Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Yeni Gelir İdaresi Özelgeleri (2014/01) PDF Yazdır e-Posta
11 Ocak 2014
Image

Vergi Usul Kanunu’nun 413. maddesi çerçevesinde, vergi durumları ve vergi uygulanması bakımından tereddüt edilen konular hakkında Gelir İdaresi’nden açıklama (özelge) istenebilmektedir.

Özelge talepleri için başvurular, Vergi Dairesi Başkanlığı bulunan illerde bu birimlere, bulunmayan illerde ise Defterdarlıklara yapılmaktadır. Gelir İdaresi Başkanlığı merkezine doğrudan başvurma olanağı yoktur.

Özelge başvuruları, özelge talep formu ile yapılabilmekte, başvurulan birimler tarafından hazırlanan özelge taslağı GİB merkezine onay için gönderilmekte, onay süreci Özelge Komisyonu onayı ile sonuçlanmaktadır. Özelge Komisyonunca onaylanan özelgeler, otomasyon sistemi üzerinden yetkili birimlere aktarılmakta ve yetkili birimce imzalanarak özelge talep eden mükellefe gönderilmektedir.

Onaylanan özelgeler Gelir İdaresi’nin bütün yetkili birimlerinin görebildikleri bir havuza atılmakta ve özelge havuzunda örneği oluşan özelgeler için merkeze tekrar onaya gönderilmemektedir.

Gelir İdaresi’nce verilen özelgelerden özelliği olması nedeniyle seçilmiş olan bir kısmı zaman zaman Vergi Bültenleri’ne konu edilmektedir.

Son zamanlarda verilen özelgelerden önemli bazılarının özeti aşağıda yer almaktadır.

1. Kurumlar Vergisi Kanunu

Konsinye olarak ihracatı yapılan malın imalatçısından alınmasında vergilendirme nasıl olmalıdır?

(02.09.2013 tarih ve 1390 sayılı özelge)

Ticari kazancın tespitinde "tahakkuk esası ilkesi" ve "dönemsellik ilkesi" olmak üzere iki temel ilke geçerlidir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibarıyla miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Ticari faaliyet içerisinde satılan mal ve yapılan bir hizmet bedeli taraflarca belirlenip fatura kesildiğinde gelir ve gider tahakkuk etmiş kabul edilir.

Tahakkuk esasında gelir unsurlarının tahsil edilmesi gerekmemektedir. Dönemsellik ilkesinde ise, bu gelir veya giderin ilgili olduğu döneme intikalinin sağlanmasıdır. Ayrıca "Dönemsellik" kavramı gereği işletmeler, gelir ve giderlerini tahakkuk esasına göre muhasebeleştirmek, hâsılat, gelir ve kârlarını aynı döneme ait maliyet, gider ve zararlarla karşılaştırmak durumundadırlar. Bu ilke uyarınca gelir ve giderlerin ilgili oldukları dönemde kaydedilmesi gerekir.

Bu açıklamalar çerçevesinde, imalatçı firma tarafından satışı yapılan mallara ilişkin gelirin, miktar ve mahiyet olarak kesinleştiği dönemin kurum kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.

Faktöring şirketi tarafından Vergi Usul Kanunu dışındaki Kanunlara göre ayrılan karşılıklar giderleştirilebilir mi?

(02.09.2013 tarih ve 1389 sayılı özelge)

Vergi Usul Kanunu’nun şüpheli ticari alacaklara atıf yapan 323’üncü maddesi gereğince ayrılan karşılıkların gider olarak indirim konusu yapılması mümkün bulunmakta olup; Vergi Usul Kanunu dışındaki mevzuat, yani “Finansal Kiralama, Faktöring ve Finansman Şirketlerince Alacakları için Ayrılacak Karşılıklara ilişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ” uyarınca ayrılan karşılıkların, kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilmesi mümkün değildir.

Yurt dışından satın alınan bilgisayar programları için ödenen güncelleme bedelleri doğrudan gider yazılabilir mi?

(27.09.2013 tarih ve 1076 sayılı özelge)

Satın alınan bilgisayar programının kullanılabilmesi için her yıl zorunlu olarak yapılan güncellemelerin kullanım ömrünün bir yıldan fazla olmaması nedeniyle, söz konusu ödemelerin doğrudan gider olarak dikkate alınması mümkündür.

