Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
''Yap-İşlet-Devret'' yerine, ''Yap-Devret-İşlet'' Modeli mi? PDF Yazdır e-Posta
24 Şubat 2014
Image

"Yap-İşlet-Devret" Modeli Nedir?

"Yap-İşlet-Devret" (YİD) modeli uygulamaları 1980 yılından sonra Türkiye'nin gündemine girmiştir. İlk düzenleme; enerji sektöründe, 1984 yılında elektrik enerjisi alanında 3096 sayılı "Türkiye Elektrik Kurumu Dışındaki Kuruluşların Elektrik Üretimi, İletimi, Dağıtımı ve Ticareti ile Görevlendirilmesi Hakkında Kanun" olmuştur. Bu düzenlemenin ardından benzer birçok düzenleme yapılmış olup, bunların bir kısmı Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Sonuç olarak,  bütün bu gelişmelerin ardından genel YİD modelinin düzenlemesinin 3996 sayılı "Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun" olduğunu, enerji alanında ise 4283 sayılı "Yap-İşlet Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının Düzenlenmesi Hakkında Kanun" olduğunu söyleyebiliriz.

YİD Modelinden Bahseden Vergi İdare Görüşü Ne Diyor?

Malum olduğu üzere, mükellefler vergi uygulamaları ile ilgili olarak Gelir İdaresi Başkanlığı'ndan,  vergi kanunları ile ilgili soru işaretlerini gidermek ve risk almamak için vergi konularında "özelge /mukteza olarak bilinen görüş" isteyebilmektedir.

Bu çerçevede geçen yıl istenen görüşe göre, sağlık sektöründe faaliyette bulunan bir şirketin, üzerine faaliyette bulunmak üzere gayrimenkul sahibi şahıslar ile sözleşme imzaladığı,  sözleşme süresinin 8 yıllık ve "yap - işlet - devret sözleşmesi" olduğu belirtilmektedir. Anlaşmaya göre inşa edilecek bina, tamamlandıktan sonra 8 yıl boyunca sağlık faaliyeti yapan şirketçe kullanılacak ve kira süresi sonunda bina arsa sahibi gerçek kişilere "bedelsiz" devredilecektir. Bu sürede arsa sahiplerine herhangi bir kira ödemesi yapılmayacaktır. Şirket, gayrimenkul sahibi kişilerin gelirleri, stopaj yükümlülüğü ve beyan şekli hakkında Vergi İdaresi'nin görüşü sorulmuş, İdare özetle şu görüşü vermiştir:

İdare Görüşü ve Dayanakları

Şirkete Etkisi

  • Vergi Usul Kanunu: Şirket açısından bina inşası için yapılan harcamalar özel maliyet bedeli değildir.
  • Özel maliyet bedeli olarak dikkate alınmaz.
  • Katma Değer Vergisi Kanunu: Binanın tamamlanıp arsadan binaya cins değişikliğinin yapıldığı veya tesislerin fiilen kullanılmaya başlandığı tarih itibarıyla tamamlanan binanın arsa sahibi şahıslara teslimi gerçekleşmiştir.
  • Teslim bina maliyeti +  kâr oranı dahil %18 KDV'ye tabi olacak. 
  • Kurumlar Vergisi Kanunu: Şirket ile şahıslar arasındaki sözleşme bir çeşit "arsa sahiplerine" sunulan inşaat hizmet sözleşmesi niteliğindedir. Dolayısıyla bina inşası için yapılan harcamalar emsallerine uygun bir kâr oranı ile arsa sahibi şahıslara fatura edilmeli ve şirket kayıtlarında arsa sahiplerinden "alacak" olmalıdır. Bina inşası maliyetleri üzerinden hesaplanan kazanç şirket kazancı olarak ilgili yıl kazancına dahil edilecektir.
  • Kâr oranı uygulanarak hesaplanan kazanç %20 kurumlar vergisine tabi olacak.
  • Sekiz yıllık süresinin sonuna kadar bina sağlık şirketi tarafından kullanılacağından, arsa sahiplerinden alacak olarak kayıtlara alınan tutarın inşa sonrası bina kullanımı tarihini takiben kalan kira süresi boyunca hesaplanan kısmı alacak tutarından düşülerek safi kurum kazancının tespitinde" kira gideri" olarak dikkate alınacaktır.
  • Sağlık şirketi tarafından yapılan harcamalar + kâr oranı bu sürede kurum kazancından masraf olarak düşülecektir.
  • Şirket tarafından gider yazılan kira gideri tutarları, "arsa sahibi gerçek kişilere" yapılan kira ödemesi olduklarından,  söz konusu ödemeler üzerinden "kira geliri stopajı" yapılması gereklidir.
  • Stopaj yoluyla vergilendirilmiş olan gerçek kişi şahıslar tarafından elde edilen "kira gelirleri", ilgili yıl gayrimenkul sermaye iradı sınırı (2013 yılında 26.000 TL, 2014 yılında 27.000 TL) aşılırsa söz konusu kira gelirleri beyan edilecektir.
  • Gerçek kişiler bina borçlarına mahsup edilen kira gelirlerini, paylarına bağlı olarak beyan sınırlarını aşma durumuna göre beyan edecek.
  • Stopaj kişilerin GMSİ kazançları üzerinden hesaplanan vergiden mahsup edilecektir.

