KDV İadesinde sorun yaşamak istemiyorsanız, nakit kapora dahi vermeyiniz! |
30 Haziran 2014 | |
Yazımızın konusunu oluşturan konu özellikle iade alan mükellefler için oldukça önemli bir konudur ve konuya dikkat edilmelidir. MÜTESELSİL SORUMLULUK DÜZENLEMESİ KDV Uygulama Tebliği’nin Müteselsil Sorumluluk başlığında da düzenlendiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 11’inci maddesinde, mal alım ve satımı ve hizmet ifası dolayısıyla vergi kesintisi yapmak ve vergi dairesine yatırmak zorunda olanların, bu yükümlülükleri yerine getirmemeleri halinde verginin ödenmesinden, alım satıma taraf olanlar, hizmetten yararlananlar ve aralarında doğrudan veya hısımlık nedeniyle ya da sermaye, organizasyon veya yönetimine katılmak veya menfaat sağlamak suretiyle dolaylı olarak ilişkide bulunduğu tespit olunanlar müteselsilen sorumludurlar hükmü yer almaktadır. Buna göre, mal teslimlerinde alım-satıma taraf olanlar, hizmet ifalarında hizmetten yararlananlar, bu safhadaki işlem bedeli üzerinden hesaplanan KDV ile sınırlı olmak üzere, Hazine'ye intikal etmeyen KDV’den aşağıdaki açıklamalar çerçevesinde müteselsilen sorumludur. Mal veya hizmet alım-satımında satıcının KDV’yi Hazine'ye intikal ettirmediğinin tespit edilmesi halinde, bu satıcı tarafından doğrudan mal teslim edilen veya hizmet ifa edilen mükellefler, işlem bedeli üzerinden hesaplanan vergi ile sınırlı olmak üzere, Hazine'ye intikal etmeyen vergide Tebliğin (IV/E-3.2) bölümünde belirtilen usul ve esaslara göre satıcı ile birlikte müteselsilen sorumlu olurlar. Ancak alıcılar, KDV dahil toplam işlem bedelini; - 5411 sayılı Bankalar Kanunu hükümlerine göre faaliyette bulunan bankalar vasıtasıyla ödemeleri ve bankaya yapılacak ödeme sırasında düzenlenecek belgede satıcının (veya adına hareket edenlerin) adı-soyadı (tüzel kişilerde unvanı) ile bankadaki hesap numarasını ve vergi kimlik numarasını doğru olarak yazdırmaları, - Ödemenin çekle yapılmış olması halinde çekin Türk Ticaret Kanununun 785 inci maddesinin (1) numaralı fıkrası kapsamında düzenlenmiş olması, - Ödemenin kredi kartı (iade talebinde bulunan kişi veya kuruma ait), tapu devri, kamu kurum ve kuruluşları aracılığıyla (ön ödeme avansı şeklinde kamu kurum ve kuruluşlarının veznesine ödeme gibi) yapılması, - Ödemenin PTT yoluyla yapılması halinde, ödeme sırasında düzenlenecek belgenin ibrazı (satıcının veya adına hareket edenlerin adı- soyadı (tüzel kişilerde unvanı) ile banka hesap numarası ve vergi kimlik numarası doğru olarak yazdırılmak kaydıyla) halinde müteselsil sorumluluk uygulaması ile muhatap tutulmazlar. Bu çerçevede herhangi bir hesaba bağlı olmaksızın, örneğin kasadan ödeme yapılması şeklinde gönderilen havaleler sorumluluğu kaldırmaz. Ayrıca dış ticaret sermaye şirketleri ve sektörel dış ticaret şirketleri gibi ihracata aracılık eden mükelleflerin bu uygulamadan yararlanabilmeleri için ihracatına aracılık ettikleri mükelleflerin de ödemelerini yukarıda belirtilen şekilde tevsik etmeleri gerekir. Ancak alıcı ile satıcı arasında muvazaaya dayanan bir işlem yapıldığının veya menfaat sağlayan doğrudan bir ilişkinin veya hısımlık, sermayesine katılma, organizasyon veya yönetimi içinde yer alma şeklinde dolaylı bir ilişkinin bulunduğunun vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenmiş raporlarla tespit edilmesi halinde ödeme yukarıdaki şekilde tevsik edilmiş olsa bile müteselsil sorumluluk kalkmaz. TEBLİĞDEKİ MÜTESELSİL SORUMLULUKTA PROBLEMLİ DÜZENLEME Söz konusu düzenlemeye göre, KDV dahil toplam işlem bedelinin banka, çek, kredi kartı ve PTT yoluyla yapılması halinde sorumluluktan kurtulmak mümkün olabiliyor. Burada “KDV dahil toplam işlem bedelinin” ibaresi oldukça sıkıntılı bir düzenlemedir. Örneğin, KDV hariç 100.000,00-TL’lik mal alımı için pazarlık ettiniz ve pazarlık esnasında çıkarıp 500,00.