Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Fiili İmkansızlık Halinde İnternet Ortamında Beyanname Verilmediği Gerekçesiyle Usulsüzlük Cezası PDF Yazdır e-Posta
08 Şubat 2014
Image

Kanunu bilmemenin mazeret sayılmadığı bir ceza hukuku ilkesidir. Bu nedenle kanun hükmünü bilmeme faile ceza verilmesine engel olmaz. Ancak vergi hukuku gibi durumlarda bireylerin yaptığı bazı işlemlerin verginin konusuna girip girmediği konusunda yeterli açıklık olmadığı gibi, söz konusu işlem verginin konusuna giriyorsa sürekli mükellefiyeti gerektirip gerektirmediği de belirsiz olabilmektedir. Bu nedenle kişinin geçmişte yaptığı bazı işlemlerden dolayı kanunu bilmemek mazeret sayılmadığı gerekçesiyle kişiye sürekli mükellefiyet kapsamında olanlara uygulanan cezaların uygulanması ağır sonuçların doğmasına neden olabilmektedir.

Borçlar hukukunda “imkansızlık borç doğurmaz” (İmpossibilium nulla obligato) ilkesi benimsenmiştir. Bir edim borçlu tarafından yerine getirilememesine rağmen diğer kişiler tarafından yerine getirilebiliyorsa sübjektif imkansızlık, edim borçlu da dahil herkes tarafından yerine getirilebiliyorsa objektif imkansızlık söz konusudur. Borçlu kusurlu ise imkansızlık sonucu sözleşme ortadan kalkmaz ve borç tazminat yükümlülüğüne dönüşür. Diğer bir ifade ile borçlu imkansızlığa kendi kusuru ile neden olmuşsa borçtan sorumludur. İmkansızlık fiili olabileceği gibi hukuki de olabilir. Örneğin borçlu tarafından verilecek eşyanın yanması, kırılması veya  binanın yıkılması fiili imkansızlığa, vekaleti olmadığı halde başkasına ait bir taşınmazın satış vaadi ise hukuki imkansızlığa örnek gösterilebilir.

İnternet ortamında vergi beyannamesi verebilmek için mükellefin Maliye Bakanlığı’ndan daha önce vergi numarası ve özel internet şifresi alması gerekmektedir. Herhangi bir mükellefin geçmiş dönemlerdeki bazı işlemleri nedeniyle vergi dairesince re’sen mükellefiyet tesis ettirilip söz konusu faaliyet devam ettirilmediği gerekçesiyle daha sonra yine mükellefiyetin re’sen terkin edilmiş olması durumunda, mükellefe söz konusu dönemlerde vergi beyannamelerini internet ortamında vermediği gerekçesiyle ceza kesilmesi; fiilen verilmesi mümkün olmayan beyannamenin verilmediği gerekçesiyle mükellefe VUK’un mükerrer 355. maddesi hükmüne göre ceza kesilemez. Çünkü fiili imkansızlık durumunda borç doğmadığı gibi ilgili kişiye ceza da verilemez. 

Burada şu soru sorulabilir? Sürekli mükellefiyeti olan kişi beyanname vermediği takdirde söz konusu özel usulsüzlük cezası kesilebildiği halde hiç vergi mükellefiyeti olmayan kişiye ceza uygulanmaması eşitlik prensibine aykırı olmaz mı? Bu durum mükellefiyetini vergi dairesine bildirmeyeni teşvik diğerini cezalandırmak sonucunu doğurmaz mı? Burada iki kişinin koşulları aynı olmayıp, sürekli mükellefiyeti olanın söz konusu vergi beyannamelerini verebilecek numara ve şifreye sahiptir ve ödevlerinin farkındadır. Diğerinin ise çoğu zaman böyle bir mükellefiyeti olduğundan habersizdir. Dolayısı ile eşitlik prensibinin ihlalinden söz edilemez. Kaldı ki kanunda mükellefiyeti bildirmemenin cezası ayrıca belirtilmiştir. Usulsüzlük fiillerinde biri diğerinin tabi sonucu ve birbirine bağlı ise fiili tek sayıp bir tek usulsüzlük cezası kesilmesi gerekir. Vergi Usul Kanunu’na son yıllarda eklenen cezalar özel usulsüzlük cezası adı altında sınıflandırıldığından her fiili ayrı cezalandırma yoluna gidilmiş olup Kanun’daki ceza sistematiği bozulmuş, aynı fiille işlenen birden fazla usulsüzlük için ayrı ayrı ceza kesilmesinin yolu açılmıştır. Usulsüzlük cezasının adının “özel usulsüzlük” olarak değiştirilmiş olması, olayın özünü değiştirmemektedir. Vergi beyannamesini internet ortamında vermesi gerektiği halde vermeyene özel usulsüzlük,  kağıt ortamında vermesi gerektiği halde vermeyene usulsüzlük cezası kesilmesi eşitlik prensibine de uygun değildir(4). Sonuç itibarıyla işlenen fiilin adı beyanname vermemedir. Mükellefiyetini bildirmeyen kişiye ayrıca beyanname vermediği gerekçesiyle özel usulsüzlük cezası verilmesi bize göre tipik bir fiili imkansızlık halidir. Bu tür olaylarda sadece mükellefiyeti bildirmeme cezası ile yetinilmelidir.

2005-2008 yılları arasında taşınmaz satışı yaptığı gerekçesiyle bu dönemlere ilişkin ticari kazanç mükellefiyetinin açılış ve kapanışın yapılması gerektiği yolunda 2010 yılındaki yazıya istinaden davacı adına mükellefiyet tesis edilerek ilgili dönem beyannamelerini vermemesi nedeniyle Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezaları nedeniyle açılan davayı kabul eden vergi mahkemesi kararını temyizen inceleyen Danıştay 4. Dairesi’nin Kararı’nda; “mükellefin işe başladığı tespit edilen tarih esas alınarak, geçmiş dönemleri de kapsayacak şekilde mükellefiyet tesis edilmesi halinde, işe başlama tarihi ile mükellefiyetin tesis edildiği tarih arasındaki dönemlerde elektronik ortamlarda beyanname verilmesi hukuken ve fiilen mümkün olmadığından dava konusu özel usulsüzlük cezasını kaldıran vergi mahkemesi kararını” onamıştır. Sakıp ŞEKER E-Yaklaşım / Ocak 2014 / Sayı: 253

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti. / www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.