Sosyal Güvenlik Reformu'nda hükümetle sendikalar arasında uzun süredir devam eden görüşmeler, önceki gün anlaşmayla sonuçlandı. Varılan mutabakat neticesinde 9 bin olarak öngörülen prim gün sayısı SSK'lılar için 7 bin 200'e indi.

Bağ-Kur ve Emekli Sandığı mensupları içinse 9 bin gün kalacak. Sendikaların prim gün sayısında isteklerini karşılayan hükümet, 65 yaş konusunda geri adım atmadı. Reformun yaşla ilgili düzenlemesi aynen kaldı. Sendikalar, önceki gün toplantıya 7 ana maddeden oluşan taleple geldi. Bu maddelerden 4'ünde anlaşma sağlanırken 3'ünde hükümetin dediği oldu. Anlaşmaya göre emeklilik için gereken prim gün sayısı, yeni işe giren SSK'lılarda 7 bin 200'e inerken Bağ-Kur ve Emekli Sandığı mensupları için 9 bin gün korundu. 7 bin 200 gün prime, tek seferde geçilecek. Reformun yürürlük tarihinden sonra işe girenler 7 bin 200 güne tabi olacak. Bu durum, reformun yürürlüğünden bir gün önce işe girenlerin, bir gün sonra girenlere göre 200 gün avantajlı olmasını sağlayacak.

Maaş bağlama oranı ise halen sistemde olanlar için ilk 10 yıl yüzde 3 olarak uygulanacak. Daha sonra yüzde 2'ye inecek. Yeni işe girenlerde bu oran ilk yıldan itibaren yüzde 2 olacak. Diş protezlerine ilişkin düzenlemede de sendikaların istediği oldu. Bütün sigortalılar, yüzde 10 ile 20 arasında katılım payı ödeyerek diş protezi yaptırabilecek. Ayrıca sosyal tarafların Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK)'nun oluşturacağı fiyatlandırma ve benzeri komisyonlarda yer alması da kabul edildi. Sendikalarla hükümetin çetin pazarlığında emeklilik yaşında anlaşma sağlanamadı. Yaşı en temel parametre olarak gören hükümet, toplantının en başında bu maddede taviz vermeyeceğini açıkladı. Bunun üzerine sendikalar, prim gün sayısının düşürülmesi üzerinde yoğunlaştı. Emeklilik yaşı, reformda öngörüldüğü şekilde 2036'dan sonra kademeli olarak artacak. Erkeklerde 2046'da, kadınlarda ise 2048'de 65'e çıkacak.

Emekli aylıklarının hesabında güncelleme katsayısının yüzde 30 oranında yansıtılması, hükümetin geri adım atmadığı bir başka madde oldu. Kamuoyunda yıpranma tazminatı olarak bilinen fiili hizmet zammında da hükümetin dediği oldu. Gazeteciler, pilotlar ve postacılar gibi kimi işkollarına bundan böyle yıpranma payı verilmeyecek. Emzirme ve ölüm yardımının ne kadar olacağı ise SGK Yönetim Kurulu'nun teklifi ve bakanlığın onayı ile belirlenecek. Ayakta tedavilerden alınması öngörülen 2 YTL'lik katkı payı ile yine sendikaların itiraz ettiği özel hastanelerin yüzde 20 fark alması öngörüldüğü şekilde korundu. Sürekli iş göremezlik geliri (sakat maaşı) alanlar içinse bir alt sınır getirildi. Buna göre bakıma muhtaç derecede sakat olanlara bağlanacak maaş, asgari ücretin yüzde 85'inden az olamayacak.

Yasa tasarısı yarın Meclis'e geliyor

Çalışma Bakanı Faruk Çelik, Sosyal Güvenlik Reformu'nun bu hafta Genel Kurul'a geleceğini açıkladı. Buna göre tasarı yarın TBMM'de görüşülmeye başlanacak. Bakan Çelik, yürürlük tarihinin ise bazı maddeler için hemen, bazıları için mayıs ayında olabileceğini söyledi. Çalışma Bakanı, yasanın tümünün ağustos veya eylül sonunda yürürlüğe gireceğini belirtti. Çelik, prim gün sayısını SSK'lıların kamu çalışanları kadar iş güvencesine sahip olmadıkları için 9 bin günden 7 bin 200'e çektiklerini kaydetti. 65 yaşla ilgili talepler konusunda ise "Yaş bu yasanın çok ciddi bir parametresidir. Onda esneme yapamayacağımızı söyledik. Prim gün sayısında esneme olabilir; ama yaşta olamaz dedik." şeklinde konuştu. Bakan Çelik, yaş şartı nedeniyle prim gün sayısındaki azalmanın ana parametreler açısından ciddi bir sorun oluşturmayacağını da söylerken, "Yaş sınırı zaten olduğu için sistem içerisinde öyle veya böyle kalacaktır vatandaşımız. 20 yılı doldurdum diye bırakacak değil. Yine çalışacaktır. Çalıştıkça, prim ödedikçe geliri daha da artacaktır." ifadelerini kullandı. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkan Vekili Tahsin Güney, reformun, çalışanların lehine olduğunu ve çalışanları daha fazla sistemde kalmaya teşvik ettiğini belirterek, ''Sigortalılar, ne kadar fazla süre sistemde kalıp, prim öderse emekli maaşları o oranda artacak.'' dedi. Sosyal güvenlik açıklarının mevcut sistemle devam edilirse yüzde 7'lere ulaşacağını anlatan Güney, reform devreye girdikten sonra en geç 2050'lerde açıkların yüzde 1'ler düzeyine inmesini bekledikleri ifade etti. Güney, asıl sorunun sisteme aktarılan kaynakların doğru yerlere gitmemesinden kaynaklandığını, bu kadar sosyal transfer yapılmasına rağmen hâlâ yoksulluk oranının yüzde 18 olduğunu dile getirdi.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=669234