Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
EPDK’nın Otomasyon Para Cezası Uygulamaları PDF Yazdır e-Posta
14 Şubat 2014
Image

Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından geçtiğimiz son birkaç ay içerisinde, birçok akaryakıt dağıtım şirketine; sözleşmeli bayisi olan akaryakıt istasyonlarında stok hareketleri ve akaryakıt alım-satım işlemlerinin elektronik ortamda, günlük olarak izlenebilmesine yönelik otomasyon sistemini kurmayarak, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nu (P.P.K.’nun) 1240 sayılı Kurul Kararı’na aykırı hareket ettiği gerekçesiyle, yine P.P.K. uyarınca çıkarılan “2011 Yılında Uygulanacak Para Cezaları Hakkında Tebliğ” hükümleri gereğince, her bir bayi için 739.666.-TL olmak üzere, otomasyon sistemi kurulmayan bayi sayısı kadar idari para cezası uygulanmasına KARAR verilmiştir.

Akaryakıt dağıtım firmalarına uygulanan söz konusu idari para cezalarının hukuka uygunluğunu, aşağıda ana hatları itibarıyla özet olarak değerlendirmeye çalışalım:

“Kanunların Geriye Yürümezliği” İlkesine Aykırı Olarak Ceza Uygulanmıştır 

5576 Sayılı Kanun’un 2’inci maddesiyle; Petrol Piyasası Kanunu’nun 7’nci maddesine, 5'inci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir:

"Dağıtıcı lisansı sahipleri, Kurum tarafından belirlenen esaslara uygun olarak bayilerinde kaçak petrol satışının yapılmasını önleyen teknolojik yöntemleri de içeren bir denetim sistemi kurar ve uygular."

Diğer taraftan, 28/03/2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun’un 44’üncü maddesiyle yapılan değişiklikten önceki haliyle, Petrol Piyasası Kanunu’nun “İdari Para Cezaları” başlıklı 19’uncu maddesinin (a) bendinin (4) numaralı alt bendinde, 7'nci maddenin ihlali ağır kusur sayılan haller arasında sayılarak, sorumluları hakkında beşyüz bin Türk Lirası idarî para cezası uygulanacağı hüküm altına alınmış olup, söz konusu ceza miktarının her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak Vergi Usul Kanunu uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanacağı belirtilmiştir.

Dolayısıyla, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu 2013 yılının son çeyreğinde aldığı Kurul Kararları ile; dağıtım lisansına sahip şirketlerin 30/06/2011 tarihine kadar otomasyon sistemi kurulumlarını tamamlamamış istasyonlarının bulunduğundan hareketle, kaçak petrol satışının yapılmasını önleyen teknolojik yöntemleri de içeren bir denetim sistemi kurmadığı ve uygulamadığı gerekçesiyle, P.P.K.’nın 7’nci maddesinin ihlal edildiği sonucuna varmış ve aynı Kanun’un 19’uncu maddesi uyarınca, hemen hemen tüm dağıtım şirketlerine idari para cezası uygulanması yoluna gitmiştir.

Oysa, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 7’inci maddesi, 6455 sayılı Kanun’un 39’uncu maddesiyle aynen aşağıda yer aldığı şekilde değiştirilmiştir: 

“Dağıtıcı lisansı sahipleri, Kurum tarafından belirlenen esaslara uygun olarak bayilerinde kaçak akaryakıt satışının yapılmasını önleyen teknolojik yöntemleri de içeren bir denetim sistemi kurmak ve uygulamakla yükümlüdür. Dağıtıcı lisansı sahibi, Kurumun bu sisteme erişimini sağlar. Kurum; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve ilgili diğer kamu kurum ve kuruluşlarının görevlerinin gerektirdiği ölçüde bu sisteme doğrudan erişimini sağlar. Kurum, yukarıda sayılan kamu kurum ve kuruluşlarının ihtiyaç duyacağı bilgi ve belgeleri yine görevlerinin gerektirdiği ölçüde verir. Söz konusu sistemi kurmadığı ya da Kurumca belirlenen usul ve esaslara uygun denetimi sağlayamadığı tespit edilen dağıtıcılara 19’uncu maddede öngörülen miktarda idari para cezası  uygulanır. Dağıtıcı  lisansı sahipleri, bayi denetim sisteminin kurulmadığı veya kurulan sistemin Kurumca yapılan düzenlemelere uygun bulunmadığı tespit edilen bayilere akaryakıt ikmali yapamaz.”

