013 tarih ve 2 sayılı özelge) Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10/1-ç bendi kapsamında cami, Kur'an kursu ve müştemilatı yaptırılarak Müftülüğe bağışlanması halinde, bu ibadethanelerin umuma açık olması, inşasının mülki idare amirlerinin iznine istinaden gerçekleştirilmesi, inşa ve faaliyetine devam etmesi için yapılan bağış ve yardımların da yine mülki idare amirlerinin denetiminde gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Yaygın din eğitimi verilen tesisler için yapılan harcamaların da Diyanet İşleri Başkanlığı teşkilatınca denetlenmesi gerekmektedir. Özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden; cami ve Kur'an kursu ve müştemilatı yapımı için Valilikten "Olur" alındığı, yazı ile de şirkete bilgi verildiği ve şirket ile Valilik İl Müftülüğü arasında söz konusu tesislerin yapımına ilişkin protokol düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu açıklamalar çerçevesinde yapılan bağışların kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla indirim konusu yapılması mümkündür. Dar mükellefiyette vergi kesintisi (12.04.2013 tarih ve67 sayılı özelge) Özelge talep formu ekindeki dilekçeden; - Savunma Sanayi Müsteşarlığı ile Almanya mukimi Adi Ortaklık arasında 02.07.2009 tarihinde Yeni Tip Denizaltı Temin Sözleşmesinin imzalandığı, - Sözleşme kapsamında, bir Alman adi ortaklığı olarak denizaltı inşası için gerekli olan malzeme ve çeşitli hizmetlerin yapılacağı, projenin büyük kısmının Türkiye dışından sağlanacak malzeme ve hizmetlerle, kalan kısmın ise Türkiye'den temin edilecek malzeme ve hizmetlerle gerçekleşeceği, - Türkiye'den temin edilecek malzemeler ve Türkiye'de verilecek hizmetlerle ilgili olarak Adi Ortaklığın Türkiye ofisi olarak Gölcük Vergi Dairesi Müdürlüğü'nde mükellefiyet tesis edildiği, - Türkiye'deki ofisin, Almanya'da üretilen malzemeleri Savunma Sanayi Müsteşarlığı adına Türkiye'ye ithal edeceği, Türk taşeronlardan temin ettiği malzemeleri SSM'ye teslim edeceği, ayrıca serbest meslek faaliyetleri kapsamında da hizmet vereceği, - Sözleşmenin denizaltıların inşaatını kapsamadığı, inşaatın Gölcük Donanma Tersanesi tarafından yapılacağı, Türkiye'de yeni denizaltı sistemlerine ilişkin eğitim hizmetlerinin verileceği anlaşılmaktadır. Söz konusu ofis tarafından Savunma Sanayi Müsteşarlığına verilecek serbest meslek hizmetleri dolayısıyla yapılacak ödemelerden kurumlar vergisi kesintisinin yapılıp yapılmayacağı hususu sorulmaktadır. Dilekçede yer alan bilgilerden anlaşıldığı üzere malzeme temini, eğitim, teknik destek ve proje yönetimi faaliyetleri Türkiye'de sadece bu faaliyetler için kurulan Adi Ortaklık aracılığı ile yürütülmektedir. Sözü edilen adi ortaklık, faaliyetlerini doğrudan Almanya mukimi şirket adına gerçekleştirmektedir. Bu çerçevede değerlendirildiğinde Almanya mukimi firmanın, Türkiye'de Adi Ortaklığı aracılığı ile yürüttüğü faaliyetleri için bir işyerine sahip olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir. Almanya mukimi firma, malzeme temini, eğitim, teknik destek ve proje yönetimi faaliyetlerini Türkiye'deki bir işyeri aracılığıyla gerçekleştirmekte olup, bu faaliyetlerin Anlaşmanın 7. maddesi kapsamında değerlendirilmesi ve bu işyerine atfedilen miktarla sınırlı olmak üzere Türkiye'de de iç mevzuat hükümlerine göre vergilendirilmesi gerekmektedir. Öte yandan, Almanya mukimi firmaya, gayrimaddi hak bedeli niteliğinde yapılacak ödemelerin Türkiye'de % 10 oranında vergi tevkifatına tabi tutulması gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, Almanya mukimi firmanın Türkiye'de yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunması ve söz konusu gayrimaddi hak bedeli ile bu işyeri arasında etkin bir bağın bulunması durumunda, gayrimaddi hak bedeli ödemeleri 12. maddeye göre değil, ticari kazançlara ilişkin 7. maddeye göre vergilendirilecektir. Bir başka ifade ile bu ödemeler 12. maddede belirtilen oranda değil, işyerinin ticari kazancına dahil edilerek iç mevzuatımızın öngördüğü usul ve oranlarda vergilendirilecektir. Dolayısıyla, Savunma Sanayi Müsteşarlığınca yapılan gayri maddi hak niteliğindeki ödemelerden Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30. maddesine göre % 20 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılacak