Pay Defteri Tutmayanların Cezası ne kadar? |
25 Ağustos 2013 | |
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na ve Ticari Defterlere İlişkin Tebliğ’e göre anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler pay defteri tutmakla yükümlüdürler. Anonim ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerce tutulacak pay defterine; senede bağlanmamış payların sahiplerinin, nama yazılı pay senedi sahiplerinin ve intifa hakkı sahiplerinin ad ve soyadları ya da ticaret unvanları ile adresleri kaydedilir. Limited şirketlerce tutulacak pay defterine ise ortakların adları, adresleri, her ortağın sahip olduğu esas sermaye payının sayısı, esas sermaye paylarının devirleri ve geçişleri itibarî değerleri, grupları ve esas sermaye payları üzerindeki intifa ve rehin hakları, sahiplerinin adları ve adresleri kaydedilir. Fiziki ortamda tutulan pay defterinin açılış onayının yaptırılması zorunludur, kapanış onayı ise yaptırılmaz. Kuruluş sırasında bu defterin açılış onayı noter yanında ticaret sicili müdürlüklerine de yaptırılabilir. Pay defterinde yeterli yaprak varsa, izleyen faaliyet dönemlerinde de açılış onayı yaptırmaksızın kullanılabilir. Pay defterinin mevcut olmaması veya hiçbir kayıt içermemesi yahut saklanmaması hallerinde, sorumlular 300 günden az olmamak -6.000 TL’den 73.000 TL’ye kadar- üzere adlî para cezasıyla cezalandırılırlar. Pay defterinin açılış onayını yaptırmayanlara illerde valiler, ilçelerde kaymakamlar tarafından 4.000 TL idari para cezası verilir. Bu nedenle, diğer ticari defterler gibi sıklıkla işlem gören bir defter olmamakla ve hatta birçok şirkette kurucu ortakların kaydedilmesi ile birlikte uzunca yıllar herhangi bir kayıt gereği duyulmamakla birlikte, anılan adlî ve idarî para cezalarına muhatap olmamak için, anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket yöneticilerinin pay defteri tutma ve saklama konusunda gerekli özeni göstermelerini ve yoksa bir an önce bir pay defteri edinip onaylatmalarını önermekteyiz. Dikkatinizi çektiği üzere, TTK, söz konusu adlî ve idarî para cezalar konusunda şirketlerin ölçeklerine dayalı bir ayrıma gitmemiştir. Oysa, TTK’ nın 1522 ve 1523. maddelerinde işletmelerin ve sermaye şirketlerinin ölçütlerine göre sınıflandırılacağı (küçük, orta ve büyük) ve bu ölçütlerin TTK’ nın tüm hükümlerine uygulanacağı belirtilmiştir. Ancak, anılan adlî ve idarî para cezalarını yer aldığı 562. maddede bu ölçütler dikkate alınmamıştır. Onbin lira sermayeli bir limited şirket ile 1 milyon lira sermayeli bir anonim şirkete aynı cezayı vermek kanımızca hakkaniyete uygun olmayacağı düşünülmektedir. Hatta, adlî para cezalarında yer alan alt ve üst sınırların uygulanmasında küçük ölçekli bir şirkete üst sınırdan, büyük ölçekli bir şirkete ise alt sınırdan ceza verilmesinin önünde bir engel bulunmadığından, adlî para cezalarının tatbikinde de genel kabul gören yerleşik bir uygulamanın kısa vadede sağlanması mümkün görülmemektedir. Bu itibarla, TTK’ nın 562. maddesine, idari ve adlî para cezalarını tüzel kişilerin ölçeklerine göre kademelendirecek bir fıkranın (Örneğin; idari para cezalarının küçük ölçekli şirketlere 1/4, orta ölçekli şirketlere 1/2, büyük ölçekli şirketlere tam olarak uygulanması; adlî para cezalarının küçük ölçekli şirketlere alt sınırdan, orta ölçekli şirketlerde alt sınırın % 50 fazlasıyla, büyük ölçekli şirketlere ise üst sınırdan uygulanması) eklenmesinin uygun olacağı kanısındayız. Soner Altaş, Yaklaşım / Ağustos 2013 / Sayı: 248 --------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.
|