Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Ücret Ödeme Borcunun Yerine Getirilmemesi Halinde İşçinin Hakları PDF Yazdır e-Posta
21 Aralık 2013
Image

İş Kanunu’nun 24/e. maddesinde; “Süresi belirli olsun veya olmasın işçi, aşağıda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir: …

e-İşveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse…” diyerek ücretin önemine vurgu yapılmıştır. Maaş ödeme tarihinden itibaren 34. maddeye göre 20 gün içinde ödenmez ise; 21. gün itibariyle  İş Kanunu’nun 26. maddesine göre 6 günlük (hak düşürücü) süre içinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24. maddesi II e bendinde tanımlanan “İşveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse” maddesini gerekçe göstererek hizmet akdini haklı sebeple tazminatını almak kaydı (eski 1475 s. İş K. md. 24)  ile fesih yetkisi kullanılabilecektir.

Ücret ödemesindeki gecikmede 34. maddede belirtilen 20 günlük süre geçmeden yapılan fesih işleminde Yargıtay yapılan feshi haklı gerekçeye dayanmadığını hükme bağlamıştır. İşçi veya işveren bakımından haklı fesih nedenlerinin ortaya çıkması halinde, iş sözleşmesinin sair tarafının sözleşmeyi haklı sebeple fesih yetkisinin kullanılma süresi sınırsız değildir. Bu bakımdan 4857 sayılı İş Yasası’nın 26. maddesinde işverenin öğrendiği gün ve olayın gerçekleştiği gün başlangıç esas alınmak üzere iki ayrı süre öngörülmüştür. Bu süreler içerisinde fesih yoluna gitmeyen işçi ya da işverenin feshi, haklı bir feshin sonuçlarını doğurmaz. Bu süre, feshe neden olan olayın sair tarafça öğretilmesinden itibaren altı işgünü ve herhalde fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren bir yıl olarak Kanun’da belirlenmiştir.

Altı iş günlük süre işçi ya da işverenin haklı feshe neden olan olayı öğrendiği günden itibaren işlemeye başlar. Olayı öğrenme günü sayılmaz ve takip eden iş günleri sayılarak altıncı günün bitiminde haklı fesih yetkisi sona erer. Bir senelik süre ise her halde olayın gerçekleştiği günden başlar. Haklı fesih nedeninin devamlı olması durumunda hak düşürücü süre işlemez. Örneğin, ücreti ödenmeyen işçi ödeme yapılmadığı sürece her zaman haklı sebeple iş sözleşmesini feshedebilir. 4857 sayılı İş Yasası’nın 26. maddesinde ön görülen altı iş günlük ve bir senelik süreler ayrı ayrı hak düşürücü niteliktedir. Bir başka anlatımla fesih hakkının öğrenmeden itibaren altı iş günü ve olayın gerçekleşmesinden itibaren bir yıl içerisinde kullanılması şarttır. Sürelerden birinin dahi geçmiş olması haklı fesih imkânını ortadan kaldırır.

Hak düşürücü sürenin niteliğinden dolayı taraflar ileri sürmese dahi, hakim resen dikkate almak zorundadır. Bu maddede belirtilen süreler geçtikten sonra bildirimsiz fesih hakkını kullanan taraf, haksız olarak sözleşmeyi bozmuş sayılacağından ihbar tazminatı ile şartlan oluşmuşsa kıdem tazminatından sorumlu olur. Muhammed Gerçek Yaklaşım / Aralık 2013 / Sayı: 252

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti. / www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.