Tür değişikliği yapan şirketin aktifinde yer alan taşınmazın, kayıtlı değeri ile gerçeğe uygun değeri arasında oluşan farkın Kurumlar Vergisi Kanunu karşısındaki durumu nedir?

(17.09.2013 tarih ve 1505 sayılı özelge)

Devir sonucunda kurulacak şirketin, mükellef kurumdan devraldığı varlıkların, devir tarihindeki kayıtlı değerleri üzerinden devralınması ve aynen bilançosuna geçirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19’uncu maddesindeki şartlar dahilinde gerçekleştirilmeyen tür değişikliği devir sayılmayacak, yapılan işlem birleşme hükümleri çerçevesinde değerlendirilerek tür değiştirme tarihindeki bilançoya göre hesaplanan özsermaye ile cari değerler üzerinden yeniden düzenlenen bilançonun özsermayesi arasındaki fark birleşme karı olarak kurumlar vergisine tabi olacaktır.

İnternet sitesi üzerinden verilen hizmetlerin vergilendirilmesi nasıl olmalıdır?

(06.09.2013 tarih ve 1457 sayılı özelge)

Başka firmalarca verilen hizmetlerin (konaklama, kuaför, yemek vb.) kupon düzenlenmek suretiyle internet üzerinden satılmasına aracılık eden şirketin bu faaliyetine ilişkin olarak elde edilecek komisyon gelirlerinin tahakkuk ettiği dönem itibarıyla kurum kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.

İnternet sitesine müşteri kazandırdığı için ay sonlarında hesaba havale şeklinde prim ödemesi yapılacak üyenin, müşteri kazandırma faaliyetini arızi olarak yapması halinde elde edilecek kazancın arızi ticari kazanç olarak vergilendirilmesi gerekmekte olup, söz konusu ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılmayacaktır.

Müşteri kazandıran üyenin bu işi mutad meslek halinde veya süreklilik arz edecek şekilde yürütmesi halinde, elde edilen bu kazancın ticari kazancın genel hükümlerine göre vergilendirilmesi gerekmekte olup, söz konusu ödeme üzerinden ayrıca vergi kesintisi yapılmayacaktır.

İnternet sitesinden alım yapan müşterilere diğer alışverişlerinde kullanılmak üzere, aldıkları hizmet bedelinin % 10'u oranında sisteme kaydedilmek suretiyle verilecek hediye çeki tutarlarının ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler kapsamında değerlendirilerek ilgili dönem kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır. Söz konusu hediye çeki uygulamasında hediye çeki bedelleri üzerinden vergi kesintisi yapılmayacaktır.

İlişkili şirketten yapılan borçlanma transfer fiyatlandırması ve örtülü sermaye açısından nasıl değerlendirilir?

(06.03.2013 tarih ve 132 sayılı özelge)

Ortağın bankadan temin ettiği krediyi, kredi sözleşmesinin içerdiği vade, faiz oranı ve benzeri kullanma şartlarında herhangi bir değişiklik yapmadan şirkete kullandırması durumunda, bu kredilerin örtülü sermaye tutarının tespitinde borç olarak dikkate alınmaması gerekmektedir.

Diğer taraftan, bankadan temin edilerek aynı şartlarda şirkete kullandırılan kredi için transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümlerine göre belirlenecek emsallere uygun bir bedelin alınması, kredinin aynı şartlarla kullandırılması şartının ihlali anlamına gelmeyecek, dolayısıyla söz konusu borçlar örtülü sermaye sayılmayacaktır.

Hediye kartı harcamaları giderleştirilebilir mi?

(01.11.2013 tarih ve 166 sayılı özelge)

Hediye kartlarıyla yapılacak harcamalar karşılığında firmalar tarafından bir bedel tahsil edilmediğinden, bu malların maliyet bedelleri kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir. Adına kart çıkartılan firmaların müşterilerinin bu kartlarla yapmış oldukları harcamalar ise gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınamayacak, katma değer vergileri de indirim konusu yapılamayacaktır.

2. Gelir Vergisi Kanunu

İvazsız olarak intikal eden gayrimenkulün kat karşılığı müteahhide verilmesi durumunda elde edilen gayrimenkullerin satış ve bağışının vergilendirilmesi nasıl olmalıdır?

(19.09.2013 tarih ve 57 sayılı özelge)

Miras yoluyla ivazsız olarak intikal eden gayrimenkulün cins tashihi yapılarak kat karşılığı müteahhide verilmesi durumunda ivazsız iktisap edilme niteliği değişmeyeceğinden, söz konusu gayrimenkullerin satışından elde edilen gelir de değer artışı kazancına tabi olmayacaktır.

