Araç alımındaki yüksek vergiyi telafi edebilirsiniz |
24 Eylül 2013 | |
Otomotiv sektörünün gösterdiği gelişmeye paralel olarak araç satışları da her geçen gün artıyor. Eskisine göre çok daha donanımlı ve dayanıklı üretilen otomobiller insanımız için lüks olmaktan çıktı. Artık düzenli geliri olan hemen herkesin birinci önceliği bir otomobil satın almak oluyor. Tıpkı bunun gibi vergi mükellefleri de gerek kendilerinin, gerekse çalışanları ve işletmenin işlerini görmek için araç almak zorunda kalıyor. Sektör çok gelişmiş ve ürün yelpazesi de çok geniş olunca araç alımında tercihler, ödenecek tutar üzerinde birinci dereceden etkili oluyor. Devlet de talep esnekliği çok az olan, yani vazgeçilmesi zor olan bu alana yüksek vergiler uyguluyor. Gerek araç alımında gerekse de kullanım aşamasında Özel Tüketim Vergisi, Katma Değer Vergisi ve Motorlu Taşıtlar Vergisi gibi birçok vergi ödeniyor. Peki mükelleflerin yaptıkları bu harcamaları ve ödedikleri vergileri hesaplarında indirim olarak göstermeleri mümkün değil midir? Elbette vergi kanunlarımızda mükelleflere bu yönde birçok avantaj tanınmış durumda. Ticari araçların vergisi indirilebiliyor Ticari araç olarak görülen panelvan, minibüs, kamyon gibi taşıtların alımında ve kullanımında yapılan masraflar şirketlerde gider olarak gösterilebiliyor. Bu araçların maliyetleri amortisman yoluyla giderleştirilebilirken, alınan aracın niteliğine göre ödenen KDV de ödenecek KDV’den indirilebiliyor. Ayrıca sigorta, kasko, yakıt, bakım ve onarım giderleri de Gelir veya Kurumlar Vergisi’nden indirim konusu yapılabiliyor. Özellikle gerçek kişi olarak faaliyet gösteren mükellefler kendileri üzerinde kayıtlı aracı aktife kaydederek bu imkândan faydalanabilir. Ticari kapsamında olmayan ve mevzuatta binek otomobil olarak belirlenen taşıtların alımında ödenen KDV, her ne kadar indirim konusu yapılamazsa da bu verginin doğrudan gidere veya maliyete kaydedilmesi mümkün. Bunun dışında binek otomobil için ödenen tutar kıst amortisman yoluyla giderleştirilebilirken, araç için yapılan diğer harcamalar da gider olarak gösterilebiliyor. Yani binek otomobilleri de dahil olmak üzere işletmedeki araçlar için satın alınan yakıt, yağ, lastik, parça gibi mallara veya tamir, bakım, onarım hizmetlerine ödenen Katma Değer Vergisi indirim konusu yapılabiliyor. Şirketler veya gerçek kişi mükellefiyeti bulunanlar bazen ellerindeki parayı böyle bir araç alımı için kullanmayarak finansal kiralama şirketleri aracılığıyla bir araç kiralama/satın alma yoluna gidebiliyor. Bu tür sözleşmelerde genelde aracın kaydı finansal kiralama şirketi üzerinde kalır. Finansal kiralama yoluyla kiralanan araçların bakımı, onarımı ve benzeri giderleri için özel bir hüküm konulmamışsa kiralanan aracın işle ilgili olarak kullanılması halinde akaryakıt, bakım ve benzeri giderleri hasılattan indirim konusu yapılabilir. Araç için ödenen kiralama bedeli de aktifleştirildikçe giderlerde gösterilebilir. KDV açısından balkıdığında ise finansal kiralama süresi sonunda aracın mülkiyeti kiracıya geçecekse, binek otomobillerine ait yüklenilen KDV indirim konusu yapılamaz. Sözleşme sonunda aracın kiraya verende kalması durumunda ise bu işlem bir kiralama hizmeti olarak değerlendirileceğinden, kira tutarları üzerinden ödenen KDV indirim konusu yapılabilir. Finansal kiralama yöntemi ile kiralanan aracın işle ilgili olarak kullanılması şartı ile kullanım aşamasındaki akaryakıt, bakım ve benzeri giderler sebebiyle yüklenilen KDV de indirim konusu yapılabilir. Rent a car şirketlerinden yapılan kiralamalarda da vergi konusu benzer mahiyettedir. Gider yazma ve KDV indirme bakımından araç almaktansa kiralama yapmak daha avantajlı görünüyor. Kiralarken sadece araç değil hizmet de satın alındığından bu yöntem tercih ediliyor. Banka kredisiyle şirket aracı alındığında, aracın yüzde 25-30’unu peşin ödemek gerekiyor. Kiralamada peşinat istenmediğinden ve kira ödemeleri, kredi imkânlarını etkilemediğinden kiralama satın almaya göre daha avantajlı görünüyor. Kiralanan araçların periyodik bakım, onarım, lastik, zorunlu trafik sigorta masrafları, MTV, egzoz pulu, araç muayene işlemleri de kiralayan şirkete ait. Bu harcamaların bir kısmı şirkete kayıtlı bir araç için yapıldığında gider olarak yazılamaz ve ödenen KDV indirim konusu yapılamazken, kiralama için ödenen tutarın tamamı ve KDV’si gider ve indirim konusu yapılabiliyor. Araç satışlarında vergi Mükellefler aktiflerinde kayıtlı araçları sattıklarında bunu bir fatura ile belgelendirmeli. Motorlu taşıt araçlarının ilk alımında veya kullanılmış olanların (otomobiller hariç) ticari faaliyet kapsamında tesliminde uygulanacak KDV oranı yüzde 18. Burada aracı satın alanın nihai tüketici, serbest meslek erbabı, ticari kazanç sahibi veya Kurumlar Vergisi mükellefi olması, durumu değiştirmiyor. Buna göre sıfır otomobiller ile kullanılmış olup olmadığına bakılmaksızın otobüs, midibüs, minibüs, kamyon, kamyonet, TIR gibi ticari araçlar yüzde 18 oranında vergilendiriliyor.
İkinci el binek oto alım ve satımında KDV, yüzde 1 oranında hesaplanıyor. İşletmeler aktiflerinde yer alan kullanılmış binek araçlarını nihai tüketiciye sattıklarında yüzde 1 KDV hesaplamalı. Ancak binek otomobillerinin alımında yüklendikleri KDV’yi indirim hakkı bulunan mükelleflerin, (rent a car, sürücü kursu vb.) bu araçların satışında yüzde 18 KDV hesaplanmalı. Mükelleflerin nihai tüketici konumundaki birisinden araç alımında ise bu vergi hesaplanmıyor. Yusuf Keleş
http://www.zaman.com.tr/ekonomi/arac-alimindaki-yuksek-vergiyi-telafi-edebilirsiniz_2140947.html -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.
|