ve söz konusu kesinti tutarı geçici ve yıllık kurumlar vergisi beyannamelerinde hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilebilecektir. Ticari kazanç niteliğindeki diğer ödemelerden ise kurumlar vergisi kesintisi yapılmayacaktır. Madencilik faaliyetinin yürütülmesi sırasında bölgede yer alan binaların zarar görmesinden dolayı bina maliklerine ödenen bedelin gider yazılması (09.04.2013 tarih ve 9 sayılı özelge) Maden Kanunu ve ilgili Yönetmelik hükümleri uyarınca, maden sahasının güvenliğinin sağlanması ve maden sahası etrafındaki güvenlik tedbirlerinin alınması ile yükümlü olunması, mevcut maden alanında alınması gereken tedbirler ve bu tedbirler için yapılan harcamaların yapılmaması halinde şirketin ticari faaliyetinin durdurulması ihtimalinin bulunması ve konuyla ilgili Maden İşleri Genel Müdürlüğünden alınan yazıda da, yapılan çalışmaların Maden Kanunu’nun ilgili maddeleri kapsamında can ve mal güvenliği açısından gereklilik arz ettiğinin belirtilmesi nedeniyle, bina malikleri ile imza edilecek sözleşmelere istinaden binaların boşaltılması, yıkımı ve 10 yıl süre ile inşaat yapılmaması karşılığında bina maliklerine yapılacak ödemelerin, ticari faaliyetin elde edilmesi ve idame ettirilebilmesi için yapılması gereken zorunlu bir gider niteliğinde olduğunun kabul edilmesi mümkündür. Dolayısıyla, söz konusu ödemelerin 10 yıla ilişkin eşit tutarlarda peşin ödenen gider olarak kabul edilerek aktifleştirilmek suretiyle dikkate alınması ve her yıla isabet eden tutarın ilgili dönemde üretim maliyetine eklenmesi gerekmektedir. 2. Özel Tüketim Vergisi Kanunu Yeminli Mali Müşavirce ibraz edilmesi gereken üretim tasdik raporunun defter ve belgelere Cumhuriyet Başsavcılığının el koyması nedeniyle süresinde verilmemesi (01.03.2013 tarih ve 11 sayılı özelge) Defter ve belgelere Cumhuriyet Başsavcılığının el koymasından dolayı 2011 yılı ilgili döneminde tecil-terkin uygulaması kapsamında verilen ÖTV beyannamesine ilişkin tecil edilen verginin terkin edilebilmesi için Yeminli Mali Müşavirce ibraz edilmesi gereken üretim tasdik raporunun süresinde verilmemesi nedeniyle düzenlenecek vergi inceleme raporu sonucuna göre işlem yapılması gerekmektedir. ÖTV Kanunu’nun 8/1.maddesi kapsamında teminatı kimin vereceği (01.03.2013 tarih ve 10 sayılı özelge) Talep formunuzun incelenmesinden, ithal edilen malların yurt içinde ÖTV Kanunu’nun 8/1. maddesi hükmünce tecil-terkin uygulaması kapsamında teslimi halinde tecil işleminin yapılabilmesi için vergi dairesine verilmesi gereken teminatın ithalatçı tarafından mı, bu kapsamda imalat yapacaklar tarafından mı verileceği hususunda tereddüt oluştuğu anlaşılmaktadır. Tecil işleminin yapılabilmesi için beyanname verme süresi içerisinde ilgili vergi dairesine verilmesi gereken teminatın satıcının, alıcının veya üçüncü bir şahsın teminatı olmasının bir önemi bulunmamakla birlikte, bu teminatın verilmesi hususu satıcının sorumluluğundadır. Diğer yandan 08.10.2012 tarihli ve 2012/3792 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki Kararın 4. maddesi ile (I) sayılı listenin (B) cetvelindeki malların; aynı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca (I) sayılı listeye dahil olmayan malların imalinde kullanılmak üzere mükellefler tarafından tesliminde tarh ve tahakkuk ettirilen ÖTV'nin tecil edilecek kısmı sıfır olarak belirlendiğinden, bu Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarih olan 09.10.2012 tarihi itibariyle tecil-terkin uygulaması sona ermiş bulunmaktadır. Harmanlamak amacıyla ÖTV'si sıfırlanmış biodizelin ikincil yakıt olarak tesliminde ÖTV uygulaması (17.04.2013 tarih ve 60 sayılı özelge) Özelge talep formunuzun incelenmesinden; ve 2006/11202 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında motorinle harmanlanmak üzere sıfır ÖTV'li olarak satın alınan oto biodizelin uzun süre stokta beklemesi sonucu özelliğini kaybettiği ve ""Petrol Piyasasında Uygulanacak Teknik Kriterler Hakkında Yönetmelik"" hükümlerine aykırı hale geldiği, EPDK tarafından ilgili mevzuat hükümleri kapsamında yakıt özelliğini kaybeden oto biodizelin piyasaya sürülmesinin mümkün olmadığı ve yeniden işleme alınmak üzere üretici firmaya iade edilebileceğinin bildirildiği, ancak satıcının EPDK