Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Anonim Şirketlerde Nakdi Sermaye Taahhüdü ve Sermaye Taahhüdünün Yerine Getirilmemesinin Yaptırımları PDF Yazdır e-Posta
04 Eylül 2013
Image

6102 sayılı Kanun’un 128. maddesinin yedinci fıkrasında, şirketin, her ortağın sermaye koyma borcunu yerine getirmesini isteyebileceği ve dava edebileceği gibi, yerine getirmede gecikme sebebiyle uğradığı zararın tazminini de isteyebileceğini, tazminat istemi için ihtarın şart olduğunu belirtmiştir. Bu hükme göre yerine getirilmeyen sermaye taahhüdü için şirket, ortağından bu taahhüdünün yerine getirmesini isteyebilecektir. Bu isteğin nasıl yapılacağı ise 6102 sayılı Kanun’un 481. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, payların bedelleri, yönetim kurulu tarafından, esas sözleşmede başkaca hüküm bulunmadığı takdirde, pay sahiplerinden ilan yoluyla istenir. İlanda, ödenmesi istenen sermaye borcunun oranı veya tutarı ile ödeme tarihi ve ödemenin nereye yapılacağı açıkça belirtilir. Buradan anlaşılacağı üzere, ödenmeyen pay bedellerinin ortaklardan istenmesi, esas sözleşmede belirtilen şekilde yapılacaktır. Ancak, esas sözleşmede böyle bir düzenleme yapılmamış ise bu istem ilan yoluyla gerçekleştirilecektir.

Şirketin ortağından borcunu yerine getirmesini istemesi, dava etmesi ve gecikme sebebiyle uğradığı zararını isteyebileceği gibi, sermaye koyma borcunu zamanında yerine getirmeyen ortaktan temerrüt faizi de isteyecektir. 6102 sayılı Kanun’un 482. maddesinin birinci fıkrasında sermaye koyma borcunu süresi içinde yerine getirmeyen pay sahibinin, ihtara gerek olmaksızın, temerrüt faizi ödemekle yükümlü olduğu belirtilmiştir. Kanun’un 129. maddesinde ise, zamanında ifa edilmeyen sermaye para ise, 128. madde gereğince tazminat hakkına halel gelmemek şartıyla, aksine şirket sözleşmesinde veya esas sözleşmede hüküm yoksa, şirketin tescili anından itibaren temerrüt faizi de ödeneceği hükme bağlanmıştır. Temerrüt faizi ticari ilişkilerin doğası gereği, borcunu süresi içerisinde ifa etmeyenlerin ödemekle yükümlü olduğu borcunu ifadaki gecikmenin cezası niteliğindedir. Bu bakımdan süresinde ödenmeyen pay sermaye taahhüdü için temerrüt faizi istenmemesi düşünülemez. Kanun’un 482. maddesinin ikinci fıkrasına göre, yönetim kurulu, mütemerrit pay sahibini, iştirak taahhüdünden ve yaptığı kısmi ödemelerden doğan haklarından yoksun bırakmaya ve söz konusu payı satıp yerine başkasını almaya ve kendisine verilmiş pay senedi varsa, bunları iptal etmeye yetkilidir. İptal edilen pay senetleri ele geçirilemiyorsa iptal kararı 35. maddede yazılı gazetede ve ayrıca esas sözleşmenin öngördüğü şekilde ilan olunur.

Kanun’un 482. maddesinin üçüncü fıkrasında, esas sözleşmeyle pay sahiplerinin, temerrüt hâlinde, sözleşme cezası ödemekle zorunlu tutulabilecekleri hükme bağlandığından, eğer sermaye taahhüdünü yerine getirmede gecikme olması hususunda esas sözleşmeyle belirlenmiş bir ceza var ise, bu gecikmenin gerçekleşmesi halinde, ortaklar sözleşmeye eklenen bu cezai tutarı ödemekle de yükümlü olacaklardır. Ayrıca söz konusu maddenin dördüncü fıkrasına göre şirketin tazminat isteme hakkı da bulunmaktadır. Ancak, Kanun’un 483. maddesine göre, 482. maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarının uygulanabilmesi için, yönetim kurulu tarafından, mütemerrit pay sahibine, 35. maddede yazılı gazete ile esas sözleşmenin öngördüğü şekilde ilan yoluyla şirketin internet sitesinde de yayımlanacak bir mesajla ihtarda bulunulur. Bu ihtarda, mütemerrit  pay sahibinin  temerrüde konu olan tutarı bir ay içinde ödemesi, aksi hâlde, ilgili paylara ilişkin haklarından yoksun bırakılacağı ve sözleşme cezasının isteneceği belirtilir. Bir başka deyişle, yönetim kurulunun, mütemerrit pay sahibini, iştirak taahhüdünden ve yaptığı kısmi ödemelerden doğan haklarından yoksun bırakabilmesi ve söz konusu payı satıp yerine başkasını alması ve kendisine verilmiş pay senedi varsa, bunları iptal edebilmesi veya sözleşme cezası uygulanabilmesi için, Kanun’un 483. maddesinde belirtilen ilan işleminin usulüne uygun bir şekilde gerçekleştirilmiş olması gereklidir. Ancak nama yazılı pay senedi sahipleri için durum biraz daha farklıdır. Kanun’un 483. maddesinde nama yazılı pay senetlerinin sahiplerine bu davet ve ihtarın, ilan yerine, iadeli taahhütlü mektupla ve internet sitesi mesajı ile yapılacağı düzenlenmiştir.

Ayrıca 483. maddenin ikinci fıkrası hükmü uygulansa dahi, sermaye taahhüdünü yerine getirmeyen ortağın sorumluluğu bazı durumlarda devam etmektedir. Nitekim, Kanun’un 483. maddesinde, mütemerrit pay sahibinin, yeni pay sahibinin ödemelerinden açık kalan tutar için şirkete karşı sorumlu olduğu, dördüncü fıkrasında ise 501. madde hükmünün saklı olduğu hükme bağlanmıştır. Söz konusu 501. maddesinin ikinci fıkrasında ise şirketin kurulması veya esas sermayenin artırılması sırasında iştirak taahhüdünde bulunan kimsenin, payını başkasına devrettiği takdirde, bedelin henüz ödenmemiş olan kısmının kendisinden istenemeyeceği, ancak şirket kuruluşu veya esas sermayenin artırılması tarihinden itibaren iki yıl içinde şirket iflas etmiş ve payı iktisap eden kimse paydan doğan haklardan yoksun bırakılmış olması halinin bu hükmün istisnası olduğu belirtilmiştir. Hasan Gül E-Yaklaşım / Ağustos 2013 / Sayı: 248

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.