Sirkülerlerin İptal Davasına konu edilemeyeceği |
11 Haziran 2013 | ||||||
1- Maliye Bakanlığına sirküler yapma yetkisi, Vergi Usul Kanunu’nun 413. maddesinde vergi kanunlarının uygulanması konusunda düşülen duraksamaları gidermek üzere çok sayıda vergi yükümlüsü tarafından yöneltilen açıklama isteklerini kapsamak üzere tanındığından bu metinlerin, kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelik taşımadıkları ve iptal davasına konu edilemeyecekleri, 2- Bireysel işlemin dayanağı gösterilen sirküler; Danıştay’da dava konusu yapılabilecek genel düzenleyici idari işlem niteliği taşımadığından; davanın, bireysel işleme karşı açılan kısmının bu nedenle ilk derecede Danıştay’da incelenemeyeceğinden; davanın esasını inceleyen Daire kararını bozan Kurul kararının düzeltilmesini gerektiren bir neden bulunmadığı hk. İstemin Özeti: İthalatçı şirketin bayii olarak otomobil ve benzeri araç ticareti yapan davacı tarafından, alış faturasının düzenlendiği tarih ile ödemenin yapıldığı tarih arasındaki döviz kuru değişmelerinden lehine doğan kur farklarının katma değer vergisine tabi olmayacağı ihtirazi kaydı ile Aralık 2005 dönemi için 24 Ocak 2006 tarihinde verilen beyanname üzerinden tahakkuk ettirilen katma değer vergisinin itirazlı kısmının kaldırılması ve tahakkukun dayandığı ileri sürülen 05.05.2004 tarih ve 2004/14 sayılı Katma Değer Vergisi Sirkülerinin iptali istemiyle 20.02.2006 tarihinde açılan davayı; Vergi Mahkemesinin görevsizlik nedeniyle verdiği, davanın görev yönünden reddine ilişkin kararıyla gönderilmesi üzerine inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi, 29.11.2007 günlü ve E. 2006/2579, K. 2007/3871 sayılı kararıyla; Sirkülerin dava konusu edilen bölümü, mükellefin menfaatini etkileyen hükümler içerdiğinden, idari davaya konu olacak, kesin ve yürütülmesi zorunlu düzenleyici işlem niteliği taşıdığı; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 26. maddesinde, dövizle yapılan işlemlerde dövizin, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarihteki cari kur üzerinden Türk parasına çevrileceğinin düzenlendiği, fatura tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen sürede meydana gelen kur farkının katma değer vergisinin matrahına dahil olacağı yönünde bir düzenlemeye yer verilmediği; bu nedenle Sirkülerin dava konusu edilen bölümünün, 3065 sayılı Kanunun 26. maddesine aykırı bir düzenleme içerdiği gerekçesiyle; dava konusu Sirkülerin 3. bölümünü iptal etmiş ve ihtirazi kayıtla verilen beyanname üzerinden tahakkuk eden katma değer vergisinin itirazlı kısmını kaldırmıştır. Maliye Bakanlığı ve Antalya Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğünün temyiz istemlerini inceleyen Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu, 24.12.2010 günlü ve E. 2008/666, K. 2010/620 sayılı kararıyla; bir idari işleme karşı açılacak davanın ilk derecede Danıştay’da açılarak görülebilmesi için davaya konu yapılan idari işlemin, yürütülmesi gereken genel düzenleyici idari işlem niteliğini taşıması gerektiği, bir hukuk normunun uygulanmasına ilişkin açıklama içeren, idarenin bu norma ilişkin görüşlerini bildiren metinlerin, iptal davasına konu edilemeyeceği, Danıştay’ın yerleşik içtihatlarının bu yolda olduğu, Maliye Bakanlığına sirküler yayımlama konusunda verilen yetkinin amacının, mükelleflerin vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından yeterince açık olmayan ve duraksama yaratan hususlarda istemiş oldukları açıklamaların, yazılı olarak her mükellefe ayrı ayrı yapılması yerine, aynı durumda bulunan tüm mükelleflere duyurulmasını sağlamak olduğu, idareye, ilgililerin bir hukuk normunun ne şekilde uygulanması gerektiği konusunda düştükleri duraksamayı gidermek üzere açıklama yetkisi tanıyan yasal düzenleme uyarınca, sadece duraksamaya düşenler için değil, tüm ilgililere açıklama yapılması amacıyla hazırlanan metinlerin genel nitelikte olması, bu metinlere düzenleyici işlem olma niteliği kazandırmayacağından, iptal davasına konu edilmelerine olanak bulunmadığı, Sirkülerdeki açıklamaların, idari işlemlerin en temel niteliği olan etkili olma özelliğinden yoksun olduğu, idareye düzenleme yapma yetkisi tanınan konularda bu yetki kullanılarak yapılan düzenlemelerin, sadece mükellef olanlar için değil, mükellefiyet tesis edilmemiş kimselerin de bilgisine ulaşılacak şekilde Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla nesnellik kazanması gerektiği halde, Bakanlığın sadece internet sitesinde duyurulması nedeniyle elektronik ortama erişimle sınırlı yapılan duyuru, nesnel işlemler için tanınan yargı yoluyla denetimi de sınırlayacağından, düzenleme yapma yetkisine konu oluşturacak hususların sirküler yapma yetkisi dışında kaldığı, davacı adına, ileri sürdüğü ihtirazi kayıt kabul edilmeyerek Aralık 2005 dönemi için verilen beyanname üzerinden tahakkuk ettirilen katma değer vergisinin itirazlı kısmının kaldırılması ve 05.05.2004 tarih ve 2004/14 sayılı Katma Değer Vergisi Sirkülerinin iptali istemiyle birlikte ve ilk derecede Danıştay’da dava açılabilmesi; 2004/14 sayılı Katma Değer Vergisi Sirkülerinin genel düzenleyici idari işlem olmasına bağlı olduğundan ve 213 sayılı Yasa’nın 413. maddesine dayanan 2004/14 sayılı Katma Değer Vergisi Sirkülerinin genel düzenleyici idari işlem niteliği taşımaması nedeniyle idari davaya konu edilemeyeceği sonucuna ulaşıldığından, davanın itirazlı tahakkuka ilişkin kısmının ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da incelenmesine olanak bulunmadığı, gerekçesiyle Daire kararını bozmuştur. Davacı tarafından; davaya konu yapılan sirkülerin idari davaya konu olacak nitelikte genel bir düzenleyici işlem olduğu ileri sürülerek kararın düzeltilmesi istenmiştir. Karar: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 54. maddesinde, Danıştay dava daireleri ve İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurullarının temyiz üzerine verdikleri kararlar hakkında, bu maddede yazılı sebeplerle kararın düzeltilmesinin istenebileceği kurala bağlandığından ve dilekçede ileri sürülen sebepler bunlardan hiçbirine uymadığından, karar düzeltme isteminin reddine, usulde ve esasta oyçokluğu ile karar verildi(*). (*) KARŞI OY X- Düzeltilmesi istenen Kurul kararının (X) işaretli Karşı Oy yazısında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca karar düzeltme isteminin kabulüyle Kurul kararı kaldırılarak Daire kararına yöneltilen temyiz isteminin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz. KARŞI OY XX- Düzeltilmesi istenilen Kurul kararının (XX) işaretli Karşı Oy yazısında da açıklandığı üzere; karar düzeltme isteminin öncelikle 2577 sayılı Yasa’nın 49. maddesinin l/a bendine aykırı karar verilmesi nedeniyle kabulü gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz. --------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz. |