Bu köşede 15 Mart 2013 tarihinde yayınlanan yazımıza "Asgari ücret haczedilemesin" başlığını atmıştık. Söz konusu yazıda, asgari ücretin adı üzerinde "asgari" geçim düzeyine göre belirlendiğini, dolayısıyla haciz uygulamasına karşı koruma altına alınmasını önermiştik. Tahmin edilebileceği üzere önerimize asgari ücretle çalışanlardan çok fazla destek gelirken, kimi alacaklılardan "onlar da ayağını yorganına göre uzatsın" gibisinden tepkiler geldi.
Doğru, asgari ücretli ayağını yorganına göre uzatırsa sorun yok. Ancak unutmayalım ki bugünkü tüketim piyasası, insanda ne ayağın ne de yorganın boyunu hesaplayacak hal bırakıyor. Reklamlar, cazip gösterilen ödeme seçenekleri, bugün al seneye öde kampanyaları, bayram kredisi, seyran kredisi derken ne ayak kalıyor ne yorgan. İşte bu yüzden de güçlü piyasa karşısında, en zayıf gelir grubunu korumak zorundayız. Neyse ki önerimiz çok havada kalmamış olacak ki geçtiğimiz günlerde BUGÜN'ün manşetinde gördüğüm haber, beni oldukça sevindirdi.
BDDK'dan düzenleme sinyali
Gazetemizin 4 Ekim 2013 tarihli manşetinde, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mukim Öztekin'in açıklamalarına yer verilmişti. Sayın Öztekin açıklamasında özetle;
- BDDK olarak bankalar karşısında tüketici haklarını korumak üzere bir dizi faaliyet yürüttüklerini,
- Özellikle yoksul vatandaşlara kredi ve kredi kartı veren bankalar için düzenleme hazırlığında olduklarını,
- Belirli bir gelirin altındaki kişilere kredi veren bankanın, bu kişilerin ücretine haciz koyduramayacağını,
- 1000 liranın altında geliri olanlara verilecek kredi kartı limitinin de en fazla 1000 lira olabileceğini, ifade ediyor. Yani asgari ücret civarında geliri olan vatandaşa kredi veya kredi kartı veren banka, daha dikkatli hareket edecek. Tabii bizim önerimiz çok daha kapsamlı olarak, asgari ücretin sadece bankalara karşı değil bütün borçlara karşı koruma altına alınmasıydı. Bunun için de yasal düzenleme gerekiyor. Fakat asgari ücretlilerin en fazla bankalara borçlu olduklarını dikkate alırsak, yapılacak düzenleme de oldukça önemli. Umarız bir an önce hayata geçer ve asgari ücretliler için sosyal korumanın önemli bir ayağı olan gelir güvencesi sağlanmış olur.
Memurun izni farklı hesaplanır
Soru: Sadettin Bey, 9 Ekim tarihli köşe yazınızda bir okurun sorusunu cevaplarken, yıllık izin uygulamasında cumartesi gününün izinden düşüleceğini ama pazar gününün düşülmeyeceğini ifade etmişsiniz. Oysa benim çalıştığım kurumda memurların izinlerinden pazar günleri de düşülüyor. Yani hem cumartesi hem de pazar günü izin süresinden düşülüyor. Acaba bizde yanlış mı uygulanıyor? Mürsel M.
Cevap: Değerli okurum, bahsettiğiniz yazıdaki soru 4857 Sayılı İş Kanunu kapsamında çalışan bir işçi okurumuzun sorusudur. Cevabı da iş mevzuatı kapsamında verilmiştir. Ancak memurlar 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerine tabi olup, özel bir personel rejimine söz konusudur. Dolayısıyla izin ve diğer özlük işlemleri 657'ye göre belirlenir. Buna göre memurların ücretli izin uygulamasında hem cumartesi hem de pazar günü izinden düşülür. Yani kurumunuzdaki uygulama doğrudur. Sadettin Orhan http://www.bugun.com.tr/asgari-ucrete-koruma-mi-geliyor-yazisi-823728 -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz. |
