Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Acil hastaya bahane yok PDF Yazdır e-Posta
18 Eylül 2013
Image

Acil sağlık sorunları sebebiyle sağlık kuruluşuna başvuran vatandaşa, sorgusuz sualsiz hizmet verilmesi gerekiyor.

Buna göre:

- Sağlık kuruluşuna başvuran kişinin sosyal güvencesi ister olsun ister olmasın,

- Sağlık kuruluşu ister özel olsun ister kamuya ait olsun,

- Kişi ister yabancı olsun ister Türk vatandaşı, acil durum atlatılıncaya kadar ve ücret istenmeksizin kişiye her türlü tıbbi yardım yapılmak zorunda. Bu konuda bizzat Sayın Başbakan'ın hassasiyeti olduğu için daha önce Başbakanlık genelgesi de çıkarıldı. Yetmedi, SGK genelgeler ve duyurularla acil durumda vatandaşların hastane kapılarından geri çevrilmemesi yönünde uyarılarda bulundu. Bu da yetmemiş olacak ki en son Sağlık Bakanlığı tarafından bir genelge (2013/17) daha yayımlanarak tüm özel ve kamu sağlık kuruluşlarının dikkati çekildi.
 
Acil durum geçince
 
Genelgede tekrar vurgulandığı üzere, acil olarak gelen hastaya hiçbir hastane "personelim yok", "boş yatağım yok", "tıbbi ekipmanım yok" gibi bahaneler ileri süremeyecek. Acil durumun gereği olarak yapılması gereken müdahale neyse yapılacak. Yalnız acil durum geçince hastaya veya yakınlarına Acil Halin Sona Ermesine Dair Bilgilendirme Formu imzalatılacak. Yani denecek ki, "Ey hasta, acil durumu atlatıncaya kadar biz gerekeni yaptık, bundan sonrası normal tedavi devam edecek ve senden şu kadar ilave ücret alacağız." Hasta veya yakını bunu kabul ederse tedaviye devam edilecek, etmezse bir başka kuruma sevki yapılacak.

Esasında tekrar genelge yayımlamaya gerek olmayacak kadar konu açıktı. Fakat bazı hastanelerin acil hastalara bakmamak için her yolu denedikleri Sağlık Bakanlığı'nın da dikkatini çekmiş olacak ki bazı noktaların altı tekrar çizilmiş oldu. Bu arada acil hallerde özel ya da kamu hastanesinin kapısından çevrilen hastalar, derhal SGK ve Sağlık Bakanlığı'na şikayette bulunabilirler.
 
Haciz kesintisini taşeron yapar
 
Soru: Sadettin Bey, biz bir inşaat firmasıyız. Alt taşeronlarımızdan birinin işçisinin maaşına haciz gelmiş. Alacaklının avukatı maaşın 1/4'ünü kesip icra dosyasına yatırmamızı istiyor. Asıl işveren olarak bizim böyle bir sorumluluğumuz var mı? İlgili işçinin bordrosunu taşeron düzenliyor. Ben taşeron işçisinin maaşından kesinti yapabilir miyim? Yakup K.

Cevap: Değerli okurum, alacak davalarını takip eden avukatlar genelde SGK kayıtlarında asıl işveren olarak kim görünüyorsa icra yazısını ona çıkartırlar. Ancak asıl işveren olarak sizin böyle bir sorumluluğunuz yok. İşçinin bordrosunu hangi taşeron düzenliyorsa kesintiyi de o yapar. Yalnız icra müdürlüğünden gelen yazıya yasal süresi içerisinde işçinin hangi işverene bağlı olarak çalıştığını belirten bir yazı göndermeniz gerekir.
 
15 yılla tazminat alamazsınız
 
Soru: Sadettin Bey, ben 14 Ekim 1999 tarihinde sigortalı oldum. Şu an toplam 3.943 gün primim var. Önümüzdeki yıl yurtdışına gitmeyi planlıyorum. Acaba 15 yılı doldurduğum tarihte işyerinden istifa etsem kıdem tazminatı alabilir miyim? Nihat T.

Cevap: Nihat Bey, 3600 gün ve 15 yılı doldurarak istifa eden sigortalılara kıdem tazminatları ödeniyor. Ancak bunun için 8 Eylül 1999 tarihinden önce sigorta başlangıcınızın bulunması gerekiyor. Siz bu tarihten sonra işe başladığınız için 7000 günü doldurarak tazminata hak kazanabilirsiniz. Sadettin Orhan

http://www.bugun.com.tr/acil-hastaya-bahane-yok-yazisi-797241

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.