Ancak, kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile elde edilen gayrimenkullerin, iktisap tarihinden sonra aynı kişiye farklı tarihlerde veya farklı kişilere aynı tarihte veya birbirini izleyen tarihlerde satılması durumunda, yapılan satışlar devamlı olarak gayrimenkul alım-satım işiyle uğraşıldığına karine teşkil edeceğinden, elde edilen kazancın ticari kazanç olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.

Öte yandan, söz konusu gayrimenkulleri veya gayrimenkullerin satışı sonucu elde edilen gelirin; mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethanelerin inşası ve/veya faaliyetine devam etmesi amacıyla kurulmuş bulunan vakıf veya derneklere bağışlanması durumunda; söz konusu bağışların, anılan kurumlardan alınan makbuzlara veya bunlar tarafından bankalarda açılan hesaplara yatırıldığına ilişkin banka dekontlarına istinaden tamamının, beyana tabi bir gelirin bulunması durumunda verilecek gelir vergisi beyannamesi üzerinden indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

Türkiye'de kollektif şirket ortağı olan dar mükellef gerçek kişinin kazancı nasıl vergilendirilir?

(21.08.2013 tarih ve 884 sayılı özelge)

Türkiye'de faaliyette bulunan kollektif şirkete ortaklıktan doğan kazançların, elde edildiği yıllar itibarıyla Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hükümlerine göre Türkiye'de vergilendirilmesi ve vergisel yükümlülüklerin yerine getirilmesi gerekmektedir. Diğer yandan, Türkiye' de vergilendirilen bu gelirlerin mukimi olunan ülkede ödenecek vergiden mahsup edilmesi suretiyle çifte vergilendirme önlenebilecektir.

3. Katma Değer Vergisi Kanunu

Devre mülk teslimlerinde uygulanacak KDV oranı ne olmalıdır?

(28.08.2013 tarih ve 931 sayılı özelge)

Net alanı 150 m²’ye kadar olan devre mülk teslimlerinde % 1 oranında, net alanı 150 m²’yi aşan devre mülk teslimlerinde % 18 oranında KDV hesaplanması gerekmektedir.

Natamam inşaat devrinde uygulanacak KDV oranı ne olmalıdır?

(18.09.2013 tarih ve 1033 sayılı özelge)

Kat karşılığı inşaat işi ile iştigal eden ortaklarca natamam vaziyetteki inşaatın devri işlemi Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1/1. maddesi uyarınca KDV’ye tabi olup, 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki listelerde yer almayan bu işlem bedeli üzerinden genel oranda (% 18) KDV hesaplanması gerekmektedir.

Hediye kartı kullanmak suretiyle yapılan harcamalar KDV’ye tabi midir?

(01.11.2013 tarih ve 166 sayılı özelge)

Müşterilerin hediye kartlarını kullanmak suretiyle yapmış oldukları harcamalar genel esaslar çerçevesinde KDV'ye tabidir. Hesaplanan KDV; kartı veren firma tarafından indirim konusu yapılamayacak, KDV mükellefi olması halinde müşteriler tarafından indirim konusu yapılabilecektir.

Konsinye olarak ihracatı yapılan malın imalatçısından alınmasında vergilendirme nasıl olmalıdır?

(02.09.2013 tarih ve 1390 sayılı özelge)

İmalatçılar tarafından malların ihraç edilmek üzere ihracatçıya teslimi ile imalatçıların işlemleri bakımından vergiyi doğuran olay meydana geldiğinden, ihraç edilecek olan bu malların ihracatçı tarafından konsinyasyon suretiyle satılmak üzere yurtdışına gönderilmesi bu durumu değiştirmeyecek, imalatçının terkin veya iade işlemi söz konusu malların yurtdışı edildiği vergilendirme dönemi itibariyle sonuçlandırılacak, terkin ve iade işlemi için malların yurtdışında nihai alıcısına teslimi beklenilmeyecektir.

İvazsız olarak intikal eden gayrimenkulün kat karşılığı müteahhide verilmesi durumunda elde edilen gayrimenkullerin satış ve bağışının vergilendirilmesi nasıl olmalıdır?

