''Know-How'' mı? Serbest Meslek Kazancı mı? |
17 Nisan 2014 | |
İç vergi mevzuatı kapsamında değerlendirildiğinde; dar mükellef kurum veya şahsa yapılan gayrimaddi hak bedeli ödemeleri ile serbest meslek kazancı kapsamına giren- özellikle teknik hizmetler nedeniyle yapılan- ödemelerin vergilendirme rejimi birbirine yakın olmasının yanı sıra; vergi tevkifatı oranı da % 20 olarak uygulanmaktadır. Son yıllarda birçok yabancı ortaklı kurumun karşılaştığı konulardan biri de yurt dışı merkez ile Türkiye’deki şirket arasında yapılan “management agreements”; diğer bir değişle “yönetim anlaşmaları”dır. Öncelikle belirtmek gerekir ki; yurt dışı merkez ile tam mükellef kurum veya yurt dışındaki şirketin Türkiye’deki bir şube veya işyeri arasında yaptığı bu tür anlaşmalar uyarınca, yabancı ülkede yerleşik ana merkezler bir takım yönetim giderlerine katlanmakta ve bunların bir kısmını da Türkiye’deki iştirak ettikleri kurumlara veya işyerlerine yansıtmaktadır. Söz konusu gider yansıtma işlemlerinin mahiyetlerinin gerçek bir işlem karşılığı olması gerektiği konusunu tartışmaya gerek olmamasına rağmen, bu tür anlaşmalar hem belirli hizmetlerin Türkiye’ye gelerek veya gelmeyerek ifasını; hem de belirli gayrimaddi hakların kullanılmasını içerebilmektedir. Vergilendirmedeki karmaşıklık da burada kendini göstermektedir. Yukarıda da belirttiğimiz üzere; iç vergi mevzuatımız açısından söz konusu ödemelerin vergilendirilmesinde oransal açıdan bir farklılık bulunmamaktadır. Bununla birlikte, Türkiye’nin taraf olduğu çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları (ÇVÖA) dikkate alındığında; hizmetlerin vergilendirilmesi ile gayrimaddi hak bedellerinin vergilendirilmesinin tamamen farklı temellere dayandığını görüyoruz. Örneğin; yurt dışına yapılan bir ödemenin “know-how” diğer bir anlatımla “gayrimaddi hak karşılığı” olması halinde, ÇVÖ anlaşmaları uyarınca söz konusu ödemenin brüt tutarı üzerinden % 101 stopaj yapılacak iken; yurt dışına yapılan bir ödemenin teknik bir hizmet karşılığı olması ve söz konusu hizmetin Türkiye’ye gelmeden yurt dışında ifa edilmesi veya Türkiye’ye gelinmesine rağmen Türkiye’de 183 günden az kalınması ve ayrıca yabancı ülkede yerleşik şirketin Türkiye’de bir işyerinin de bulunmaması halinde, stopaj yapma zorunluluğu ortadan kalkmaktadır. Dolayısıyla; yurt dışına yapılan ödemelerin hangi gelir türü nedeniyle yapıldığı, sorumlu sıfatıyla vergilendirmeyi önemli ölçüde etkilemektedir. Bu bağlamda özellikle de “know-how” ile teknik hizmetlerin birbirine karıştırılması oldukça kolaydır. Peki bu ödemeleri nasıl ayrıştıracağız ve stopaj uygulamasını nasıl yapacağız? Aşağıda kısa bir özeti verildiği üzere; hangi tür ödemelerin “know-how”; hangi tür ödemelerin hizmet olduğunu belirleyebiliriz. KNOW-HOW
HİZMETLER
Örnek; Satış sonrası hizmetler, garanti kapsamındaki hizmetler, teknik hizmetler veya elektronik olarak bir görüş veya tavsiyede bulunulması ya da bir muhasebecinin, avukatın, mühendisin görüş bildirmesi gibi işlemler serbest meslek kapsamında verilen hizmetler olarak değerlendirilir. Dolayısıyla yukarıda da belirtildiği üzere doğru ayrıştırma yaptığımızda yurt dışına yapılan gayrimaddi hak bedelleri üzerinden ÇVÖ anlaşmalarına göre maksimum % 10 oranında Kurumlar Vergisi stopajı yapılması gerekirken; belirli şartların gerçekleşmesi halinde hizmetler karşılığı yapılan ödemeler üzerinden stopaj yapılmasına gerek kalmayabilir. Konuyla ilgili herhangi bir tereddüt yaşadığınızda bizimle irtibata geçebilirsiniz. Timur Çakmak http://kpmgvergi.com/Blog/Pages/FullBlog.aspx?article=250 1 Bazı gayrimaddi hak ödemeleri için bu oran % 5 olarak uygulanmaktadır. (bkz ilgili ülke anlaşmaları) -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti. / www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.
|