Resul Kurt - Reformla neler değişecek? (15.03.08) |
15 Mart 2008 | |
Son 15 gündür, ülke gündeminin tam ortasında sosyal güvenlik reformu var. Herkes reformla ilgili tartışmaları izliyor. Beşikten mezara herkesi ilgilendiriyor sosyal güvenlik. O yüzden reformun konuşulduğu programlar en az futbol maçları kadar reyting alıyor. TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun yürürlük tarihi bugüne kadar 3 kez ertelendi. Yaşanan tartışmalar dolayısıyla 4. kez ertelenmesi de gündemde. Reforma işçiler, sendikalar, işverenler, memurlar, çiftçiler, emekliler, akademisyenler (sosyal güvenlik hocaları) karşı. Ama buna rağmen yasa çıkacak ve yürürlüğe girecek gibi görünüyor. Sayın Başbakan reformla ilgili eleştirileri cevaplarken, ‘Dürüst davranmıyorlar, halkımızı yanlış bilgilendiriyorlar’ dedi. Gerçekten de, yasa tasarısının tam metni neredeyse hiç kimsede yok. Bir çok kişi 2-3 ay önceki tasarı üzerinden ya da basında yer alan haberlere göre eleştiriyor. VATANDAŞLAR BÖLÜNDÜ Bazen internette sosyal güvenlik reformuyla ilgili yazılara yapılan okuyucu yorumlarını inceliyorum. Vatandaşlar ikiye bölünmüş. Türban değil ama, reform böldü ülkeyi. Bir çok kişi okuduğu gazete haberlerine göre hangi tarafta yer alacağına karar veriyor. Kimi acımasızca eleştiriyor, kimi de her yönüyle savunuyor. Bu da tasarıya karşı olumsuz düşünceler doğmasına neden oluyor ve bu konuda sağlıklı karar verilmesini engelliyor. Konuyu bilenlerde, bilmeyenlerde yorum yapınca haliyle vatandaşın kafası karışıyor. Öncelikle hem sosyal güvenlik reformuna ilişkin, hem de istihdam paketine ilişkin güncel tasarıların kamuoyuna açıklanması ve tasarıya ilişkin olarak sosyal tarafların ve akademisyenlerin görüşlerinin alınması gereklidir. Toplumsal uzlaŞma Şart! HİÇ kimse reformun gerekliliğine itiraz etmiyor. Yasada birçok eksiklik, yanlışlık olabilir. Bütün olarak incelendiğinde herkesin eleştireceği hususlar mutlaka vardır. Başta emeklilik yaşı, aylık bağlama oranı ve prim gün sayısı olmak üzere birçok konuda itirazlar var. Toplumsal uzlaşma ve asgari müşterekte buluşulmalıdır. Ev hanımları zaten emekli olabiliyor! Sosyal güvenlikte kimin ne dediği belli değil. Önceki gün bir gazetede ‘Ev hanımları, prim yatırıp emekli olabilecek’ yazısını okuyunca bilgi kirliliğini daha net gördüm. Yazar diyor ki: ‘Sosyal Güvenlik Reformu, ev hanımlarına emeklilik hakkı getiriyor. Yeni yasaya göre ev hanımları, isteğe bağlı sigortalı olarak prim ödeyebilecek. Primin yatırılmasının ardından emekli olabilecekler. Halen geçerli olan düzenlemeye göre isteğe bağlı sigortalı olabilmek için en az 3 yıl fiilen çalışmanın karşılığı olan 1080 gün prim ödenmesi gerekiyor. Bu nedenle ev hanımları sigortalı olamıyor. Yeni düzenleme ise bu şartı kaldırıyor.’ Yürürlükteki 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu’nun 79. maddesinde isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalılığı düzenlenmiştir. Bir meslek sahibi olan kadınlar bunun dışında tutulmaktadır. Buna göre, ev kadınları isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalılığına devam edebilmekte ve emekli olabilmektedir. Yani, ev hanımlarının isteğe bağlı sigortadan emekli olması yeni bir şey değildir. |