tarafından verilen, biodizel üretim lisansının sonlandırıldığı, biodizelin Takdir Komisyonu marifetiyle bertaraf edileceği, bertaraf işleminin atık bertaraf tesisi lisansı bulunan bir fabrikada gerçekleştirileceği, bertaraf işlemini gerçekleştirilecek şirket ile "Sıvı Atık Bertaraf Sözleşmesi" imzalandığı, sözleşme hükümleri gereği bertaraf edilmesi planlanan oto biodizelin bahsi geçen şirket tarafından faaliyeti sırasında ek yakıt olarak kullanılacağı, bu kapsamda teslim edilen malların KDV hariç 50 TL/Ton bedel ile bertaraf edecek şirkete fatura edileceği anlaşılmaktadır. Yasal düzenlemeler çerçevesinde, 2006/11202 sayılı Kararname kapsamındaki vergisiz teslim uygulamasından yararlanılabilmesi için, Türkiye'de üretilen tarım ürünlerinden elde edilen biodizel ile motorinin harmanlanması gerekmektedir. Dolayısıyla Kararname kapsamında üretici firmanın harmanlayıcı firma olarak sıfır ÖTV'li teslim ettiği oto biodizelin, stok bekleme sonucu özelliğini kaybetmesi ve standartlara aykırı hale gelmesi nedeniyle motorinle harmanlanmayarak imha edilmesi halinde ÖTV'nin, ÖTV mükellefi üretici firma tarafından oto biodizel için vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği tarihte (Kararneme uyarınca teslimin yapıldığı tarih) yürürlükte olan maktu vergi tutarı üzerinden beyan edilerek ödenmesi gerekmektedir. Öte yandan motorinle harmanlanmak üzere satın alınan oto biodizelin imha edilmesi nedeniyle ÖTV'nin zamanında tahakkuk ettirilmemesinden dolayı vergi ziyaına sebebiyet verilmiş olacağından, söz konusu verginin vergi ziyaı cezası uygulanarak tarh edilmesi ve bu tarhiyata VUK'un 112. maddesi gereği gecikme faizi uygulanması gerekmektedir. Öte yandan, biodizelin özelliğini kaybetmesinden dolayı Çevre ve Orman Bakanlığından lisanslı çimento fabrikasında alternatif yakıt olarak kullanılarak bertaraf edilmek üzere bu fabrikaya tesliminin, söz konusu akaryakıtın imha edilmesi olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Bu durumda, ikincil yakıt olarak bertaraf edilen biodizelin bedeli üzerinden ÖTV dahil edilmek suretiyle hesaplanacak KDV tutarının beyan edilip ödenmesi, ayrıca ikincil yakıt olarak kullanılmak üzere teslim edilen biodizelin alımında yüklenilen ve indirilen KDV'nin düzeltilmesi gerekmemektedir. 3. Emlak Vergisi Kanunu Enerji üretim tesislerinin emlak vergisinden muaf olup olmadığı (22.02.2013 tarih ve 260 sayılı özelge) Emlak Vergisi Kanunu’nun 4. maddesinin (n) fıkrasında, enerji nakil hatları ve direklerinin, kiraya verilmemek şartıyla daimi olarak emlak (bina) vergisinden muaf tutulacağı hükme bağlanmıştır. Söz konusu muafiyet hükmü; esas amacı enerjinin iletilmesi ve dağıtılması olan santral sahaları, kumanda binaları, trafo merkezleri, kesici kabinleri, dağıtım merkezleri, indirici merkezler ve benzeri tesislerin 1319 sayılı Kanun uygulamasında "enerji nakil hatları ve direkleri" kapsamında değerlendirilmesi sonucu bunların emlak (bina) vergisinden muaf tutulmasına ilişkin olup enerjinin iletilmesi ve dağıtılması ile ilgisi olmayan münhasıran üretim faaliyeti ile ilgili bina ve tesisleri kapsamamaktadır. Bu çerçevede, elektrik nakil hatları ve direkleri kapsamında değerlendirilen bina ve tesislerin kiraya verilmemek şartıyla emlak vergisinden muaf tutulması; enerjinin iletilmesi ve dağıtılması ile ilgisi olmayan münhasıran enerjinin üretimine ait bina ve tesislerin ise emlak (bina) vergisinden muaf tutulmaması gerekmektedir. 4. Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu Çeyiz parasının veraset ve intikal vergisine tabi olup olmadığı (26.03.2013 tarih ve 176 sayılı özelge) Oluşan dosyanın incelenmesinden, kızınıza vermiş olduğunuz çeyiz parasının 400.000 Amerikan doları tutarında olduğu ve 30.11.2011 tarihinde düzenlenen yoklama fişinde bağışın 1991 yılında yapıldığı anlaşılmaktadır. Kızınıza verdiğiniz 400.000 Amerikan doları tutarındaki hediye, örf ve adete göre verilmesi mutat bulunan hediye kapsamında değerlendirilemeyeceğinden veraset ve intikal vergisinden istisna tutulması mümkün değildir. Bu nedenle, veraset ve intikal vergisi beyannamesinin, 1991 yılında İstanbul'da ikametgâhınızın bağlı bulunduğu yerdeki vergi dairesine verilmesi gerekir. pwc ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz. |