Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Zamanaşımı, Vergi İncelemesi ve Takdir Komisyonuna Sevk İşlemi PDF Yazdır e-Posta
28 Şubat 2014
Image

VUK’un 135. maddesi; “Vergi incelemesi; Vergi Müfettişleri, Vergi Müfettiş Yardımcıları, ilin en büyük mal memuru veya vergi dairesi müdürleri tarafından yapılır. Gelir İdaresi Başkanlığının merkez ve taşra teşkilatında müdür kadrolarında görev yapanlar her hal ve takdirde vergi inceleme yetkisini haizdir.” hükmünü içermektedir.

Kanuni düzenleme ile vergi incelemesine yetkililer belirlenmiş olup vergi incelemesinin yürütülmesine ilişkin usul ve esasları belirten yönetmeliklere göre vergi inceleme elemanları yetkili makamlar tarafından görevlendirildikten sonra vergi inceleme yetkilerini kullanmakta ve sorumluluklarını taşımaktadırlar. Aynı Kanunun 134. Maddesinde belirtilen maksat doğrultusunda vergi incelemesi yürütülür ve rapora bağlanarak sonuçlandırılır.

VUK’un “Re’sen Vergi Tarhı” başlıklı 30. Maddesinde; “Re'sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanunî ölçülere dayanılarak tespitine imkân bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunmasıdır. İnceleme raporunda bu maddeye göre belirlenen matrah veya matrah farkı re'sen takdir olunmuş sayılır.” denilmektedir. Bu Kanun hükmüne bakıldığında re’sen vergi tarhının bağlı olduğu matrahı re’sen takdir yetkisinin hem takdir komisyonunda hem de vergi inceleme elemanında bulunduğu anlaşılmaktadır.

Takdir komisyonuna sevk işlemi maliye idaresinin vergiyi tarh edebilme kabiliyetini 1 yıl daha uzatmakla beraber mükelleflerin defter ve belgeler ile buna ilişkin kayıtları muhafaza ve ibraz sürelerini uzatmamaktadır. Diğer bir ifadeyle takdir komisyonuna sevk edilmiş bir mükellefin tarh zamanaşımı süresi dolduktan sonra defter ve belgeleri ile buna ilişkin kayıtlarını maliye idaresine ibraz zorunluluğu-istisnai haller dışında- ortadan kalkmaktadır. Mükellefin bunları ibraz etmemesi halinde ibraz etmeme(gizleme) suçu da oluşmayacaktır.

VUK’un 73. maddesine göre takdir komisyonlarının seçimle gelen üyeleri, tüccarlar için ticaret odalarınca, diğer sanat ve meslek erbabı için mesleki teşekküllerce kendi üyeleri arasından veya haricen seçilir. 

Görüldüğü gibi Takdir Komisyonunda idarenin dışında yer alan üyeler de bulunmasına rağmen, takdir komisyonuna sevk, idarenin bir iç işlemi şeklinde cereyan ettiğinden, mükelleflerin bundan haberdar olmaları da mümkün değildir. Zamanaşımını durduran takdir komisyonuna sevk işlemi ile durarak işlemeyen süre her halükarda bir yıldan fazla olamayacaktır. Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile takdire sevk dolayısıyla zamanaşımı süresinin belirsiz bir süre uzaması uygulamasına son verilmekte ve bu süre en fazla 1 yılla sınırlanmış olmaktadır.

Anayasa Mahkemesinin iptal kararının gerekçesine göre “İtiraz konusu kuralda, vergi dairesince takdir komisyonuna başvuru yapıldıktan sonra matrahın tespiti, buna ilişkin kararın oluşturulması ve kararın gönderilmesinde bir süre öngörülmemekte, çalışma süresi tamamen komisyonun takdirine kalmaktadır. Ancak, zamanaşımının durmasının süreyle sınırlandırılmaması, vergi mükellefleri yönünden uygulamada keyfiliğe, haksızlığa, eşitsizliğe yol açacak sonuçlar doğurabilecek niteliktedir. Zamanaşımının durma süresinin belirsizliği, makul ve adil bir sürenin bulunmaması, vergi dairesince matrah takdiri için başvurunun sırf zamanaşımını durdurmak için keyfi olarak kullanılmasında güvence sağlamayacağı gibi yükümlüye vergi tahsilatının geciktiği süre kadar gecikme zammı ve faizi uygulanacak olması da yükümlünün vergi yükünü artırarak haksız sonuçlar doğmasına neden olabilir.”

Anayasamızın 73. Maddesinde belirtildiği üzere, mükellef ile devlet arasında vergiden kaynaklanan hukuksal ilişki sadece alacak-borç ilişkisi değil, aynı zamanda bir karşılıklı ödev ilişkisidir

Takdir komisyonu ve/veya inceleme elemanının tarhiyat yetkisi değil, vergi matrahı takdir yetkisi bulunmaktadır. İşte tam da bu noktada re'sen vergi matrahı takdir yetkisi bulunan inceleme elemanının bizzat kendisi gibi vergi matrahı takdir yetkisi bulunan takdir komisyonuna yetkisini inceleme aşamasında devretmesi hukuka aykırılık olarak değerlendirilebilir.

İnceleme elemanının re’sen takdir yetkisinden imtina ederek nezdinde vergi incelemesine başlanmış bir mükellefin vergi matrahının takdiri için takdir komisyonuna başvurması hem hukuken hem de kanunen içerisinde sakıncalar barındırmaktadır. Mevcut olan vergi inceleme ve re’sen takdir yetkisinin aynı mükellef üzerinde iki hukuki sujenin paylaşılması söz konusu olmaktadır.

Re'sen takdir konusu olabilecek davranışlar karşısında takdir komisyonları, gerekli incelemeleri yapmadan, çevre koşullarını dikkate alarak matrah takdirini gerçekleştiremez. Takdir komisyonu kararında gösterilen gerekçenin, matrahını saptanması ve oluşumunu kanıtlayıcı ve inandırıcı nitelikte olması gerekir.

Takdir komisyonları takdir işlemini gerçekleştirirken, mutlak suretle gerekli araştırmaları ve incelemeleri yapmak zorundadırlar. Takdir komisyonu hiç bir araştırma ve inceleme yapmaksızın ve gerekçe göstermeksizin, genel ifadelere dayanarak matrah takdir edemez.

Takdir komisyonları vergi inceleme raporlarıyla öğrenilen miktarın üzerinde matrah takdirine yetkilidirler. Ancak böyle bir takdir işlemi yapabilmek için komisyonun bir inceleme ve araştırma sonucunda ilave matrah farkı tespit etmiş olması gereklidir.

Takdir komisyonu, takdir işlemini yaparken, vergi yasaları gerçeğe bağlı olma kuralına göre hareket etmek zorundadırlar. Takdir komisyonu, yükümlüden alacağı bilgilere göre takdir işlemini gerçekleştirebilir. Yasal defterlerini tutmayan yükümlünün banka hesaplarındaki bilgiler ve kendi beyan ve ifadeleri esas alınarak yapılacak re'sen tarhiyatta yasaya aykırılıktan bahsedilemez.

Yukarıya örnek olması bakımından aldığımız Danıştay Kararları da idarenin re’sen matrah takdiri yetkisini keyfi olarak kullanamayacağını göstermektedir. Mehmet YILDIRIM/E-Yaklaşım / Ocak 2014 / Sayı: 253

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti. / www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.