Milli gelir arttı, tüm hesaplar karıştı (10.03.08) |
10 Mart 2008 | |
Bütçe ve yabancı yatırımın payı azaldı
TÜRKİYE'NİN son birkaç yıldır övünç kaynağı olan doğrudan yabancı yatırımlar rakamsal olarak 21.8 milyar dolara kadar yükseldi. Ancak bu yükseliş GSYH'nin değişmesiyle Türkiye ekonomisi içindeki payı geriledi. Verilere göre eski seriye göre 21.8 milyar dolarlık yabancı sermaye girişi GSYH içindeki payı yüzde 4.5'leri bulurken yeni seride bu oran yüzde 3.3'e kadar düştü. Bütçe kalemlerinde de benzer bir etki yaşandı. Verilere göre GSYH'nin yüzde 21.3'üne ulaşan vergi gelirleri yeni rakamlarla birlikte yüzde 18'lere kadar düştü. Bütçe açığının GSYH'ye oranı ise yüzde 2'lerden yüzde 1.7'ye indi Cari açığın GSYH'ye oranı 2 puan geriledi
CARİ açığın milli gelire oranı ise 2 puan düşerek Türkiye'yi rahatlatacak bir seviyeye geriledi. Türkiye ekonomisinin en kırılgan verisi olarak görülen cari açığın GSYH'ye oranı eski serilere göre 2006 ve 2007'de sırasıyla yüzde 8 ve yüzde 7.8 olarak gerçekleşti. "Bir an önce önlem alınması gerekiyor" denilen bu oran yeni GSYH ile bir günde yüzde 6'lara kadar indi. Yeni serilere göre cari açığın milli gelire oran 2006'da yüzde 6.1 olurken 2007'de yüzde 5.8'lere kadar düşüyor. Dış ticaret açığında ise yüzde 13.5 ve yüzde 12.9 olan milli gelir içindeki payları yeni serilerle birlikte 2006'd yüzde 10.3'e, 2007'de de tek haneye, yüzde 9.5'e indi. Tüketim odaklı büyüme
TÜRKİYE'NİN 2007'nin ilk 9 aylık döneminde yarattığı 635.9 milyar YTL'lik hasılanın yüzde 73.7'si hanehalklarının tüketiminden kaynaklandı. 2003'te 345 milyar YTL'ye ulaşan Türk halkının tüketim harcamaları GSYH'nin yüzde 76'sını oluşturdu. Büyümenin ne kadar tüketim odaklı olduğunu gösteren bu veriler 2004- 2007 arasında küçük çaplı düşse de tüketimin GSYH içindeki payı yüzde 73'lerin üzerinde. Bu da tüketimin büyümeyi peşinden sürükleyen en önemli verilerden biri olduğunu ortaya koyuyor. TÜİK'İN 1998 yılı verileriyle yeniden hesapladığı 2007 yılı verileri gayri safi yurt içi hasılanın (2006'nın son çeyreğindeki gelir rakamı yakalansa bile) 659 milyar dolar olacağını gösteriyor. Bu rakam, TÜİK'in geçen ay Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine (ADNKS) göre açıkladığı 70 milyar 856 bin kişilik nüfusa bölündüğünde kişi başına düşen milli gelirin 9 bin 300 doları aşacağını gösteriyor. Yapılan hesaplamalara göre Türkiye 9 bin 300 dolarlık kişi başına düşen GSYH rakamıyla dünya gelir liginde 4 basamak atlayarak 53'üncü sıradan 49'unculuğa yerleşiyor. IMF 2007 yılı tahminlerinden yararlanarak düzenlenen kişi başına gelir tablolarına göre Türkiye, 'yeni' kişi başına düşen geliriyle; 7 bin 352 dolarlık Romanya, 8 bin 252 dolarlık Venezuela, 8 bin 426 dolarlık Meksika ve 8 bin 612 dolarlık Rusya ekonomilerini geride bırakacak, 9 bin 698 dolar geliriyle 48'inci sırada bulunan Şili'yi de zorlayacak. Büyümenin tutması için son çeyrek % 4.9 büyüme yeterli
TÜİK'İN milli gelir hesabında geçtiği 1998 bazlı yeni seri, hükümetin ısrar ettiği ancak önceki hesaplama yönteminde tutmayacağı kesin olarak anlaşılan yüzde 5'lik 2007 büyüme hedefinin tutturulma olasılığını gündeme getirdi. 1987'den bu yana uygulanan hesaplama yöntemine göre 2007'nin ilk dokuz ayında yüzde 3.8 çıkan büyüme oranı, kapsamı genişletilerek daha önce olmayan fasılların eklendiği 1998 bazlı yeni seride bir anda yüzde 5'e yükseldi. Gıda ve giyim tüketimini azalttık, kira ve yola harcadık
YENİ seriler tüketim harcamalarının Türkiye ekonomisi için ne kadar önemli olduğunu da ortaya koydu. Son 10 yıllık veriler tüketim kalıplarında gıda ve giyimden, kira, ulaştırma-haberleşme ile sağlık harcamalarına doğru bir kayış olduğunu gösteriyor. 1998'de 100 liralık tüketiminin 30.2'sini gıda, içki ve sigaraya ayıran Türk halkı, 2007'ye gelindiğinde artık 25.6 YTL ayırmaya başladı. Tüketimden aldığı payda en dramatik düşüşü giyim gösterdi. Çin rekabetiyle birlikte ucuzlayan tekstilde harcamaya ayrılan pay 10 yıl içinde yüzde 12'lerden yüzde 6.4'lere kadar geriledi. Harcamalar içindeki payı düşen diğer kalemler ise eğlence, mobilya ve lokanta oldu. Türk halkının harcamalarının en hızlı yükseliş ise kira ve elektrik- su- doğalgaz faturalarının hızla kabarması nedeniyle konut tüketiminde yaşandı. Verilere göre 1998'de toplam harcamalar içinde yüzde 10.8'lik bir paya sahip olan konut kalemi, 2007'ye gelindiğinde yüzde 18.7'ye yükseldi. http://www.sabah.com.tr/haber,BC1E04C61D4B46FF840BAF0357DCB8A3.html |