Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Vergi uygulamalarıyla ilgili olarak son dönemde verilen bazı özelgeler. PDF Yazdır e-Posta
30 Eylül 2013
Image

Vergi Usul Kanunu’nun 413. maddesi çerçevesinde, vergi durumları ve vergi uygulanması bakımından tereddüt edilen konular hakkında Gelir İdaresinden açıklama (özelge) istenebilmektedir.

Özelge talepleri için başvurular, Vergi Dairesi Başkanlığı bulunan illerde bu birimlere, bulunmayan illerde ise Defterdarlıklara yapılmaktadır. Gelir İdaresi Başkanlığı merkezine doğrudan başvurma olanağı yoktur.

Özelge başvuruları, özelge talep formu ile yapılabilmekte, başvurulan birimler tarafından hazırlanan özelge taslağı GİB merkezine onay için gönderilmekte, onay süreci Özelge Komisyonu onayı ile sonuçlanmaktadır. Özelge Komisyonunca onaylanan özelgeler, otomasyon sistemi üzerinden yetkili birimlere aktarılmakta ve yetkili birimce imzalanarak özelge talep eden mükellefe gönderilmektedir.

Onaylanan özelgeler Gelir İdaresinin bütün yetkili birimlerinin görebildikleri bir havuza atılmakta ve özelge havuzunda örneği oluşan özelgeler için merkeze tekrar onaya gönderilmemektedir.

Gelir İdaresi’nce verilen özelgeler’ den özelliği olması nedeniyle seçilmiş olan bir kısmı zaman zaman Vergi Bültenleri’ ne konu edilmektedir.

Son zamanlarda verilen özelgelerden önemli bazılarının özeti aşağıda yer almaktadır.

1. Kurumlar Vergisi Kanunu

6111 sayılı Kanun’un uygulamasında oluşan fonun ortaklara dağıtılması ve ortak şirketin de gerçek kişi ortaklarına dağıtılması durumunda tevkifat ve diğer vergisel yükümlülükler

(05.08.2013 tarih ve 1178 sayılı özelge)

İşletmede mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan emtianın kayıt altına alınabilmesi için 6111 sayılı Kanun’dan yararlanılması durumunda; ilgili emtia için ayrılan karşılık sermayenin unsuru kabul edildiğinden, ortaklara dağıtılması halinde söz konusu karşılık için vergi kesintisi yapılmayacaktır.

Ayrıca, ilgili Kanun’dan yararlanan Şirket’in hissesine sahip olan Şirket’e karşılık hesabından yapılacak ödemeler sermayenin iadesi olarak değerlendirecek olup kurum kazancına ilave edilmeyecektir.

ABD, Hollanda ve İngiltere mukimi firmalardan sunucu kiralama ve internet hizmeti alımlarının Kurumlar Vergisi ve KDV Kanunları karşısındaki durumu

(23.08.2013 tarih ve 1305 sayılı özelge)

Çifte Vergi Önleme Anlaşmaları yönünden ABD, Hollanda ve İngiltere mukimi firmalardan sunucu kiralama ve internet hizmet alımlarına ilişkin yapılan ödemelerin "gayrimaddi hak bedeli" olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. İlgili anlaşmalarda İngiltere ve Hollanda mukimine yapılan ödemeler üzerinden % 10 oranında, ABD mukimine yapılan ödemelerde ise; kiralama bedeli üzerinden % 5, gayri maddi hak niteliği taşıyan diğer ödemelerden de % 10 oranında vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.

Anılan ülke mukimlerinin Türkiye'de elde ettikleri kazanç veya iratların ilgili Anlaşma çerçevesinde vergiye tabi tutulabilmesi için mukim oldukları ülke yetkili makamlarından mukimlik belgesi almaları ve bu belgenin aslı ile noterce veya bu ülkedeki Türk Konsoloslukları’ nca tasdikli Türkçe tercümesinin bir örneğini ilgili vergi dairesine veya kendilerine yapılan ödeme üzerinden vergi sorumlularınca vergi tevkifatı yapılması durumunda ise vergi sorumlularına ibraz etmeleri gerekmektedir. Vergi sorumluları, teslim aldıkları söz konusu mukimlik belgelerini gerektiğinde yetkili makamlara ibraz etmek üzere muhafaza edeceklerdir. Mukimlik belgesinin ibraz edilememesi durumunda ise ilgili Anlaşma hükümleri yerine iç mevzuat hükümleri uygulanacaktır.

Diğer yandan, yurt dışı mukimi firmalardan sunucu kiralama ve internet hizmeti ithali, Türkiye’de faydalanıldığı gerekçesiyle KDV'ye tabi olup, ithalat bedeli üzerinden hesaplanan KDV'nin sorumlu sıfatıyla ithalin yapıldığı dönemde beyan edilmesi gerekmektedir.

