Giriş Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarını tek bir metinde toplayan yeni Gelir Vergisi Kanun Tasarısı Haziran/2013 ortalarında Başbakanlık tarafından TBMM' ye sunuldu. Doğrusu bu tam bir sürpriz oldu. Çünkü kamuoyu ve iş alemi bu konuyla ilgili kesim, 2006 yılında kabul edilen yeni 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu' nu yeni bir Gelir Vergisi Kanunu''''yla tamamlayacak yeni bir Tasarı beklerken ortaya AB stili Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarını tek bir metinde toplayan karma bir Gelir Vergisi Kanun Tasarısı çıktı. Bilindiği gibi, 1950 yılında Türkiye' de Büyük Vergi Reformu gerçekleştiği zaman, gerçek kişileri vergilendiren Gelir Vergisi, kurumları (tüzel kişileri) vergilendiren Kurumlar Vergisi, usul hükümlerini düzenleyen Vergi Usul Kanunlarından oluşan, biraz da Alman gelir vergisi sisteminden esinlenen üçlü bir sistem kabul edilmişti. Bu düzen 1950 yılından zamanımıza kadar, yarım yüzyılı aşkın bir süreden beri aksamadan yürürlükte kaldı ve uygulandı. Yasal düzenlemenin tarihsel seyrine bakılacak olursa, 1960 yılında 27 Mayıs darbesinden sonra, o zamanki Milli Birlik İdaresi tarafından Gelir Vergisi Kanunu ile Vergi Usul Kanunları yeniden yazılmak suretiyle yenilendi. Fakat Kurumlar Vergisi Kanunu pek az değişiklikle aynen kaldı. 2000''''li yılların başından itibaren, üçlü gelir vergisi sisteminin değişmesi, yenilenmesi için yeni bir akım başlamasına ve çalışmalar yapılmasına rağmen, sonuç pek başarılı olmadı ve sadece 13.06.2006 tarih ve 5520 sayılı Yasayla Kurumlar Vergisi Kanunu yenilendi. Aradan yedi yıla yakın bir süre geçmesine rağmen 31.12.1960 tarihli ve 193 sayılı kadim Gelir Vergisi Kanunu ek, tadil, geçici, mükerrer maddeleri, sayıları bilinemeyen değişiklik ve torba yasalarla tanınmayacak hale geldiği halde, uygulanmaya devam edilmiştir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu da Gelir Vergisi Kanunu' na benzer durumdadır. Doğrusu Batılılaşma ve kalkınma hamlesi içinde olan, medeni bir ülkeye pek de yakışmayan bir gelir vergisi külliyatı varlığını sürdürmeye devam etmiştir. Bu kez Gelir Politikaları Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve Hükümetçe benimsenerek TBMM' ye sunulan yeni gelir ve kurumlar vergilerini tek yasa içinde toplayan yeni bir Yasa Tasarısı ile karşılaştık. Böylece yarım yüzyıldan fazla bir zamandan beri uygulanan Üçlü Gelir Vergisi Sisteminden İkili yani Gelir Vergisi Kanunu ve Vergi Usul Kanunundan oluşacak bir sisteme geçilecektir. Bu ay konu olarak yeni Yasa Tasarısını, yerimizin elverdiği ölçüde incelemek istiyoruz. I. Konunun Teorik Yönü Gelir vergisi ile kurumlar vergisi, vergi ayırımında, gelir vergileri grubu içinde yer alan, fakat birbirinden nitelik açısından farklı iki ayrı vergi türüdür. Gelir vergisi, kişisel gelir üzerinden, beyan üzerine alınan, kişinin sosyal, ekonomik ve ailevi durumuna ve medeni haline göre değişken sübjektif karakterli bir vergi türüdür. Verginin mükellefi gerçek kişilerdir. Kişisel gelir, mükellefin