Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Borçlunun Ölümü Halinde Prim Borçlarından Dolayı Mirasçıların Sorumluluğu PDF Yazdır e-Posta
18 Haziran 2013
Image

PRİM BORÇLARI DAHİL, KAMU BORÇLARI İÇİN SORUMLULUK

Kurum borçlusunun ölümü halinde mirası reddetmemiş mirasçılar, miras bırakanın prim ve prime ilişkin alacaklarından dolayı mirasın paylaştırılmasından itibaren beş yıl süreyle borcun tamamından sorumlu tutularak haklarında 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip işlemleri yapılması gerekmektedir. Söz konusu beş yıllık sürenin sonunda ise mirasçıların, miras hisseleri oranında prim ve prime ilişkin borçların ödenmesinden dolayı sorumlulukları devam edecektir. Bununla birlikte, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 12. maddesinde, “Ölüm halinde mükelleflerin ödevleri, mirası reddetmemiş kanuni ve mansup mirasçılarına geçer. Ancak, mirasçılardan her biri ölünün vergi borçlarından miras hisseleri nispetinde sorumlu olurlar.” hükmü uyarınca ölen kişinin vergi borçlarından her mirasçının kendi miras hissesi kadar sorumlu oldukları esası getirilmiştir.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 88. maddesi hükmüne göre Kurum’un prim ve prime ilişkin alacakların 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edildiği, ancak, prim ve prime ilişkin alacakların 6183 sayılı Kanun’un birinci maddesi kapsamındaki amme alacağı dolayısıyla vergi, harç ve resim gibi alacaklardan sayılamayacağında Vergi Usul Kanunu hükümlerinin prim alacakları yönünden uygulanması mümkün olmadığından, borçlunun ölümü halinde prim ve prime ilişkin alacaklardan dolayı mirasçıların sorumlulukların nasıl olacağı hususunda 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre yukarıda açıklandığı gibi tayin edilmelidir.

İDARİ PARA CEZALARINDA SORUMLULUK

Anayasa’nın “suç ve cezalara” ilişkin başlıklı 38. maddesinde “…ceza sorumluluğu şahsidir…” denilmekle, münhasıran suçu kim işlemişse cezanın ona verilmesi gerektiği prensibi belirtilmiştir. Anayasa’nın bu hükmü ile şahısların işledikleri idari veya adli suçlara istinaden gerek adli gerekse idari merciler tarafından verilen cezaların yalnızca o kişiye yönelik olarak infaz edilmesi gerektiği hüküm altına alınmaktadır.

Bununla birlikte; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun; “Ceza Sorumluluğunun Şahsiliği” başlıklı 20. maddesinin birinci fıkrasında, “Ceza sorumluluğu şahsîdir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz.” hükmü, “Sanığın veya Hükümlünün Ölümü” başlıklı 64. maddesinde de “Sanığın ölümü hâlinde kamu davasının düşürülmesine karar verilir. Ancak, niteliği itibarıyla müsadereye tâbi eşya ve maddî menfaatler hakkında davaya devam olunarak bunların müsaderesine hükmolunabilir. Hükümlünün ölümü, hapis ve henüz infaz edilmemiş adlî para cezalarını ortadan kaldırır. Ancak, müsadereye ve yargılama giderlerine ilişkin olup ölümden önce kesinleşmiş bulunan hüküm, infaz olunur.” hükmü yer almaktadır.

Söz konusu hükümler nedeniyle, cezaya muhatap kişinin ölümü halinde mahkemeler tarafından verilen adli para cezalarının tahsilinden vazgeçilmesi gerekmektedir. Ancak, müsadereye ve yargılama giderlerine ilişkin olup ölümden önce kesinleşmiş olan mahkeme kararlarının infazı gerektiğinden, bu tutarlar ve eşyalar gerek terekeden gerekse mirasçılardan aranılacaktır. Sonuç olarak; borçlunun ölümü halinde sigorta prim borçlarından sigortalının hak sahipleri (mirasçılar) reddi mirasta bulunmamak kaydıyla ödeme yönünden sorumlu olmakta ancak cezaların şahsiliği prensibi gereği idari para cezalarından sorumlulukları bulunmamaktadır. Ersin UMDU Yaklaşım / Haziran 2013 / Sayı: 246

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.