(19.09.2013 tarih ve 57 sayılı özelge)

İvazsız olarak (veraset yoluyla) intikal eden arsanın, arızi faaliyet kapsamında kat karşılığı olarak müteahhide tesliminde KDV hesaplanmayacaktır. Müteahhit tarafından arsaya karşılık olarak gerçek kişiye teslim edilen işyeri, konut gibi bağımsız birim teslimleri genel hükümler çerçevesinde KDV'ye tabi tutulacaktır.

Müteahhit tarafından gerçek kişiye arsa karşılığı teslim edilen konut, işyeri vb. gibi taşınmazların, gerçek kişi tarafından satışının ticari faaliyet kapsamında değerlendirilmesi halinde bu işlemler KDV'ye tabi olacaktır. Bu taşınmazların derneğe bedelsiz teslimi, söz konusu derneğin kamu menfaatine yararlı dernek kapsamında olması şartıyla KDV'den istisna olacak, aksi durumda genel hükümlere göre KDV'ye tabi tutulacaktır.

Müteahhit tarafından gerçek kişiye arsa karşılığı teslim edilen konut, işyeri vb. gibi taşınmazların, gerçek kişi tarafından satışının ticari faaliyet kapsamında değerlendirilmemesi halinde, bu taşınmazların satışında KDV hesaplanmayacaktır.

Gerçek kişi tarafından söz konusu taşınmazların satılarak bunlara ilişkin bedelin nakdi olarak derneğe aktarılması işlemi KDV'nin konusuna girmemektedir.

İlişkili şirketten yapılan borçlanma transfer fiyatlandırması ve örtülü sermaye açısından nasıl değerlendirilir?

(06.03.2013 tarih ve 132 sayılı özelge)

Ortağın bankadan temin ettiği krediyi şirkete anapara, faiz ve masraflarıyla birlikte aynen aktarması işleminde aynen aktarılan bu bedeller için KDV hesaplanmayacaktır. Aktarılan kredi tutarına ilaveten herhangi bir bedel alınması halinde ise bu bedel, krediyi kullandıran şirketin sunduğu hizmetin karşılığını teşkil edeceğinden, genel oranda katma değer vergisine tabi tutulacaktır.

4. Vergi Usul Kanunu

Hediye kartı harcamalarında belge düzeni nasıl olmalıdır?

(01.11.2013 tarih ve 166 sayılı özelge)

Firmalarca gider yazılacak harcama yapılmış olan hediye kartı bedel tutarlarının, şirketler arasında yapılan sözleşmeler, hediye kartı bedel tutarlarını gösteren aylık hesap durumu özet tablosu, dekont, hesap ekstresi ve ayrıntılı harcama raporu ile tevsik edilmesi mümkün olup bu evrakların, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre muhafazası ve istenildiğinde ibraz edilmesi gerekmektedir.

Kredi kartı ile yapılan satışlarda fatura düzenleme süresi nedir?

(03.09.2013 tarih ve 12 sayılı özelge)

Fatura tahakkuka ilişkin bir belge olduğundan düzenlenmesi bedelin ödenmesi değil, malın teslimine veya hizmetin ifasına bağlıdır. Bu itibarla, faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı andan itibaren yedi günlük süre içerisinde düzenlenmesi gerekmektedir. Ancak istenilmesi halinde mal tesliminden veya hizmet ifasından önce fatura düzenlenmesi mümkündür.

Ayrıca, mal teslim edilmeden önce fatura düzenlenmesi ve sevkiyatın daha sonra yapılması halinde mal taşınması esnasında düzenlenmesi zorunlu olan sevk irsaliyesinin daha önce düzenlenen fatura ile ilişkilendirileceği tabiidir.

Diğer taraftan, faturası daha evvel düzenlenmiş bir mal teslimi veya hizmet ifasına ilişkin bedelin nakden veya kredi kartı ile sonradan tahsil edilmesi durumunda, bu tahsilât için ayrıca fatura düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır. Bedelin malı satın alan kişi yerine başkası tarafından nakit veya kredi kartıyla ödenmesi, faturanın malı satın alan adına düzenlenmesini engellemeyecektir.

Konsinye olarak ihracatı yapılan malın imalatçısından alınmasında belge düzeni nasıl olmalıdır?

(02.09.2013 tarih ve 1390 sayılı özelge)

Konsinyatör ile konsinyi arasında yapılan yazılı bir sözleşme ile konsinyasyon suretiyle satılacağı belirlenen konsinye malın satılması halinde; bu satış işlemine ait belgenin, malı satan konsinyi tarafından gerçek satış bedeli üzerinden malın alıcısına düzenlenmesi, konsinyatörün de konsinyiye kendi sattığı bedel üzerinden fatura düzenlemesi gerekmektedir.