Belediyeye bağışlanmak üzere kültür merkezi tesisinin onarım ve organizasyon işleri için yapılan harcamaların kurum kazancından indirilip indirilemeyeceği

(23.08.2013 tarih ve 1308 sayılı özelge)

1 Seri No’ lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nde;

- Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine,

- İl özel idarelerine,

- Belediyelere, köylere,

- Bakanlar Kurulu’nca vergi muafiyeti tanınan vakıflara ve kamu yararına çalışan dernekler ile bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlara

makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımlar toplamının o yıla ait kurum kazancının %5'ine kadar olan kısmının, kurumlar vergisi beyannamesinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurum kazancından indirim konusu yapılabileceği hüküm altına alınmıştır

Bu itibarla, belediyenin kültür merkezi tesisinin onarım ve organizasyon işlerine ilişkin yapılan harcamaların, beyanname üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, o yıla ait kurum kazancının % 5'ine kadar olan kısmının indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

Derneğe ödenen giriş ve üyelik aidatının kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilip indirilemeyeceği

(21.08.2013 tarih ve 891 sayılı özelge)

Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinde safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmış olup, birinci bendinde de ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde indirilebileceği belirtilmiştir.

Buna göre, ticari kazanç elde edilmesi için kanunen veya ilgili mevzuat gereği zorunlu olması şartıyla Derneğe üyelik için ödenen giriş bedeli ile aidatların kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

Fark işçilik tutarının kurum kazancının tespitinde gider olarak kaydedilip edilemeyeceği

(05.08.2013 tarih ve 79 sayılı özelge)

İşverenin eksik işçilik bildiriminde bulunması dolayısıyla Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan ve kesinleşen prim ödemeleri, işverenin işçisine yaptırdığı hizmetin karşılığı olarak fiilen ödediği ücret dolayısıyla yapılan bir prim ödemesi olmayıp Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda yer alan bir düzenlemeden kaynaklanmaktadır.

Bu çerçevede, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından re' sen tahakkuk ettirilen sigorta primleri, fiilen bu Kurum’a ödendiği tarihte gider olarak dikkate alınabilecek olup, bu şekilde hesaplanan sigorta primleri nedeniyle söz konusu Kurum’a ödenen para cezaları ile gecikme zamları ve faizlerin ise kurum kazancından indirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Fransa ve Finlandiya'da mukim şirketlere ödenecek kar payının vergilendirilmesi

(21.08.2013 tarih ve 881 sayılı özelge)

Her iki ülke mukimi şirket ortağına yapılacak temettü ödemelerini vergileme hakkı mukim olunan ülkeye aittir.

Bununla birlikte, Fransa Çifte Vergilemeyi Önleme Anlaşması’nın 10. madde ikinci fıkrası uyarınca; Türkiye'nin de

- Fransız mukimi şirketin, temettü ödeyen Türk şirketinin sermayesinin doğrudan doğruya en az %10'unu elinde tutan bir şirket olması halinde gayrisafi temettü tutarının %15'i;

- Tüm diğer durumlarda gayrisafi temettü tutarının %20'sini

aşmamak üzere bu geliri iç mevzuat hükümleri çerçevesinde vergileme hakkı bulunmaktadır.

Finlandiya Çifte Vergilemeyi Önleme Anlaşması’nın 10’uncu madde ikinci fıkrası uyarınca ise; Türkiye'nin de

- Finlandiya mukimi şirket, temettü ödeyen Türk şirketinin sermayesinin doğrudan doğruya en az %25'ini elinde tutan bir şirket ise gayrisafi temettü tutarının %5'i;

- Tüm diğer durumlarda gayrisafi temettü tutarının %15'ini

aşmamak üzere bu geliri vergileme hakkı bulunmaktadır.

Ayrıca, kar paylarının vergilendirilmesinde iç mevzuatımızda daha düşük bir vergi oranının öngörülmesi halinde, Türkiye’de yapılacak vergilemede mükellefin lehine olan bu düşük oranın uygulanacağı tabiidir.

Klinik çalışma raporları düzenleme faaliyetinden elde edilen kazançların Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendine göre kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılıp yapılamayacağı

(21.08.2013 tarih ve 885 sayılı özelge)

1 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin "10.5.2. İndirimden faydalanma şartları" bölümüne göre, Türkiye’'de sunulan ancak yurtdışında yararlanılacak olan hizmetlerden elde edilecek kazançların %50’sinin kurumlar vergisi matrahından indirilebilmesi için;

- Şirket ana sözleşmesinde yazılı esas faaliyet konuları arasında tıbbi raporlama hizmeti sunulmasının bulunması,

- Söz konusu hizmetin, Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, iş yeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara sunulması,

- Bu hizmet karşılığında faturanın yurt dışı mukimi kişi ve/veya kurum adına düzenlenmesi,

- Türkiye’den verilecek tıbbi raporlama hizmetinden yurt dışında yararlanılması,

gerekmektedir.