EPDK’nın idari para cezasının kesilmesine esas aldığı, yukarıda belirtilen P.P.K.’nun 7’nci maddesini değiştiren 6455 sayılı Kanun’un 39’uncu maddesi ve madde gerekçesi dikkate alındığında; söz konusu değişiklik öncesinde bayilerinde denetim sistemini kurmayan dağıtıcılara idari para cezasının uygulanması olanağının bulunmadığı ortaya çıkmaktadır. 

Sonuç olarak, bayilerinde denetim sistemini kurmayan dağıtıcılara idari para cezasının uygulanması, P.P.K.’nun 7’nci maddesinde, ancak 6455 sayılı Kanun’un 39’uncu maddesiyle yapılan değişiklik sonrası mümkün hale gelmiştir. Dolayısıyla, dağıtım şirketlerinin 30/06/2011 tarihine kadar otomasyon sistemi kurulumlarını tamamlamayan istasyonlarının bulunduğu iddialarından hareketle, 2011 yılındaki meri mevzuata göre idari para cezası kesilmesi imkanı bulunmadığı gibi, 2013 yılında yapılan yasal düzenlemelerin, “Kanunların Geriye Yürümezliği” ilkesine aykırı olarak 2011 yılında gerçekleşen fillere uygulanması da mümkün değildir. 

“Cezada Yasallık” İlkesine Aykırı Olarak, Yasada Olmayan Bir Ceza Uygulanmıştır

Önceki bölümde yaptığımız açıklamaların bir an için geçersiz olduğunu ve kanunların geriye yürüyebileceğini düşünelim. Bu durumda bile, P.P.K.’nun 7’nci maddesinde açık ve seçik olarak belirtildiği üzere “Kaçak petrol satışının yapılmasını önleyen teknolojik yöntemleri de içeren bir denetim sistemi kurulmadığı ve uygulanmadığı” fiiliyle suç işlenmiş sayılacak ve dağıtım şirketleri hakkında aynı Kanun’un 19’uncu maddesinde açıkça gösterildiği üzere, “2011 Yılında Uygulanacak Para Cezaları Hakkında Tebliğ”e göre sadece 739.666.- TL tutarında idari para cezası uygulanması yoluna gidilmesi gerekecekti.

Ancak Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, yukarıda belirtilen ilgili yasa maddesi ve onun uygulanmasına ilişkin çıkarılan tebliğde herhangi bir şekilde yer verilmediği halde, pek de anlaşılamayan bir sebeple, söz konusu cezayı “her bir bayi için” 739.666.-TL olmak üzere, otomasyon sistemi kurulmayan bayi sayısı kadar uygulanması yönünde KARAR vermiştir.  

Eski Cumhurbaşkanımız Sn. Ahmet Necdet Sezer’in Anayasa Mahkemesi üyesi iken bir Karar’a yazdığı karşı oy yazısında, konuya ilişkin olarak dikkate değer gördüğümüz görüşlere değinmiştir. Söz konusu karşı oy yazısının ilgili kısımları aşağıdaki gibidir1 :

“Cezanın amacı suçları önlemektir. Cezanın önleyici etkisini sağlayabilmesi, kişilerin suç işlerse ne gibi ceza yaptırımı ile karşılaşacağını önceden bilmeleri ile olanaklıdır. Bu ise, suç ve cezanın yasada açıkça belirlenmesini zorunlu kılar. … / … Suç sayılan eylemlere uygulanacak yaptırımlar türleri ve ölçüleri yasa koyucu tarafından kurala bağlanmalıdır. ÖNGÖRÜLEN CEZA YASA TARAFINDAN BELİRLENMELİDİR.”   