sosyal ve medeni haline göre, en az geçim indirimine tabi tutulur. Gelir vergisinin istisna ve muafiyetleri bu özelliklerine göre düzenlenir. Vergi tarifesi, mükellefin yıllık gelir tutarının düzeyine göre değiştiği için, artan oranlı bir tarifeye göre hesaplanır. Ödemede, mükellefe kolaylıklar gösterilir. Bütün gelişmiş ve uygar ülkelerde, gelir vergisi, gelir sağlama açısından ana vergi olarak kabul edilir. Kurumlar vergisi, tüzel kişilerin (sermaye şirketleri ve kurumlar) gelir vergisi kapsamına giren kazanç ve iratları üzerinden yani kurum kazancı üzerinden alınan objektif karakterli bir randıman vergisidir. Bu yüzden vergi teorisinde kurumların gelir vergisi (Corporation income tax) şeklinde adlandırılır. İstisna ve muafiyetleri kurumların türüne göre değişik olup, gelir vergisine benzemez. Bu vergi objektif karakterli bir randıman vergisi olduğu için en az geçim indirimi, diğer kişisel ve ailevi indirimler söz konusu olamaz. Vergi tarifesi, verginin türü açısından düz oranlıdır. Fakat oran sabit olmasına rağmen, kurumların ekstra vergi ödeme gücü olduğu için yüksek tutulur. Görüldüğü gibi kurumlar vergisi, gelir vergisinden ayrı nitelikte bir vergi türü olmasına rağmen, iki vergi birlikte ve yanyana konur ve gösterilir. Aralarındaki tek benzerlik ve yakınlık vergiye esas olan matrahtan kaynaklanır. Gelir vergisinde matrah safi gelir olup, yasada dökümü gösterilen 7 kazanç ve gelir unsurundan oluşur. Kurumlar vergisinde matrah ise Gelir Vergisi Yasasında gösterilen 7 kazanç ve gelir unsurundan oluşur. Fakat bu vergi matrahı açısından adı safi kurum kazancı''''dır. Aslında safi gelir ile safi kurum kazancı, iktisadi açıdan özdeş kavramlardır, ikisi mahiyet itibariyle aynıdır. Türkiye' de Gelir, Kurumlar ve Vergi Usul Kanunundan oluşan üçlü bir gelir vergisi sistemi yerleşmiş, oturmuş ve alışılmış bir düzen olduğu halde, Gelir Politikaları Genel Müdürlüğünün bu sistemi değiştirip gelir ve kurumlar vergisini birleştirip AB stili karma bir vergiye geçiş gerekçesini anlamak gerçekten zordur. Kaldı ki, bir de ortada rahat çalışan 2006 yılında yürürlüğe giren 5520 sayılı bir Kurumlar Vergisi Kanunu dururken şimdi sormak gerekir, "ya Kurumlar Vergisi Kanunu ne olacak? İki vergi birleşince o yasayı çöpe mi atacağız?..." II. Yeni Gelir Vergisi Kanunu Tasarısı Bu girişten sonra şimdi de Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarını tek bir metinde toplayan yeni Gelir Vergisi Kanun Tasarısını ele alabiliriz. 1- Tasarıya Genel Bakış Pek isabetli bir yol olmamasına rağmen, bu konuda yazı yazan meslektaşlarımız yeni tasarı ile eski mevzuatı madde sayısına göre karşılaştırıyorlar. Aynı denemeyi biz de yapacak olursak, 193 sayılı mevcut Gelir Vergisi Kanunu 126 ana madde, 85 geçici maddeyle birlikte toplam 211 maddedir. Buna 45 maddelik 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu''''nu eklersek mevcut gelir vergisi sisteminin madde sayısı 256''''ya ulaşmaktadır. Halbuki Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarını tek bir metinde toplayan yeni