Dolayısıyla, klinik çalışma raporları düzenleme faaliyetinin tıbbi raporlama niteliği taşıması, söz konusu hizmetin fiilen sunulması ve yukarıda sayılan diğer şartların da sağlanması halinde; elde edilen kazancın % 50'sinin kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

Rusya'daki şirketlerden alınan hizmetler dolayısıyla yapılan ödemelerin vergilendirilmesi

(28.08.2013 tarih ve 85 sayılı özelge)

Montaj hizmet bedelleri

Rusya ile Türkiye arasındaki Çifte Vergilemeyi Önleme Anlaşması’nın 5’inci maddesi uyarınca; 18 ayı aşan bir süre devam eden inşaat şantiyesi, yapım, montaj veya kurma projesi ya da bunlarla ilgili gözetim faaliyetleri bir iş yeri oluşturacaktır. Dolayısıyla bu tür hizmetler kapsamında elde edilecek gelirlerin anılan Anlaşma’nın 7’inci maddesine göre, iş yerine atfedilebilir gelirle sınırlı olmak üzere Türkiye'de iç mevzuat hükümleri çerçevesinde vergilendirilmesi gerekmektedir.

Borç verme/alma, mevduat ve benzeri fonlamalar karşılığında ödenen faizler

Türkiye'de doğup bir Rusya mukimine yapılan faiz ödemelerini vergileme hakkı Rusya’ya ait olup, bununla birlikte Rusya Çifte Vergilemeyi Önleme Anlaşması’nın 11’inci madde ikinci fıkrası uyarınca; Türkiye'nin de faiz ödemelerinin gayrisafi tutarının yüzde 10’unu aşmayacak şekilde vergi alma hakkı bulunmaktadır.

Diğer taraftan, faiz gelirlerinin Türkiye’de bulunan bir iş yeri vasıtasıyla elde edilmesi durumunda ise vergileme, Anlaşma’nın 11’inci maddesine göre değil, 7’nci maddeye ilişkin "Ticari Kazançlar" kapsamında iş yeri kazançlarıyla birlikte Türkiye'de yapılacaktır.

Telif, imtiyaz, ticaret unvanı, marka, know-how ve benzeri gayrimaddi haklar için ödenen bedeller

Faiz bedellerinde olduğu gibi, gayrimaddi haklar için yapılan ödemelerin de gayrisafi tutarının yüzde 10’unu aşmayacak şekilde Türkiye’nin vergi alma hakkı bulunmaktadır

Diğer taraftan, anılan gelir türlerinin Türkiye’de bulunan bir iş yeri vasıtasıyla elde edilmesi durumunda ise vergileme; Anlaşma’nın ilgili gelir türünün yer aldığı maddesine göre değil, 7’nci maddeye ilişkin "Ticari Kazançlar" kapsamında iş yeri kazançlarıyla birlikte Türkiye'de yapılacaktır.

Ayrıca, Anlaşma hükümlerinden yararlanabilmek için;

- Rusya mukimi teşebbüslerin, Rusya’da tam mükellef olduklarının ve tüm dünya kazançları üzerinden bu ülkede vergilendirildiklerinin Rusya yetkili makamlarından alınacak bir belge (mukimlik belgesi) ile kanıtlaması ve

- Bu belgenin aslı ile birlikte Noter veya Rusya’daki Türk Konsoloslukları’nca tasdik edilecek Türkçe tercümesinin bir örneğinin ilgili vergi dairesi veya vergi sorumlularına ibraz edilmesi

gerekmektedir.

Serbest bölgede faaliyet gösteren şirketin üretim faaliyeti ile ilgili olarak proje kapsamında aldığı hibe tutarlarının kurumlar vergisinden istisna olup olmadığı

(22.08.2013 tarih ve 526 sayılı özelge)

Proje için alınacak hibenin, faaliyet ruhsatında belirtilen üretim faaliyetiyle ilgili olması kaydıyla, Serbest Bölgeler Kanunu’nun geçici 3’üncü maddesi ikinci fıkrasının (a) bendinde yer alan kurumlar vergisi istisnasına konu edilmesi mümkün bulunmaktadır.

Tek tapuda birleştirilen taşınmazların satışından elde edilen kazancın Kurumlar Vergisi ve KDV yönünden istisna kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği

(22.08.2013 tarih ve 31 sayılı özelge)

İki yıldan uzun süredir şirket aktifinde kayıtlı olan 105.320 m²’lik taşınmazın, alıcı firmanın 135 dönüm tek parsel arazi talebinin karşılanması amacıyla alınan 40.860 m²’lik taşınmaz ile birleştirilerek satılması halinde; satış kazancının 105.320 m²’lik taşınmaza tekabül eden kısmıyla sınırlı olmak üzere Kurumlar Vergisi ve Katma Değer Vergisi Kanunları yönünden istisnadan yararlanılması mümkündür. Ancak, şirket tarafından alıcı firmaya devredilmek üzere satın alınan 40.860 m²’lik taşınmazın satışından elde edilen kazanç bu istisnalara konu edilemeyecektir.

Yabancı müşterilerin talepleri doğrultusunda spor kulüplerinden kiralanacak localar için yapılan ödemelerin ilgili dönemde temsil ve ağırlama gideri olarak dikkate alınıp alınamayacağı

(20.08.2013 tarih ve 130 sayılı özelge)

Yurt dışı müşterilerinin talepleri doğrultusunda stad locaları kiralanması nedeniyle ödenecek kira bedelleri, kurum kazancının elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel gider olarak kabul edilemeyeceğinden, söz konusu ödemeler, safi kurum kazancının tespitinde gider olarak değerlendirilemeyecektir.