-TL nakit ödeme yaptınız. KDV oranının %18 olduğunu düşündüğümüzde kalan ödeme olan 117.500,00.-TL’yi de banka kanalıyla veya çekle ödediniz. Nitekim kapora ticari hayatın bir gerçeği ve neredeyse her ticarette uygulanıyor. 500,00.-TL kaporayı verip anlaşmayı yaptınız, sonrasında da KDV dahil kalan tutar olan 117.500,00.-TL’yi de banka havalesi yoluyla ya da çekle ödediniz ve malı aldınız, borcunuz da kalmadı, buraya kadar problem yok. Ancak, %18 KDV ödeyerek aldığınız malı diyelim ki %1 KDV ile sattınız ve devletten iade alacağınız doğdu. İşte tam da bu noktada problem baş gösteriyor. Siz devletten iade alacağınız olduğunu düşünürken, mal aldığınız firma örneğin sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanmış ise size iade yapılmıyor. Bu durumda, KDV uygulama Tebliğine göre ödememin 117.500,00.-TL’sini banka ya da çekle ödedim benim sorumlu tutulmamam gerekir diyorsunuz. Vergi dairesi de size diyor ki, ödemenizin 117.500,00.-TL’sini banka havalesi veya çekle yaptınız ama 500,00.-TL’sini nakit yaptınız. Halbuki, 117.500,00.-TL’yi değil, 118.000,00.-TL’nin tamamını banka ya da çekle yapmalıydınız! Örnekte nakit ödenen tutar 500,00.-TL alınmıştır ama bu tutar örneğin 10,00.-TL ya da 50,00.-TL’de olabilirdi. İşte nakit olarak ödeyeceğiniz küçük bir kapora yüzünden (10, 50, 500.-TL olabilir) alacağınız 17.000,00.-TL iadeyi alamayabilirsiniz! Bu nedenle mükellefler nakit ödeme yapmamalıdır. Mükellefler diyebilir ki, güzel söylüyorsunuz da ticari hayatta kapora vermeden ticareti nasıl yapacağız? Vergi usul Kanununda dendiği gibi vergilendirmede olayın gerçek mahiyeti esastır ve ben de bu malı aldım ve parasının da neredeyse tamamını banka havalesi veya çekle ödedim, olayın gerçek mahiyeti budur! Bu noktada da mükellef haklı oluyor. Sorunu çözecek olan Maliye Bakanlığı/Gelir İdaresi Başkanlığıdır. “KDV dahil toplam işlem bedelinin” ibaresi “işlem bedelinin aşağıdaki şekilde ödenen kısmı… için müteselsil sorumluluk uygulaması ile muhatap tutulmazlar” şeklinde değiştirilecek olur ise sorun çözülmüş olacaktır. Buraya kadar anlattıklarımız iade alan mükellefler içindi. Ancak, olay sadece iade alan mükellefleri ilgilendirmiyor. KDV’deki müteselsil sorumluluk boyutuyla tüm mükellefleri ilgilendiriyor. Mal aldığınız firmaların alt firmaları sahte fatura kullanacak olur ise nakit verilen kaparo yüzünden verginin sizden istenmesi mümkün olabilir. Ödediğiniz vergiyi tekrar ödemek zorunda kalabilirsiniz. Gerçekten konu özellikle iade alan mükellefler için önemlidir ve vergi daireleri mükelleflerle karşı karşıya kalmaktadır. Burada vergi dairelerinin yapabileceği bir şey yoktur. Konuyu çözmesi gereken Maliye Bakanlığı/Gelir İdaresi Başkanlığıdır. Ekrem Öncü http://www.thelira.com/yazar/31/ekrem-oncu/2880/mukellefler-dikkat-nakit-kapora-dahi-vermeyiniz_ -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti. / www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.
|