Gelir Vergisi Kanun Tasarısı, sadece 92 maddeden oluşan bir yasa olacaktır. Ancak madde sayısının azalması işlerin kolaylaşacağı ve sadeleşeceği anlamına gelmez. Hazırlanan yeni Vergisi Tasarısının kamuoyuna sunulmadan ve ilgili makamların görüş ve düşünceleri alınmadan Meclise sevki isabetli olmamış ve yeni sistemin yarar ve zararları yeterince tartışılmamıştır. Bu hususların Bütçe ve Plan Komisyonunda ele alınıp inceleneceğini, Tasarıda gerekli düzeltmelerin yapılmasını bekliyoruz. Kanunun 1 Ocak 2014 tarihinden itibaren elde edilecek gelirlere uygulanmak ve yine 1 Ocak 2014''''ten itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinden itibaren yürürlüğe gireceği belirlenmiştir. Hükümetin bu konuda hızlı ve kararlı olduğu anlaşılıyor. 2- Tasarının Ana Yapısı Bu tasarıda gerçek kişilerin gelir vergisi ile kurumların kazançlarının vergilendirilmesi bir arada yapıldığı için, diğer bir deyimle bir yasa içinde iki ayrı vergi yer aldığından, ana yapı diğer vergi yasalarından farklıdır. Yasa kısımlar/bölümler halinde düzenlenmiştir. Gelir vergisine tabi bütün gelir ve kazançlar ayrı bölümlerde ele alınmıştır. Tasarıda her bir gelir unsurunu ilgilendiren istisna ve muafiyetler ve diğer vergileme konuları aynı bölümde düzenlenmiş, unsurlar itibariyle giderlerde uyumlaştırma yapılmıştır. Yeni Gelir Vergisi Kanun Tasarısı, Başlangıç hükümleri hariç, altı kısım, 91 ana madde, 1 geçici maddeden oluşan oldukça hacimli bir külliyattır. Madde sayısı az olmasına rağmen, maddeler çok uzun ve yüklüdür. Resmi Yazışmadan öğrendiğimize göre, Tasarı Maliye Bakanlığı Gelir Politikaları Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanmıştır. Bu çalışmaya Gelir İdaresi Başkanlığının katkısının olup olmadığı bilinmemektedir. Fakat bu büyük ve güçlü idarenin, uygulayıcı makam olarak böyle bir çalışmada katkısının olduğunu sanıyoruz. Aşağıya koyduğumuz Tablo:1''''de, yeni tasarının ana yapısını özet olarak okuyucularımızın bilgisine sunuyoruz. TABLO: 1 Yeni Gelir Vergisi Kanun Tasarısının Ana Yapısı Kısımlar Konu ve İçerik Madde Numarası Başlangıç Hükümleri 1-2 I.Kısım Konu, Mükellefiyet ve Muafiyet ile İlgili Düzenlemeler 3-9 II.Kısım Gelir Unsurlarının Tespiti 10-50 III.Kısım Özellikli Durumlar 51-60 IV.Kısım Vergi Kesintisi ve Beyan Esası 61-76 V. Kısım Verginin Oranı ve Ödenmesi 77-86 VI. Kısım Yetki, Muafiyet, İstisna ve İndirimler 87-89 Geçici Madde 1 Yürürlük 90 Yürütme 91 Kaynak: Tasarı taranarak tarafımızdan hazırlanmıştır. Açıklama: 1. Tasarı Maliye Bakanlığı Gelir Politikaları Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanmıştır. 2. Tasarı Bakanlar Kurulu tarafından imzalanarak 12 Haziran 2013 tarihinde TBMM''''ye sevk edilmiştir. Fakat Meclisin 13 Temmuz 2013 tarihinde hafta sonu tatile girmesiyle birlikte, iş ve ekonomi dünyasının beklediği bir dizi yasal düzenleme, bu ara özellikle Gelir Vergisi Kanun Tasarısı yeni yasama yılına kaldı. 3. Tasarıda kısımlar ayrıca bölümlere ayrılmıştır. 