Diğer taraftan, yukarıda alıntılanan bu görüşler başlangıçta azınlıkta iken, ilerleyen yıllarda ağırlık kazanmaya başlamış olup, konuya ilişkin birçok yargı kararı bulunmaktadır.

Ayrıca; Anayasa, kanun, uluslararası vergi anlaşmaları gibi yasama organından doğan kaynaklar ile kanun hükmünde kararname, bakanlar kurulu kararı, tüzük, yönetmelik, genel tebliğ, genelge, genel yazı ve özelge gibi yürütme organından doğan kaynaklar arasında bir hiyerarşi bulunmaktadır2. Kuralları uygulama durumunda olan kurum ve kişilerin, bu hiyerarşiyi takip etmeleri ve buna uymaları beklenir. Aksi takdirde, İdare'nin yasallığı ilkesi ihlal edileceği gibi, mükelleflerin hakları da çiğnenmiş olacaktır. 

Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu; “Anayasa'mızın 38’inci maddesi ise; kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesini getirdiğinden, ''Cezada Kanunilik'' ilkesi esas olup, bu da ceza yaptırımının yasama organı tarafından tereddüt yaratmayacak biçimde düzenlenmesini, suçu oluşturan fiili gerçekleştiren kişiye uygulanacak cezanın cinsinin, miktarının, alt ve üst sınırlarının belirlenmesini zorunlu kılar ve yargı yerlerinin genişletici yoruma ve kıyas yoluna başvurmamalarını gerektirir. Aksi halde kıyas yoluyla ceza yaratılmış olur.'' kararına3 varmıştır.

Sonuç olarak, söz konusu idari para cezasının, “her bir bayi için” ayrı ayrı olmak üzere uygulanacağı hususunun ilgili Kanun metninde yer almaması nedeniyle, her bir bayi için ayrı ayrı idari para cezasının uygulanması “Cezada Yasallık” ilkesine aykırıdır. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun Kararları ile yasa metninde olmayan bu tür bir ceza uygulanması söz konusu olamayacağı gibi; cezada yasallık ilkesi gereği Kurul Kararı dayanak yapılarak bir ceza verilemez. Ayrıca, yasa metninde yer alan ceza tutarından daha fazla ceza uygulanması da imkan dahilinde değildir.

Sonuç 

Sonuç olarak, yukarıda ana başlıklarıyla açıklandığı üzere, “Kaçak petrol satışının yapılmasını önleyen teknolojik yöntemleri de içeren bir denetim sistemi kurulmadığı ve uygulanmadığı” fiiliyle suç işlediği değerlendirilen akaryakıt dağıtım şirketlerine, “her bir bayi için” 739.666.-TL olmak üzere, otomasyon sistemi kurulmayan bayi sayısı kadar idari para cezasının uygulanması; “Kanunların Geriye Yürümezliği” ve “Cezada Yasallık” ilkelerine aykırı olduğundan hukuka uygun bulunmamaktadır. Bülent Ak

Kaynak; http://www.kpmgvergi.com/Blog/Pages/FullBlog.aspx?article=221

[1] Anayasa Mahkemesi Kararı, 15.08.1995 Tarih, E: 1995/21, K: 1995/36, Karşıoy Yazısı Ahmet N.

[2] KIRBAŞ Sadık, Vergi Hukuku, Tesmer Yayın No: 16, 9. Baskı, Ankara 1997, S.​​ 38

[3] Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu Kararı, E: 1988/1, K: 1989/1, 09.06.1989 Tarih ve 20190 Sayılı Resmi Gazete​​​​

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti. / www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.