Yap-işlet-devret modeline göre inşa edilen binanın vergisel boyutu

(07.08.2013 tarih ve 1213 sayılı özelge)

Yap-işlet-devret modeline göre bina inşa edilmesi için yapılan harcamaların özel maliyet bedeli olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.

Diğer yandan,

- Arsa sahiplerine bina yapım hizmeti verilmek suretiyle inşa edilen bina için yapılan harcamaların emsale uygun belirlenen bir kâr marjı ile arsa sahibi şahıslara fatura edilmesi ve yapım hizmeti nedeniyle oluşan kazancın da kurum kazancına dahil edilerek vergilendirilmesi,

- Fatura edilen ve alacak olarak kayıtlara intikal ettirilen tutarın, binanın kullanılmaya başlandığı tarihi müteakip kalan kira süresine bölünmek suretiyle hesaplanan kısmının, ilgili yıllar itibariyle alacak tutarından düşülerek safi kurum kazancının tespitinde kira gideri olarak dikkate alınması,

- İlgili yıllar itibarıyla kira gideri olarak dikkate alınan tutarların ise, arsa sahibi şahıslara hesaben yapılan kira ödemesi olarak kabul edilmek suretiyle bu tutarlar üzerinden Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesine göre gelir vergisi kesintisi yapılması

gerekmektedir.

Yatırım teşvik belgesi kapsamında yapılan harcamalara ilişkin indirimli kurumlar vergisi uygulamasından yararlanmak üzere YMM Raporu ibraz edilip edilmeyeceği

(21.08.2013 tarih ve 89 sayılı özelge)

İndirimli kurumlar vergisi uygulamasından yararlanabilmek için yeminli mali müşavir raporu ibraz mecburiyeti bulunmamaktadır.

Yurt dışı mukimi şirketlere verilen yazılım, tasarım ve yazılım projeleri destek hizmetlerinden elde edilen gelirin kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılıp yapılmayacağı

(14.08.2013 tarih ve 1246 sayılı özelge)

Türkiye’de sunulan ancak yurtdışında yararlanılacak olan hizmetlerden elde edilecek kazançların %50'sinin kurumlar vergisi matrahından indirilebilmesi için;

- Şirket ana sözleşmesinde yazılı esas faaliyet konuları arasında yazılım ve tasarım hizmetleri sunulmasının bulunması,

- Söz konusu hizmetlerin, Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, iş yeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara sunulması,

- Bu hizmetler karşılığında faturanın yurt dışı mukimi kişi ve/veya kurum adına düzenlenmesi,

- Türkiye'den verilecek yazılım ve tasarım hizmetlerinden yurt dışında yararlanılması,

gerekmektedir.

Yurt dışına yapılan proje ve teknik danışmanlık hizmetleri faaliyetinin kurumlar vergisinden istisna olup olmadığı

(01.08.2013 tarih ve 69 sayılı özelge)

Yurt dışında bir hastanenin makine ve cihazlar dahil tüm yönleriyle değerlendirilip modern hizmet anlayışına kavuşturulması ile sağlık amaçlı hava araçlarının kullanılması konusunda geliştirilen sistem ve proje için verilen hizmetler, Kurumlar Vergisi Kanunu 5’inci maddesinin 1’inci fıkrası (h) bendi kapsamında teknik hizmet olarak değerlendirilemeyeceğinden söz konusu hizmetlerden elde edilen kazançların bu bent hükmüne istinaden kurumlar vergisinden istisna edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Özel hesap dönemine ait kıst dönem beyannameleri ile kesin mizan bildirimi verilme süresi

(22.08.2013 tarih ve 77 sayılı özelge)

Özel hesap döneminin sonlandırıldığı kıst döneme ilişkin;

- Kurum geçici vergi beyannamesinin takip eden 2’nci ayın 14’üncü günü (14 Şubat) bitimine kadar,

- Kıst döneme ait kurumlar vergisi beyannamesi ile kesin mizan bildiriminin ise 1-25 Nisan tarihleri arasında

verilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, bugün için kıst dönem beyannameleri ve kıst dönem kesin mizanının elektronik ortamda verilmesi mümkün bulunmadığından, kıst döneme ilişkin bildirimlerin kanuni sürelerinde, bağlı bulunulan vergi dairesine kağıt ortamında yapılması gerekmektedir.

İndirimli Kurumlar Vergisi ve Yatırım İndirimi Uygulaması

(01.08.2013 tarih ve 68 sayılı özelge)

Ticari bilanço kar veya zararına kanunen kabul edilmeyen giderler ile ilaveler eklendikten, yatırım indirimi istisnası dahil tüm indirim, istisna ve geçmiş yıl zararları düşüldükten sonra; yatırım teşvik belgesi kapsamındaki yatırımın kısmen veya tamamen işletilmesine başlanılan hesap döneminden itibaren yatırıma katkı tutarına ulaşılıncaya kadar indirimli kurumlar vergisinden yararlanılabilecektir.