4. Tasarının II. Kısmı gelir unsurlarına tahsis edilmiştir. Burada yedi tür gelir unsuru yedi ana bölümde ele alınarak düzenlenmiştir. Tasarıda eskiye göre yapısal bir değişiklik yapılmamıştır. Örneğin gelir unsurları ve gelirin tanımı aynı kalmıştır. Beyan esası küçük değişiklikler hariç, karma bir yapıda aynen korunmuştur. Vergi güvenlik önlemlerinde bir yenilik yoktur. Vergiyi tabana yayma konusunda bir hamle yapılmamıştır. Bu hali ile mükellef sayısında kısmi bir artma beklenebilir. Bu genel sunumdan sonra, verginin teknik ayrıntılarına geçebiliriz. 3- Verginin Konusu Gerçek kişiler için gelire giren kazanç unsurları 1.Ticari kazançlar, 2.Tarım kazançları, 3.Ücretler, 4.Serbest meslek kazançları, 5.Gayrimenkul sermaye iradı, 6.Menkul sermaye iradı, 7.Diğer kazanç ve iratlar şeklinde sıralanmış olup bunlarda bir değişme söz konusu değildir. Kurum kazançlarına gelince yukarıdaki tabloda bir değişiklik yoktur. Bu gelir unsurlarını bir kurum elde ediyorsa bunların gerçek ve safi tutarları da kurum kazancı olarak vergiye tabidir. Adı değişse bile gelir ve kurumlar vergisinin konusu, nitelik itibariyle özdeştir ve aynıdır. Yasa koyucu, burada gelirin tanımında, kaynak teorisine uygun bir tanım yapmıştır. İvazsız olarak yani ?karşılıksız edinimler? (hibe ve intikaller) gelir vergisinin konusu dışında bırakılmıştır. Bunlar eskiden olduğu gibi veraset ve intikal vergisi konusuna girmektedir. 4- Vergi Tarifesi Gelir vergisi artan oranlı ve kurumlar vergisi düz oranlı bir vergi türü olduğu için, iki vergi arasında bu açıdan büyük fark vardır. Gerçek kişilerin gelir vergisine tabi olduğu oranlar değişmemiş aynı kalmıştır. Bu tarifeye göre 10.700 TL' ye kadar olan gelirler % 15 oranında vergiye tabi olup, daha sonra % 20, % 27''''ye çıkmakta ve son aşamada 94.000 TL' den fazla olan gelirler % 35 oranında vergiye tabi olmaktadır. Görüldüğü gibi, düşük geliri % 15 oranında vergiye tabi tutan acaip bir artan oranlı vergi tarifesi uyguluyoruz. Kurum kazançları eskiden olduğu gibi % 20 olarak uygulanmaya devam edecektir. Gelişmiş Batılı ülkelerde, kurumların yüksek düzeyde vergi ödeme kapasitesi göz önünde bulundurularak, bu oran % 30 ile % 45 arasında değişmektedir. Bu açıdan Türkiye' de kurumlar vergisi oranı, bir ?teşvik unsuru olarak? çok düşük tutulmuştur. 5- Vergi Stopajı ve Oranlar Bilindiği gibi ücret vergileri bütün dünyada stopaj yöntemiyle tahsil edilmektedir. Bu vergi tahsil yönteminde, gelir daha mükellefin eline geçmeden kaynağında kesilip vergi dairesine yatırıldığı için kolay, rahat ve güvenli bir sistemdir. Yeni vergi düzeninde bu usul yaygın şekilde kullanılmaya devam etmiştir. Yeni tasarıda vergi kesintisine ait hükümler tek madde içinde toplanmıştır. Gelirin türüne göre bağlı olarak % 15 ve % 25 olmak üzere iki ayrı stopaj oranı tespit edilmiştir. Mevcut düzenlemede olduğu gibi, Bakanlar Kuruluna stopaj oranlarını yeniden belirleme konusunda geniş yetkiler verilmektedir. Kat Mülkiyeti Kanunu''''na göre oluşturulan yönetimler ile her türlü işhanı ve toplu işyerlerine stopaj yapma yükümlülüğü getirilmiştir. 