Bu tebliğdeki önemli konulardan bir tanesi “özel Esaslara Alınma” işleminde “Haklarında Sahte Belge Kullanma Tespiti Bulunanlar” ile yapılan uygulamanın değiştirilmesidir. Bu tebliğ yayınlanmadan önceki uygulamada mükellefler bir anda sahte belge kullanmaktan dolayı “Özel esaslara alınma” diğer adıyla “kodlama” ile karşı karşıya kalıyor ve hiçbir savunma hakları bulunmuyordu. Gerçi yargıya gitme hakları vardı ama yargı süreci uzun olduğu için bu yolu seçemiyorlardı. Çünkü ticari hayat sürüyor ve bu ticari hayat içerisinde kodlanmaması gerekiyordu. Yargı dışında bir yol daha vardı. Bu yolda savunma değil tazminat ödeme gibi bir şeydi. Bu yolda kodlanmış mükelleften almış olunan mal veya hizmet ile ilgili tüm faturalara ilişkin dönemlere ait KDV beyannamelerinin ve kurumlar vergisi beyannamelerinin düzeltilmesi gerekiyordu. Bu düzeltme rakamları bazen beyannamelerin damga vergisine değmeyecek kadar küçük, bazan da bir mükellefi ekonomik yönden sarsacak kadar büyük oluyordu. Sonuçta gerçekten mal ve hizmeti almış ödemesini yapmış bir çok mükellef bu masum durumunda bile cezalandırılmış oluyordu. Bu cezalandırılmanın en üzücü tarafı da vergi dairesinden bir yetkilinin mükellefi telefonla arayarak hiçbir savunmayı kabul etmeden “Hakkınızda Sahte Belge kullanma tespiti var” ilgili dönemlere ait katma değer vergisi ve kurumlar vergisi beyannamelerinizi düzeltmeniz gerekiyor, yoksa elimizde olmayan nedenlerle sizi kod sistemine almak zorundayım” demesidir. Yukarıda bahsetmiş olduğumuz bu mağduriyet ortadan kalkıyor. Haklarında sahte belge kullanılmasına yönelik olumsuz tespit bulunan mükelleflere vergi daireleri tarafından, işlemlerin gerçekliğini ispatı için 15 gün süre verilecek. İlgili tebliğde işlemlerin gerçekliliğinin ispatının nasıl yapılacağını da anlatmış ve bu ispatta bir sınırlama olmadığı vurgulanarak, ispatın sadece tebliğdeki ispat şekilleri olmadığı ve başka ispat şekillerinin kabul edilebileceği vurgulanmıştır. Bu uygulamayı değerlendirdiğimizde nakit ödeme yapılmış olan alımlarda bile başka ispat edici belgelerin yeterli olduğu görülmektedir. Savunma ile ilgili tebliğde bahsi geçen “İşlemlerin Gerçekliğini İspat” ile ilgili bölümün tam metni aşağıdaki gibidir: 213 sayılı Kanunun 3/B maddesine göre vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esas olup, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanması mümkündür. Düzenledikleri veya kullandıkları belgelerin sahteliğine ve muhteviyatı itibarıyle yanıltıcı oluğuna ilişkin inceleme veya idari araştırma aşamasında mükellefe söz konusu belgelerin gerçekliğine yönelik deliller ileri sürme imkânı verilir. Aynı şeklide kendileri hakkında olumsuz rapor ve tespit bulunmamakla birlikte mal veya hizmet satın aldıkları mükellefler hakkında olumsuz rapor veya araştırmaya tespit bulunan mükelleflere de bu imkân sağlanır. Söz konusu karşı deliller inceleme veya araştırmaya konu iş, işlem ve belgelerle ilgili olmalı ve bir yazı ile idari makama ibraz edilmelidir. Karşı deliller incelemeye başlanmış olması halinde inceleme elemanına, incelemeye başlanmamışsa ilgili vergi dairesine sunulur. Dolayısıyla idare tarafından sahte veya yanıltıcı olduğu yönünde bulgular bulunan bir belgenin gerçek bir işleme dayandığı ve dayandığı işlemi mahiyet ve miktar itibarıyle doğru olarak yansıttığı işlemin tarafları, ilgilileri (iade talep edenler) veya mükellefler tarafından 213 sayılı Kanunun 3’üncü maddesindeki delil serbestisi kapsamında iddia ve ispat olunabilir. İleri sürülen karşı delillerin işlemin gerçekliğini göstermesi halinde özel esaslar uygulanmaz. İşlemin tarafları, ilgililer ve mükelleflerin, delillerini bir rapora bağlamak suretiyle ve işlem ve belge ile ilgili olmak koşuluyla ileri sürmeleri gerekir. İşlem ve belgeyle ilgili olmayan iddia ve deliller dikkate alınmaz. Bu şekilde ileri sürülen iddia ve deliller, inceleme elemanı veya idare tarafından karşı delillerle çürütülmek suretiyle belgenin sahte veya yanıltıcı olduğu ispatlanır. Bu durumda ileri sürülen delillerin ele alınıp raporda veya dayanak bir yazı ile çürütüldüğü karşı delillerle açıklanarak mükellef veya ilgili özel esaslara alınır. Sınırlandırıcı olmamak kaydıyla belgenin gerçekliğini ve doğruluğunu ispatta aşağıdaki deliller kullanılabilir: a) İşlem bedelinin ödendiğinin belgelendirilmesi. Ödeme, iade talebinde bulunan mükellef tarafından ödemeyi tevsik eden belge aslı veya noter onaylı örneği ile tevsik edilebilir. Ödemenin 5411 sayılı Bankalar Kanunu hükümlerine göre faaliyette bulunan veya 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1785’ inci maddesinin (1) numaralı fıkrası kapsamında düzenlenen çekler ile de tevsiki mümkündür. Ayrıca internet bankacılığı yoluyla yapılan ödemelerde, banka dekontu yerine ilgili banka şubesi tarafından onaylı internet çıktıları ya da mükellefler tarafından ödeme yapılan bankalardan alınan onaylı hesap ekstreleri ödemenin tevsikinde kullanılabilir. Ödeme, kredi kartı (iade talebinde bulunan kişi veya kuruma ait) tapu devri, kamu kurum ve kuruluşları aracılığıyla (ön ödeme avansı şeklinde kamu kurum ve kuruluşlarının veznesine ödeme gibi) yapılmak suretiyle de tevsik edilebilir. Ödemenin PTT yoluyla yapıldığı durumlarda, ödeme sırasında düzeltilecek belge(satıcının veya adına hareket edenlerin adı-soyadı (tüzel kişilerde unvanı) ile banka hesap numarası ve kimlik numarası doğru olarak yazdırılmak kaydıyla) ödemeyi tevsik eden delil olarak ileri sürülebilir. b) Taşıma, yükleme, boşaltma, depolama, ambalajlama, ve benzeri işlemlerin yapıldığına yönelik belgeler, sigorta belgesi, vergi, resim, harç, pay, fon gibi ödemeler yapılmışsa bu ödemelere ait belgeler işlemin gerçekliğinin tevsikinde delil olarak kullanılabilir. Gürcan AKAN/Yöntem YMM A.Ş.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti. / www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz. |