Ancak, indirimli kurumlar vergisinden yararlanmak amacıyla, ilgili yıl kazancı bulunmasına rağmen yatırım indiriminden yararlanılmaması halinde, yararlanılmayan kazanç tutarına isabet eden yatırım indirimi istisnası tutarları müteakip yıllarda indirim konusu yapılamayacaktır.

Tam mükellef şirket tarafından TMSF' ye dağıtılan kâr payları üzerinden tevkifat yapılıp yapılmayacağı

(30.07.2013 tarih ve 1130 sayılı özelge)

TMSF' ye dağıtılan kar payları üzerinden %15 oranında vergi kesintisi yapılması gerekmekte olup, TMSF' ye Bankacılık Kanunu’nun 140’ıncı maddesi birinci fıkrası uyarınca vergi muafiyeti tanınmış olması kar dağıtımında vergi kesintisi yapılmasına engel teşkil etmemektedir.

Yurt içinde ve yurtdışında verilen mimarlık, mühendislik, etüt, plan, proje, harita ve benzeri hizmetler için indirim uygulanacak kurum kazancı belirlenirken hangi tarihin esas alınacağı ve indirimden yararlanılan kazanç ile ilgili olarak yurtdışında ödenen vergilerin Türkiye'de bu kazançlar üzerinden tarh olunan kurumlar vergisinden mahsup konusu yapılıp yapılmayacağı

(23.07.2013 tarih ve 774 sayılı özelge)

Şirket faaliyet konuları arasında yer alan mimarlık ve mühendislik hizmetlerinin; Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara Türkiye’de verilmesi ve söz konusu hizmetlerden münhasıran yurt dışında yararlanılması halinde, bu faaliyetlerden elde edilen kazançların % 50’si, ilgili hesap dönemi kurumlar vergisi beyannamesi ile beyan edilen kurum kazancından indirim konusu yapılabilecektir. Ancak, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10’uncu maddesi birinci fıkrası (ğ) bendi 15.06.2012 tarihinde yürürlüğe girdiğinden, bu hükmün yürürlük tarihinden önce söz konusu hizmetlerden elde edilen kazançlar indirime konu edilemeyecektir.

Öte yandan, yabancı ülkelerde elde edilen kazançlar üzerinden yurtdışında ödenen kurumlar vergisi ve benzeri vergilerin Türkiye’de mahsuba konu edilebilmesi için aynı kazanç üzerinden Türkiye’de de bir vergi hesaplanması gerekmektedir. Dolayısıyla, yukarıda sayılan faaliyetlerden elde edilen kazançların % 50’lik kısmı kurum kazancından indirim konusu yapılarak bu kısım üzerinden Türkiye’de kurumlar vergisi hesaplanmayacağından, yurtdışında ödenen vergilerden sadece bu kazançların % 50’lik kısmına isabet eden tutarı, Kurumlar Vergisi Kanununun 32’nci maddesi de dikkate alınarak kurumlar vergisinden mahsup edilebilecektir.

Bankalar tarafından yapılan promosyon ödemelerinin kurum kazancından indirilip indirilemeyeceği

(23.07.2013 tarih ve 105 sayılı özelge)

Bankalar tarafından, ticari kazanç elde edilmesi ve idamesine yönelik olarak müşteri sayısını arttırmak için muhtelif kurumlarla, çalışanlarının maaş ödemelerine ilişkin yapılan maaş anlaşmalarının Kurumlar Vergisi Kanunu’nun uygulanmasında, mevduatların ve kredi hacminin arttırılması amacıyla yapılan pazarlama harcaması niteliğinde kabul edilmesi gerekmekte olup, promosyon ödemelerinin doğrudan çalışanlara, kurumlara veya kurumların talimatıyla bağış makbuzu karşılığında bir derneğe ya da vakfa yapılması bu ödemelerin "pazarlama ve satış gideri" niteliğini değiştirmeyecektir.

Dolayısıyla, maaş anlaşmaları karşılığında bankalarca yapılan işin ehemmiyet ve genişliği ile mütenasip promosyon ödemeleri, kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu’nun 40’ıncı maddesi (1) numaralı bendi kapsamında, anlaşmaların sürelerine bağlı olarak ilgili oldukları dönemler itibarıyla, gider olarak dikkate alınabilecektir.