6- Yıllık Beyanname ve Ödeme Gelir ve kurumlar vergisi beyana dayanan vergiler olduğu için, mükellefler yıllık beyanname vermek zorundadırlar. Yeni Tasarı beyanname verme süresini bir ay öne çekmiştir. Tasarı yasalaşırsa gerçek kişiler yıllık beyannamelerini izleyen yılın Şubat ayının başından yirminci günü akşamına kadar, kurumlar ise hesap döneminin kapandığı ayı izleyen üçüncü ayın başından yirminci günü akşamına kadar bağlı bulundukları vergi dairesine vermek zorundadırlar. Yıllık beyanname ile bildirilen gelir ve kazanç üzerinden tahakkuk ettirilen verginin ödeme süreleri de değiştirilmiştir. Tasarıya göre gelir vergisi, gerçek kişiler tarafından Şubat ve Haziran aylarında olmak üzere iki eşit taksitte, kurumlar tarafından beyanname verilmesi gereken ayın sonuna kadar defaten ödenecektir. 7- Geçici Vergi Basit usulde vergilendirilenler hariç, ticari kazanç sahipleri, serbest meslek erbabı ve kurumlar, cari vergilendirme döneminin gelir vergisinden mahsup edilmek üzere, hesap döneminde üçer aylık kazançları üzerinden geçici vergi ödeyeceklerdir. Bu vergi yıl içinde dört dönem olarak hesaplanıp ödenmekte idi. Yeni Tasarı yerinde bir kararla, dördüncü dönem geçici vergi beyannamesini kaldırmıştır. Geçici vergi gerçek kişiler için % 15, kurumlar için % 20 oranı üzerinden ödenmektedir. Tasarıda diğer konularda esas itibariyle bir değişiklik öngörülmemiştir. 8- Yönetim Kurulu Üyelerine Yapılan Ödemeler Tasarının 32. maddesine göre ücret tanımının kapsamı genişletilmiş, cezai şart olarak ödenen tazminatlar, Türk Ticaret Kanunu' nun 366''''ncı maddesi gereğince oluşturulan komite ve komisyon üyelerine yapılacak ödemeler de dahil olmak üzere tasfiye memurlarına ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler ücret sayılmıştır. 9- Vergi Kesintisi ve Beyan Esası Tasarının Dördüncü kısmı 1 No.lu Tablo' da görüldüğü üzere vergi kesintisi ve beyan esasına ayrılmıştır. Bu kısımda Madde 61 vergi kesintisini, Madde 62 banka ve aracı kurumlarca yapılacak vergi kesintilerini, Madde 63 vergi kesintisinde uyulacak esasları düzenlemiştir. Madde 61 tam 4-5 sayfa, Madde 62 2 sayfa ve Madde 63 yarım sayfa olmak üzere toplam 7 sayfa tutmaktadır. Gelir vergisi ile kurumlar vergisi birleşince ortaya ?Stopaj vergisi? diye yeni bir vergi türü çıkmıştır. Bir vergi kanununun mükellefe bu kadar ağır ve sorumluluk getiren külfet yüklemeye hakkı var mı? Bu üç maddeye göre vergi dairesinin vergilendirme görevi mükellefe aktarılmıştır. Genel Değerlendirme ve Sonuç Maliye Bakanlığı Gelir Politikaları Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanıp Erdoğan Hükümetince benimsenerek TBMM' ye sevk edilen ve gelir ve kurumlar vergisi kanunlarını tek bir metinde toplayan karma nitelikteki Gelir Vergisi Kanun Tasarısı tarafımızdan ana hatlarıyla incelenmiş, görüş ve eleştirilerimiz şu şekilde sıralanmıştır. Vergi teorisinde gelir vergisi ile kurumlar vergisini tek bir yasada birleştirip karma bir vergi haline getirmek için akademisyenler ve vergi teknisyenleri tarafından görüşler ileri sürülmüş ve konu literatürde bir hayli tartışılmıştır. Bunun sonucu olarak 27 Avrupa ülkesini birleştiren AB' de vergi harmonizasyonu uygulamasında kullanılmak için bazı modeller de geliştirilmiştir. Fakat bugün ABD başta olmak üzere İngiltere, Almanya, Fransa gibi ileri Batılı ülkelerde gelir vergisi sistemi, gelir vergisi ayrı ve kurumlar vergisi ayrı kanunlarda olmak üzere ikili sistem yürürlükte ve uygulamadadır. Türkiye' deki duruma gelince, 13.06. 