Mükellefler imal ettikleri malları ihraç edilmek kaydıyla ihracatçılara teslim ettiklerinde, hesapladıkları katma değer vergisinin tecil ve terkin imkanına sahiptirler (Katma Değer Vergisi Kanunu Md. 11/1-c). Bu işlemlerde; mükellefin o dönemde ödenecek katma değer vergisi çıkarsa, ihraç kayıtlı teslime konu tutarla sınırlı olmak üzere, ödenecek katma değer vergisi tecil edilmektedir. İhracatçıların aldıkları malları 3 ay içinde ihraç etmeleri halinde de, tecil edilen katma değer vergisi terkin edilmektedir. 

Bu imkandan, imalatçı olmayan mükellefler de dış ticaret sermaye şirketlerine ya da sektörel dış ticaret şirketlerine yaptıkları teslimlerle ilgili olarak yararlanabilirler. 

Mükelleflerin ihraç kayıtlı teslimleri sonucunda, tahsil etmedikleri ve tecil edilen KDV tutarları nedeniyle ilgili dönemde devreden KDV’leri oluşursa, ihraç kayıtlı teslime ilişkin KDV tutarı ile sınırlı olmak üzere, KDV iadesi de talep etme hakkına sahipler... KDV iade talebi nakden ya da mahsuben iade şeklinde olabilir. 

Mükellefler ihraç kayıtlı teslimleri için KDV iade talebinde bulunurlarsa; 84 No.lu KDV Genel Tebliği’nde belirlenen belgeleri vergi dairelerine vermek zorundadırlar. İade talebi olan mükelleflerin, ihraç kayıtlı satış faturalarının listesi ile birlikte ihracatın gerçekleştiği döneme ait “indirilecek KDV” listesini de vergi dairesine vermeleri gerekir. Bu belgeler internet vergi dairesi üzerinden elektronik ortamda verilmektedir.  

Mükelleflerin iade talebinde bulunmamaları halinde; diğer bir deyişle sadece tecil edilen ödenecek vergilerinin terkini söz konusu ise, ilgili genel tebliğlere göre indirilecek KDV listesi vermelerini gerektiren bir durum yoktur. Bu husus, 84 No.lu KDV Genel Tebliği’nin 1.1.3 bölümünün son paragrafında açıkça belirtilmiştir. 

İhraç kayıtlı satışları nedeniyle iade talebi bulunmayan, sadece tecil ve terkin talebi olan mükelleflerin indirilecek KDV listesini vermeleri gerekmediği hususunda yakın zamanda verilmiş bir mukteza da vardır (Büyük Mükellefler Vergi Dairesinin 11/11/2013 tarih ve 40187 sayılı muktezası). 

Ancak; gerek Tebliğ’deki açık düzenlemeye, gerek halen verilmekte olan idari görüşlere rağmen, internet vergi dairesinin mevcut işleyişi gereği, mükellefler indirilecek KDV listelerini sisteme girmek zorunda bırakılıyorlar. Hatta sisteme girilen listeler üzerinden üretilen “kontrol raporları” ile listelerde yer alan alt firmalardan kaynaklanan eksikliklerin giderilmesi isteniyor. Bu durumda, mükelleflere ilgili mevzuatta öngörülmeyen ilave bir yük daha getirilmiş oluyor. 

Sorunun, internet vergi dairesi alt yapısının ilgili mevzuata aykırı şekilde mükelleflerden zorla gereksiz bilgi ve belgeleri isteyecek şekilde kurulmuş olmasından kaynaklandığı anlaşılıyor. Vergi İdaresi’nin gerek mükelleflere; gerek vergi dairelerine lüzumsuz iş yükü yaratan bu uygulamayı düzeltmesi yerinde olacaktır. Mükelleflerin, sırf bu iş yükü ve alt firmalardan kaynaklanacak risklerle karşılaşmamak için bazı iş fırsatlarını geri çevirmek durumunda kaldıkları görülüyor. Oysa ideal bir vergi sisteminde vergi uygulamalarının mükellefin ticari tercihlerini değiştirmesine veya ticaretten vazgeçmesine neden olmaması gerekir. 

Bu uygulamanın Vergi İdaresi tarafından yeniden değerlendirilmesi ve  mükellefleri rahatlatan bir çözüm üretilmesi gerekir. Kaldı ki, 84 No.lu KDV Genel Tebliği zaten bu konuda gerekli açıklığa sahip. Sadece, anılan Tebliğ’e uygun bir sistemin işler hale getirilmesi yeterli olacaktır. M. Yavuz Öner

http://kpmgvergi.com/Blog/Pages/FullBlog.aspx?article=215

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti. / www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.