Kısmi bölünme öncesi sermayeye ilave edilmiş olan enflasyon düzeltmesi olumlu farklarının, gayrimenkul satış kazancından kaynaklanan fonların ve dağıtılmamış geçmiş yıl kârlarının, sermaye azaltılması durumunda işletmeden çekiş olarak değerlendirilip kurumlar vergisine ve kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisine tabi tutulup tutulmayacağı

(23.07.2013 tarih ve 107 sayılı özelge)

Kısmi bölünme sonucu şirketlerin faaliyetine devam etmesi esas olduğundan, üretim ve hizmet işletmeleri ile fiziki veya teknik bütünlük arz eden ve bu işletmelerden ayrılması mümkün olmayan taşınmazların kısmi bölünmeye konu edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Kısmî bölünme sonucunda aynî sermaye konulan şirketten alınan hisse senetlerinin ortaklara verilmesi nedeniyle şirket sermayesinin azaltılması ve daha önce sermayeye eklenmiş olan, enflasyon düzeltmesi fark hesapları ile geçmiş yıl karlarının da bulunması durumunda; devralan şirkette yapılacak sermaye artışında enflasyon düzeltmesi fark hesaplarının ve geçmiş yıl karlarının sermayenin bir unsuru olarak yer alması ve ayrı şekilde görülmesi şartıyla bu işlem işletmeden çekiş olarak değerlendirilmeyecek ve vergiye tabi tutulmayacaktır.

Ancak, devralan şirkette sermayenin bir unsuru olarak yer alan enflasyon düzeltmesi farklarının ve geçmiş yıl karlarının, devralan şirkette bir başka hesaba nakledilmesi veya işletmeden çekilmesi ya da sermaye azaltımına gidilmesi halinde, enflasyon düzeltmesi farkları ile ilgili işletmeden çekilen tutarların öncelikle işletmeden çekildiği dönemin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin kurumlar vergisine tabi tutulması, vergi sonrası dağıtılan kazancın ve geçmiş yıl karları ile ilgili tutarların da kar dağıtımına bağlı tevkifata tabi tutulması gerekmektedir.

Öte yandan, sermaye azaltımının Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5’inci maddesi birinci fıkrası (e) bendi kapsamında istisna edilen kazançtan (beş yıllık süre içinde) karşılanması halinde; istisna kazanç işletmeden çekilmiş sayılacağından, istisna dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılarak Vergi Usul Kanunu uyarınca vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi ile birlikte tahsil edilecek ve kar dağıtımı hükümleri çerçevesinde ortakların statüsüne göre vergi kesintisi yapılacaktır.

Almanya'da mukim şirketten vagon fren sistemlerinin test desteği hizmeti alımı nedeniyle yapılan ödeme üzerinden vergi tevkifat yapılıp yapılmayacağı

(24.07.2013 tarih ve 28 sayılı özelge)

Almanya mukimi şirketten alınan fren sistemleri test hizmetinin, Türkiye-Almanya Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması'nda serbest meslek faaliyetlerinin sadece gerçek kişiler için düzenlenmiş olması nedeniyle, Anlaşma’nın “İşyeri” başlıklı 5’inci ve “Ticari Kazançlar” başlıklı 7’nci maddeleri kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.

Almanya mukimi teşebbüsün Türkiye’de icra edeceği faaliyetin, bu teşebbüsün personelleri vasıtasıyla Türkiye’de herhangi bir 12 aylık dönemde toplamda 6 ayı aşan bir sürede veya sürelerde devam etmesi durumunda, Türkiye’de bir iş yeri oluşacak ve bu hizmetlerden elde edilen kazançlar iç mevzuatımız hükümleri çerçevesinde Türkiye’de vergiye tabi tutulacaktır.

Diğer taraftan, Türkiye’de icra edilen söz konusu hizmetler dolayısıyla elde edilen gelirlerin iç mevzuatımız hükümleri çerçevesinde vergi tevkifatına tabi tutulması halinde, söz konusu ödemeler üzerinden vergi tevkifatı yapmak zorunda olan vergi sorumlularının, tevkifat yükümlülüğünün doğduğu sırada, istihkak sahibi teşebbüsün faaliyet icrası amacıyla yukarıda belirtilen toplam altı aylık süre içerisinde kalıp kalmama durumunu bilemeyeceklerinden, diğer bir ifadeyle aynı dönemde Türkiye’de başkalarına da hizmet verilebileceği ihtimali dikkate alınarak, söz konusu ödemeler üzerinden vergi tevkifatı yapmaları gerekmektedir.

Öte yandan, Türkiye-Almanya Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması çerçevesinde bahse konu ödemelerin Türkiye’de vergiye tabi tutulmaması gerektiği durumda, Alman mukimi firmaya yapılan ödemeler üzerinden kurumlar vergisi tevkifatı yapılması halinde; anılan firma tarafından bizzat veya vekilleri aracılığıyla, tevkif yoluyla alınan vergilerin iadesi için ilgili vergi dairesine başvurulabilecektir.