Ayrıca, konsinye malın konsinyatör tarafından konsinyiye gönderilmesi halinde konsinyatör tarafından; konsinyi tarafından taşınması veya taşıttırılması halinde ise konsinyi tarafından konsinye işlemi ile sevk edildiğine ilişkin açıklama yapılmak suretiyle sevk irsaliyesi tanzim edilecektir.

Invoice belgesi fatura yerine geçen belge olarak dikkate alınır mı?

(10.09.2013 tarih ve 100 sayılı özelge)

Yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan iş veya hizmetler nedeniyle yüklenilen tutarların işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabilmesi için Vergi Usul Kanunu'nun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerden herhangi biri ile tevsik edilmesi gerekmektedir. Aksi durumda gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabilmesi, ancak yurt dışından alınan söz konusu belgenin hizmetin alındığı ülkede uygulanan vergi mevzuatı çerçevesinde geçerli bir belge olduğunun kabulü halinde mümkün olacaktır.

Değerleme gününde senet ve çekler için yapılacak reeskont uygulaması 92 gün vade ile sınırlı mıdır?

(10.09.2013 tarih ve 265 sayılı özelge)

Vadesi 92 günden daha fazla olan senetlerin reeskonta kabul edilmemesi durumu Merkez Bankası’nın reeskont hesaplaması ile ilgili bir durum olup, Vergi Usul Kanunu’nda vadesi 92 günden daha fazla olan senet ve çeklere reeskont uygulanamayacağına dair herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.

Dolayısıyla, değerleme gününde vadesi 92 günden uzun olan senede bağlı alacak ve borçlar ile ileri düzenleme tarihli çekler için de reeskont uygulanması mümkün bulunmaktadır.

İnternet sitesi üzerinden verilen hizmetlerde belge düzeni nasıl olmalıdır?

(06.09.2013 tarih ve 1457 sayılı özelge)

Müşterilere başka firmaların hizmetlerine ilişkin kuponların bedel karşılığında teslim edilmesinde, Şirket’çe bir mal teslimi veya hizmet ifası söz konusu olmadığından müşteriler adına vergi mevzuatına göre belge düzenlenmeyecektir. Ancak, kuponların süresinde kullanılmaması sebebiyle bedelin Şirket’te kaldığı durumlarda gelir yazılacak bu tutar için müşteri adına fatura düzenlenmesi mümkündür.

Şirket tarafından internet ortamında verilen söz konusu hizmetler karşılığında üye işyerlerinden alınan komisyon tutarları üzerinden, hizmetin yapıldığı tarihten itibaren yedi gün içinde, kuponların kullanılıp kullanılmadığına bakılmaksızın, üye işyerleri adına fatura düzenlenmesi gerekmektedir.

Müşterilerin internet sitesinden satın aldığı kuponları kullanmak suretiyle anlaşmalı işyerlerinden mal veya hizmet satın almaları halinde, işyerlerince müşterilere yapılan teslim ve hizmetler için müşteri adına fatura veya ödeme kaydedici cihaz fişi düzenlenmesi gerekmektedir.

İnternet üzerinden yapılan satışlarda siteye müşteri kazandıran üyelere ay sonlarında yapılacak prim ödemeleri için; prim ödemesi yapılan üyenin vergi mükellefi olması durumunda şirket adına fatura düzenlenmesi, vergi mükellefi olmaması durumunda ise şirket tarafından gider pusulası düzenlenmesi gerekmektedir.

Kiralanan gayrimenkulün kira süresi sona ermeden satın alınması halinde henüz itfa edilmemiş özel maliyet bedeli bir defada gider yazılabilir mi?

(17.09.2013 tarih ve 506 sayılı özelge)

Şirket tarafından 5 yıllığına kiralanan fabrika binasının kül halinde devralınması durumunda, henüz itfa edilmemiş özel maliyet bedeli hesabının kapatılarak hesap bakiyesinin gayrimenkuller (bina) hesabına dahil edilmesi ve özel maliyet bedelinin henüz itfa edilmeyen kısmının da gayrimenkulün tabi olduğu amortisman oranına göre itfa edilmesi gerekmektedir.

Faturalarda müşteri vergi dairesi ve numarasının bulundurulması zorunlu mudur?

