İşletmeler faaliyetlerini sürdürürken; sıkça damga vergisi yükümlülüğü altına girmekte ve bu yükümlülüklerini yerine getirmeyen işletmeler, olası incelemelerde cezalı tarhiyatlarla karşılaşabilmektedirler. Bu yüzden şirketlerin vergi sorumluları bu konu üzerinde hatırı sayılır bir zaman harcamaktadırlar.

Bugünkü yazı konumuz; haklı bir gerekçe ile mesai harcanan ve çoğu zaman risk almamak adına da gereksiz damga vergisi hesaplamalarına yol açan uygulamalardan biri olan, belli bir tutar ihtiva etmeyen sözleşmeler üzerinden hesaplanan maktu damga vergisi tutarları. 

Damga Vergisi Kanunu’nun ekli listelerinde; damga vergisine konu kâğıtlar ve vergi oranları yer almaktadır. Ekli (1) sayılı Tablo’nun I/A-1 fıkrasında akitlerle ilgili belli parayı ihtiva eden mukavelenameler, taahhütnameler ve temliknamelerin damga vergisine tabi olacağı belirtilmiş olup; belli para ihtiva etmeyen mukavelenameler, taahhütnameler ve temliknameler (1) sayılı Tablo'da yer almamıştır. Yine 43 seri No.lu Damga Vergisi Genel Tebliği'nde de, belli parayı ihtiva etmeyen sözleşmelerin damga vergisi hesaplamasına konu edilmeyeceği yönünde aşağıdaki açıklamalar bulunulmuştur: 

“6.1.1. 488 sayılı Kanun’a ekli (1) sayılı tablonun "I-Akitlerle ilgili kağıtlar" başlıklı bölümü, "A-Belli parayı ihtiva eden kağıtlar" ve "B-Belli parayı ihtiva etmeyen kağıtlar" olarak ayrılmıştır.

Yapılan düzenleme ile (1) sayılı Tablo’nun I/A fıkrasında sayılan kağıtlardan belli parayı ihtiva etmeyenler damga vergisinin konusu dışına çıkarıldığından; belli parayı ihtiva etmeyen mukavelenameler, taahhütnameler ve temliknameler, kira mukavelenameleri, kefalet, teminat ve rehin senetleri, fesihnameler damga vergisine tabi tutulmayacaktır. Ancak, tahkimnameler ve sulhnameler, belli parayı ihtiva etmeleri durumunda Kanun’a ekli (1) sayılı Tablo’nun I/A-4 bendine göre nispi; belli parayı ihtiva etmemeleri durumunda ise aynı Tablo’nun I/B fıkrasının ilgili pozisyonuna göre maktu damga vergisine tabi tutulacaklardır.”

Yukarıdaki açıklamalar dikkate alındığında; kanun koyucunun; belli bir tutar ihtiva etmeyen sözleşmeler için maktu damga vergisi hesaplamasına sınırlama getirdiği görülmektedir. Buna göre; tahkimname veya sulhname düzenlendiği ve belli bir tutara ihtiva etmediği durumda maktu damga vergisi hesaplanması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır. Dolayısıyla; belli bir tutar ihtiva etmeyen taahhütname, temlikname, kefalet, rehin v.b sözleşmelerde maktu damga vergisi hesaplamasına gerek olmamaktadır.

Günümüz ekonomik koşulları da dikkate alındığında; her ne kadar maktu damga vergisi tutarları yüksek rakamlar olmasa da, işletmelerin bu ayrıma dikkate etmelerinin önemli olduğunu düşünmekteyiz. Mert Öner

http://kpmgvergi.com/Blog/Pages/FullBlog.aspx?article=243

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti. / www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.