İlaç fiyatlarındaki düşüşler nedeniyle oluşan stok zararlarının ilaç şirketince karşılanması halinde ödenen tutarların gider yazılıp yazılamayacağı

(29.07.2013 tarih ve 110 sayılı özelge)

İlaç şirketinin 2011 yılında ecza depolarına satmış olduğu ilaçlarla ilgili fiyat düşüşleri ve kamu kurum ıskonto oranlarının artması nedeniyle oluşan ecza depolarına ait stok zararlarını, Sağlık Bakanlığı’nca 14.04.2012 tarihinde Resmi Gazete’ de yayımlanan Tebliğ gereği karşılayacak olması nedeniyle; ecza depolarının ilgili Tebliğ hükümlerine uygun olarak 2012 yılında düzenlediği fiyat farkı faturalarına istinaden ödenen tutarların, 2012 yılı kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

Gayrimenkul Yatırım Ortaklığına dönüşen A.Ş.’ nin dönüşüm öncesi döneme ait kâr dağıtımında stopaj

(31.07.2013 tarih ve 826 sayılı özelge)

Şirketin ana sözleşme değişikliği yaparak gayrimenkul yatırım ortaklığına dönüşmeden önceki hesap dönemlerine ilişkin faaliyetlerinden elde ettiği kazançların, gayrimenkul yatırım ortaklığı faaliyetlerinden elde edilen kazanç olarak kabul edilmesi mümkün olmadığından, önceki hesap dönemine ait karın

- Gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara,

- Vergiden muaf kişi ve kurumlara,

- Dar mükellef gerçek kişiler ile Türkiye’de bir işyeri veya daimi temsilci aracılığıyla kar payı elde edenler hariç olmak üzere dar mükellef kurumlara

dağıtılması halinde % 15 oranında vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.

2. Gelir Vergisi Kanunu

Fiber optik terminal teçhizatı ve sayısal çoklayıcı sistemleri montajının yıllara sari inşaat ve onarım işi kapsamında olup olmadığı

(27.08.2013 tarih ve 922 sayılı özelge)

Gelir Vergisi Kanunu’nun 42’nci maddesinde; birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat (dekapaj işleri de inşaat işi sayılır) ve onarım işlerinde kar veya zararın işin bittiği yıl kati olarak tespit edileceği ve tamamının o yılın geliri sayılarak, ilgili yıl beyannamesinde gösterileceği hükmüne yer verilmiştir. Bir işin anılan madde kapsamına girmesi; inşaat ve onarma işi olması, işin taahhüde bağlı olarak başkaları hesabına yapılması ve birden fazla takvim yılına sirayet etmesi şartlarına bağlıdır.

Anılan madde hükmünce; taahhüt edilen trafo merkezleri için sistem temini, montajı, çalıştırılması ve personel eğitimini içeren sözleşme konusu işlerin inşaat ve onarım işi olarak değerlendirilmesi ve istihkak ödemeleri üzerinden Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15’inci maddesi gereğince % 3 oranında vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.

Sermaye azaltılması sonucu stopaj yapılıp yapılmayacağı

(30.07.2013 tarih ve 809 sayılı özelge)

- Daha önceki yıllarda şirket sermayesine eklenmiş olan varlık yeniden değerleme değer artış fonu ve maliyet artış fonu ile pasif kalemlere ait enflasyon fark hesaplarının, şirketin sermaye azaltımı yapması nedeniyle ortaklara dağıtılması halinde; işletmeden çekilen bu tutarlar üzerinden öncelikle kurumlar vergisi hesaplanması, vergi sonrası dağıtılan kazanç üzerinden de kar dağıtımına bağlı vergi kesintisi yapılması,

- Daha önceki yıllarda şirket sermayesine eklenmiş olan geçmiş yıl karlarının, şirketin sermaye azaltımı yapması nedeniyle ortaklara dağıtılması durumunda, kar dağıtımına bağlı vergi kesintisi yapılması,

gerekmektedir.

Gemilere ait elektronik sistem tedariki ve montajı işi ile ilgili ödemelerden kurumlar vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı

(18.07.2013 tarih ve 742 sayılı özelge)

Alt taşeron olan şirketin üstlendiği işler, ana yüklenicinin taahhüt ettiği inşaat işinden bağımsız olarak sadece elektronik sistem ve cihazların üretimi ve teslimi ile sınırlı olması halinde, yıllara yaygın inşaat ve onarım işi olarak değerlendirilmeyecektir.

3. Katma Değer Vergisi Kanunu

Şirket aktifinde kayıtlı taşınmaz ve makinelerin satışından doğan kazanç dolayısıyla KDV istisnasından yararlanılıp yararlanılmayacağı

(06.08.2013 tarih ve 1192 sayılı özelge)

Ana sözleşmede belirtilen şirketin faaliyet konuları arasında her türlü taşınmaz alım, satım, inşa, kiralama faaliyetlerinin yer almaması ve şirket aktifinde en az iki tam yıl süre ile kayıtlı bulunması koşulu ile yapılan taşınmaz satışının KDV'den istisna olması mümkün bulunmaktadır.

Diğer taraftan, taşınmazın finansal kiralama yoluyla elde edilmiş olması, istisnanın uygulanmasında önem arz etmemektedir.