(26.09.2013 tarih ve 1575 sayılı özelge)

Vergi Usul Kanunu’nun 232’nci maddesinin birinci fıkrasında sayılanlara fatura düzenlenmesi halinde, bu belgelerde vergi kimlik numarası veya T.C. Kimlik numarası bilgisine yer verilmesi zorunludur. Ancak, bu belgelerin mezkûr fıkrada sayılmayanlara, örneğin nihai tüketicilere düzenlenmesi halinde vergi kimlik numarası veya T.C. Kimlik numarası bilgisine yer verilme zorunluluğu bulunmamaktadır.

İktisadi kamu kuruluşlarının elektronik fatura ve elektronik defter uygulamasına dahil olma zorunluluğu bulunmakta mıdır?

(26.09.2013 tarih ve 1575 sayılı özelge)

Kamu tüzel kişiliğine haiz olan şirketin elektronik fatura ve elektronik defter uygulamasına dahil olma zorunluluğu bulunmamaktadır.

E-Ticaret yapan firmaların ürünlerinin nihai tüketicilere ulaştırılmak üzere belli bir merkezde toplanıp paketleme işlemlerinin yapılmasını müteakip kargoya verildiği durumda belge düzeni nasıl olmalıdır?

(19.09.2013 tarih ve 1521 sayılı özelge)

Şirket, e-ticaret alanında hizmet veren firmalara müşterilerinden aldıkları siparişlere ait ürünlerin müşterilere gönderilmesi aşamasında gerekli hizmetlerin verilmesi faaliyetiyle iştigal etmekte olduğundan, alıcısı veya satıcısı olmadığı ürünleri taşıması veya taşıttırması da söz konusu olmayacaktır. Bu nedenle sipariş hazırlama işlemine tabi tutulan ürünlere ilişkin sevk irsaliyesinin, satıcı e-ticaret firmaları adına bu şirkete düzenlenmesi mümkün bulunmamaktadır.

5. Diğer Vergi Kanunları

Döviz kazandırıcı faaliyetlerden dolayı vergi resim ve harç istisnasına sahip olan mükellefler damga vergisi ve tapu harcı istisnasından da faydalanabilir mi?

(15.08.2013 tarih ve 64 sayılı özelge)

Turizm müesseseleri ile seyahat acentelerinin yurt içindeki ve yurt dışındaki turizm faaliyetleri sırasında yaptıkları döviz karşılığı hizmet satışları döviz kazandırıcı faaliyetler arasında sayılmış olup, “Vergi Resim Harç İstisnası Belgesi” veya “Dahilde İşleme İzin Belgesi”ne sahip olanların ilgili belgeleri ibrazı sonrasında damga vergisi ve harç istisnasının re'sen uygulanacağı, istisna uygulamasının belgede yer alan esaslar dikkate alınarak yürütüleceği hüküm altına alınmıştır.

Merkez ile şubeleri arasında yapılan para ve mal alış-verişinde KKDF kesintisi yapılmalı mıdır?

(16.05.2013 tarih ve 42898 sayılı özelge)

- Şubenin merkezinden sağladığı paraların, bankalar ve finansman şirketleri dışında Türkiye'de yerleşik kişilerin yurt dışından sağladıkları kredi kapsamında değerlendirilip 2012/4116 sayılı Kararname’de belirtilen oranlar esas alınarak kredinin ortalama vadesine göre KKDF kesintisi yapılması,

- Anılan şubenin merkezinden ithal edilen ticari eşya bedelleri, ithalata ilişkin gümrük yükümlülüğünün başladığı tarihten sonraki bir tarihte merkeze transfer edildiğinden vadeli ithalat kapsamındaki bu işlem dolayısıyla KKDF ödenmesi

gerekmektedir.

Yurt dışındaki kredi kartı harcamalarında KKDF uygulaması nasıl olmalıdır?

(12.07.2013 tarih ve 65807 sayılı özelge)

Yurt dışı kredi kartı harcamalarının döviz olarak taksitlendirilmesi halinde; faiz tahakkukunun başlangıç tarihi itibariyle, hesap kesim tarihindeki hesap bakiyesinin taksitlendirilen kısmı üzerinden % 15 oranında KKDF kesintisi yapılması gerekmektedir. pwc

Yukarıda özetlenen özelgeler ile diğer çok sayıda özelgenin tam metnine www.gelirler.gov.tr internet adresinin mevzuat bölümünden ulaşabilirsiniz.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti. / www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.