Yukarıda yer alan özelge özetinden de anlaşılacağı üzere, Vergi İdaresi tarafından verilen görüşün kamu sektörünün belli büyüklükte ve finansman gerektiren projeler ile özelleştirmeler dahil gerçekleştirilen projelerden farklı olduğu anlaşılmaktadır. Bu projeler; özel hukuk kişileri arasında (gerçek kişi – özel hukuk tüzel kişi veya özel hukuk tüzel kişileri) özel sektör (perakende sektörü gibi) projeleridir.

Gelir İdaresi, bu projelerdeki sözleşmelerin niteliklerine bağlı olarak farklı görüşler verebilmektedir. Ancak bazı projelerde ise çok farklı sözleşmeler söz konusu olabilmektedir. Örneğin; bir proje hem bina yapımı hem de kira ödemesi içerebilirken, bazı sözleşmeler bu örnekte olduğu gibi hiçbir kira ödemesi içermeyebilmektedir. Diğer taraftan, bazı projelerde gayrimenkul sahipleri kira süresi sonunda gayrimenkulün bina öncesindeki haline getirilerek kendilerine teslimini şart koşabilmektedirler. Bu özelgeye temel olan sözleşmenin, sekiz yıl boyunca hiçbir kira ödemesi içermeyen bir sözleşme ile ilgili olduğu anlaşılmaktadır.

Sonuç olarak, proje tarafları ileride vergi açısından risk almamaları için her proje için ayrı şartlar taşıyan sözleşmelerini kendi vergi danışmanlarına danışarak iş planlarını geliştirmelidirler. Ancak İdare bu özelge ile "yap – işlet – devret" modelini, "yap – devret – işlet" modeline çevirmiştir.

"Yap-İşlet-Devret" (YİD) Modeli Uygulaması Nasıl İşliyor?

Yukarıda belirtilen özelge bir kenara bırakıldığında, YİD modeli kapsamında (3996 sayılı ve 4283 sayılı Kanunlar) bugüne kadar istikrar kazanmıştır ve İdare tarafından verilen görüşler aşağıdaki gibidir:

İdare Görüşü ve Dayanakları

Şirkete Etkisi

  • Vergi Usul Kanunu: Şirket açısından bina inşası ve hizmet sunulması için gerekli benzeri harcamalar özel maliyet bedeli niteliğindedir.
  • Bu harcamalar "özel maliyet" niteliğindedir. Bu harcamalar, kira veya işletme hakkı süresine göre eşit yüzdelerle itfa edilir.
  • Katma Değer Vergisi Kanunu: YİD modelinde, bir teslim söz konusu olmamaktadır. İdare yayımladığı sirküler gereği YİD modelini bir finansman türü olarak kabul etmektedir. İşletici inşa ettiği veya geliştirdiği tesisin devrine ilişkin bedeli sözleşme süresi içinde işletmekten elde ettiği kazanç ile karşıladığından bir teslimden bahsetmek söz konusu değildir.
  • İnşa ve ilave harcamalar KDV'ye tabi değildir. YİD modelinde süre sonunda tesisin işletici tarafından ilgili kuruma tesliminde de "emsal bedel" üzerinden KDV uygulanması söz konusu değildir.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi kamu tarafından gerçekleştirilen ve bir tarafının kamu olduğu projelerde yukarıdaki özelge nedeniyle bir sorun yaşanmayacağı kanaatindeyiz. Buna rağmen Maliye Bakanlığı veya Gelir İdaresi bu konuyu belirttiğimiz gibi açıklığa kavuşturmalıdır. Aksi takdirde YİD modeli kapsamında kamu ile proje gerçekleştirmiş yerli veya yabancı şirketlerin gelecekteki projelere verecekleri fizibilite ve iş modelleri sağlıklı fiyatlamadan uzaklaşabilir; çünkü vergi, bu projelerde çok önemli bir maliyet haline gelebilecektir.

Şu hususu da belirtmekte fayda var: Vergi İdaresi geçmiş dönemler ile ilgili uygulamalar nedeniyle görüşünü bir tebliğ ile değiştirmediği sürece vergi incelemeleri sırasında vergi tarhiyatı ve ceza kesilmesi söz konusu olmayacaktır; çünkü 27.3.2013 tarihli Resmi Gazete ile yayımlanan 425 seri numaralı Vergi Usul Genel Tebliği'ne göre, vergi inceleme raporlarında vergi kanunlarıyla ilgili yayımlanan kararname, tüzük, yönetmelik, genel tebliğ ve sirkülerlere aykırı tarhiyat önermeleri mümkün değildir. YİD ile ilgili olarak Sirkülerlerle KDV uygulamaları konusunda açıklamalar yapmıştır.

"Yap-İşlet-Devret" (YİD) Modeli Teşvik Ediliyor mu?

YİD modeli Türkiye'nin 2023 hedeflerine bağlı olarak özel olarak teşvik ediliyor. Kanun koyucu, 6288 sayılı Kanun'un 1'inci maddesiyle Katma Değer Vergisi Kanunu'na geçici 29'uncu maddeyi ekleyerek, YİD modeli kapsamındaki projeleri 31.12.2023 tarihine kadar tam istisna kapsamına almıştır. Böylece, yatırım bedelinin geri dönüşümünün zaman alması engellenerek, bu kapsamda gerçekleştirilecek yatırım ve hizmetlere ilişkin projelerin imalat ve yapım aşamasındaki KDV tutarları dahil olmak üzere gerçekleştirilen projeler "Katma Değer Vergisi"nden istisna edilmiştir. Sağlık tesislerinin kiralanması işlemleri KDV istisnası kapsamına alınmıştır. Diğer bir deyişle YİD projeleri işletme aşamasından önce inşa sürecinde ödenen KDV yükü ortadan kaldırılmıştır.

Böylece, projede görev alan yüklenici şirket tarafından projenin gerçekleştirilmesinde gerekli özkaynak azalacak ve/veya ödenen finansman yükü azaltılmakta, bunun sonucunda da belli süreler ile işletilmek üzere gerçekleştirilen yatırımların kamuya dönüş süreci kısaltılacak, daha fazla yüklenici şirket YİD modeline ilgi duyabilecektir. Diğer taraftan devlet tarafından sunulacak sağlık hizmetlerinde maliyetler azalacaktır. İstisna süresi 31.12.2023 yılında sona erdiğinde yukarıda belirttiğimiz uygulama devam edecek veya ihtiyaca bağlı olarak istisnanın süresi ileri bir tarihe ertelenebilecektir. Abdulkadir Kahraman

http://kpmgvergi.com/Blog/Pages/FullBlog.aspx?article=229

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti. / www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.