4. Özel Tüketim Vergisi Kanunu

ÖTV iadesi

(05.08.2013 tarih ve 47 sayılı özelge)

Şirket’in ihraç kaydıyla teslim aldığı malları ÖTV Kanunu’nun 8/2’nci maddesi hükmünde belirlenmiş olan 3 aylık süre içerisinde ihraç edememesi sonucu, anılan malları ihraç kaydıyla teslim eden ÖTV mükellefinin ihracatın söz konusu süre içinde gerçekleşmemiş olması sebebiyle Şirket’ten alarak vergi dairesine ödemiş olduğu ÖTV'nin nakden veya mahsuben iade edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

5. Vergi Usul Kanunu

Aktif abonelerden alınan güvence bedelinin (Depozito niteliği taşıyan) VUK'un hangi değerleme ölçüsü ile yapılacağı

(22.08.2013 tarih ve 28 sayılı özelge)

Abonelerden alınan güvence bedellerinin “Alınan Depozito ve Teminatlar” hesabında takip edilmesi mümkün olup söz konusu güvence bedellerinin mevduat vb. yatırım araçlarında değerlendirilmesi halinde, elde edilen gelirlerin kurum kazancına dahil edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir. Öte yandan, abonelik sözleşmeleri aktif olan abonelerden alınan güvence bedellerinin, abonelik sözleşmesinin iptali nedeniyle abonelere güncelleştirilmiş değeri üzerinden iadesi halinde; güncelleştirme nedeniyle ilave olarak iade edilen tutar, iadenin yapıldığı dönemde kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir.

Öte yandan, abonelerden tahsil edilen güvence bedellerinin dönem sonunda, Vergi Usul Kanunu’nun 265 ve 285’inci maddelerinde yer verilen mukayyet değere ait hükümler kapsamında değerlemesinin yapılması gerekmektedir.

Kat karşılığı inşaat işinde, arsa tapusunun şirket adına tapuda tescili sonrasında yapılan dairelerin teslimi

(02.08.2013 tarih ve 72 sayılı özelge)

Arsa sahiplerince, arsa tapularının tamamının şirkete devredilmesi ve söz konusu arsaların kat irtifakı kurularak hisseleri oranında tekrar arsa sahiplerine teslimi halinde; Bu işlem kat karşılığı inşaat niteliğinde olmayacağından, her bir teslimin ayrı ayrı satış işlemi olarak değerlendirilmesi ve satış bedeli üzerinden fatura düzenlenmesi gerekmektedir.

Yeni nesil ödeme kaydedici cihazlar ile fatura düzenlenip düzenlenemeyeceği

(20.08.2013 tarih ve 135 sayılı özelge)

Bütün satışlar için bilgisayar üzerinden fatura düzenleniyor olması yeni nesil ödeme kaydedici cihaz kullanma mecburiyetini kaldırmamakta, perakende olarak gerçekleştirilen ve Vergi Usul Kanunu’na göre fatura düzenleme zorunluluğu olmayan satışları belgelendirmek üzere 70 seri No’ lu Ödeme Kaydedici Cihaz Genel Tebliği’nde belirtilen tarihler itibariyle yeni nesil ödeme kaydedici cihaz kullanılması gerekmektedir.

Diğer taraftan, perakende mal satışı yapılan işletmelerdeki EFT-POS (banka posları) cihazlarının, bilgisayar bağlantılı yeni nesil ödeme kaydedici cihazlarla uyumlu çalışması zorunlu olup, kredi kartı ile yapılan ödemelerde fatura düzenlenmiş olsa dahi satış işlemi yeni nesil ödeme kaydedici cihaz üzerinden sonlandırılacaktır.

6. Gider Vergileri Kanunu

Konut kredisiyle edinilen konutun üçte birinin krediyi kullananın eşine devredilmesi halinde BSMV ve KKDF uygulaması

(04.07.2013 tarih ve 975 sayılı özelge)

Kredinin vadesi sona ermeden ve bakiyesi kapatılmadan, kredi konusu konutun 1/3 hissesinin eşe devredilmesi halinde; devredilen hisse bakımından "konut edinimi" amacı kalmayacağından, konut finansmanı kapsamından çıkan söz konusu hisseye isabet eden kredi dolayısıyla hissenin devredildiği tarihten itibaren lehe alınan paraların BSMV ye tabi tutulması gerekmektedir.

Diğer yandan, söz konusu devir işlemi sebebiyle, kullanılan kredinin devredilen hisseye tekabül eden kısmı için tahakkuk ettirilecek faiz tutarları üzerinden KKDF kesintisi yapılması gerekmektedir.

7. Ar-Ge Teşvikleri

Teknoloji Geliştirme bölgesinde elde edilen kazançların vergilendirilmesi

(01.08.2013 tarih ve 84 sayılı özelge)

Şirket tarafından geliştirilen proje; üretim ve hizmet sektöründe faaliyet gösteren kurumların daha güvenli geleceğe bakmaları için yapılacak çalışmaları kapsayan bir hizmet işi olduğundan, söz konusu proje kapsamında bölge içinde veya dışında bulunan farklı firmalara verilen hizmetler karşılığı elde edilen kazançların, kurumlar vergisinden istisna edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Diğer yandan, anılan hizmet bir ürün veya yazılım programının teslimi ile ilişkilendirilemeyeceğinden KDV Kanunu’nun genel hükümleri çerçevesinde KDV’ye tabidir. Kaynak; pwc

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.