2006 tarihli yeni Kurumlar Vergisi Kanunu yanında 31.12.1960 tarih ve 193 sayılı kadim Gelir Vergisi Kanunu yerine yeni ve modern bir Gelir Vergisi Kanunu beklerken, karşımıza büyük sürpriz olarak, tek metin halinde, karma bir gelir vergisi çıktı. Hayretler içinde kaldık. Çünkü böyle bir çalışmadan piyasanın, akademik çevrelerin ve özellikle geniş meslek grubunun haberi yoktu. Halbuki bu kadar önemli bir vergi yasa tasarısının kamuoyuna sunulması, tartışılması, fayda ve mahzurlarının ortaya konması gerekirken bu yol denenmemiş, tam TBMM' nin tatile gireceği bir dönemde Tasarı yıldırım hızıyla Yüce Meclise sunulmuştur. Metin kısmında da açıkladığımız gibi, 1950 yılında gerçekleşen Büyük Vergi Reformunda Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi ve Vergi Usul Yasasından oluşan üçlü bir Gelir Vergisi Türkiye' de 60 küsur yıldan beri uygulanmış ve başarılı sonuçlar alınmıştır. Bu sistemin devam ettirilmesinde ve sistemin geliştirilmesinde ısrar etmek gerekir. Ortada hiçbir neden ve gerekçe olmadan, dünyada denenmemiş, yeni ve tartışmalı bir vergi sistemine geçmek Türk Gelir Vergi Sistemine zarar verebilir, sistemi aksatır. Bu konuda Gelir İdaresi Başkanlığının görüş ve fikirleri de önemlidir. Bu teşkilat yeni vergiyi uygulayacak örgüt olduğuna göre, Tasarıda onların katkı ve paylarını bilmemiz gerekecektir. Özetle ben şahsen bu Tasarıyı, biraz erken hazırlandığı ve kamuoyuna sunulup yeterince tartışılmadığı için zamansız buluyorum. Bize yeni ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu' nu tamamlayacak sade bir Gelir Vergisi Kanun Tasarısı lazım. Böyle bir yasanın yıllardan beri hasretini çekiyoruz. Prof. Dr. Selahattin TUNCER/Lebib Yalkın Yayımları
Kaynakça ; 1.Gelir Vergisi Kanun Tasarısı TBMM' ye sunulan 91+1 maddelik Tasarı, s.143 2.Recep Bıyık "Yeni Gelir Vergisi Tasarısı", 19.06, 21.06, 26.06 ve 28.06.2013 tarihleri arasında DÜNYA Gazetesinde 4 makale yayımlanmıştır. Önemli bir kaynak. 3.Mehmet Kaya – Hüseyin Gökçe "Gelir ve Kurumlar Vergisi Birleşiyor, İstisnalar Daralıyor" DÜNYA, 14.06.2013 tarihli sayı 4.Osman Arıoğlu "Gelir Vergisi Tasarısı Ne Getiriyor?" 31.05.2013 tarihli İstanbul Ticaret "Tasarıda Gayrimenkul Satışları Konusundaki Düzenlemeler" 07.06.2013 tarihli İstanbul Ticaret 5.Prof. Dr. Kamil Mutluet "Gelir Vergisi Kanunu Tasarısı ile Gelir ve Kurumlar Vergisinin Birleşmesi" YAKLAŞIM, Temmuz/2013, Sayı:247, s.9-13 6.Metin Celal "Vergi Şoku" Cumhuriyet, 03.07.2013 tarihli sayı Yazar telif kazançlarının vergilendirilmesinden şikâyetçidir. --------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz. |