Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Unakıtan patronlara kızdı: Ses çıkarın (26.03.08) PDF Yazdır e-Posta
26 Mart 2008

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, ''Türkiye'nin üzerine öyle yükler gelmiş ki biz bunları yaparken, sendikalar yürüyor, bilmem ne yapıyor, sizden fazla bir şey çıkmadı. Ses çıkması lazım ses...'' dedi.

Unakıtan, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis Toplantısında yaptığı konuşmada, bir ülkede yaşayan herkesin üzerine düşen şeyler olduğunu, bir ülkede her zaman çeşitli problemler çıkabileceğini ve bu problemlerin çözümüne herkesin yardımcı olması gerektiğini söyledi.

''(Banane, ben hiç karışmam, ben uzakta dururum sadece tenkit ederim)'' yaklaşımının çözüm getirmeyeceğini belirten Unakıtan, ''Çünkü Türkiye bir tane, başka Türkiye yok. Hepimiz bu geminin içindeyiz. Gemiye bir şey olduğu zaman hepimiz bundan zarar görürüz. O zaman herkesin taşın altına elini sokması lazım'' diye konuştu.

Türkiye'nin şu andaki meselelerinin geçmiş meseleler olduğunu aktaran Unakıtan, şöyle devam etti:

''O zaman nedense fazla sesiniz çıkmamış. Mesela erken emeklilik kararı alındığında herkes alkışlamış maalesef. Bu 10 sene, 20 sene, 30 sene sonra bize neler getirecek... Dışardaki gazetelerde okudum, (Türkiye 20 sene sonra batağa girecek) denmiş.

Türkiye'de birikmiş sorunlar geliyor geliyor, sonra deniyor ki hadi bakalım halledin. Akşamdan sabaha hiçbir şey hallolmaz. Sosyal güvenlik reformu... Bu kanun, Türkiye'nin geleceği için çok gerekli. Bu kanunu yapmadığınız zaman Türkiye'nin ilerde ne hale geleceğini siz düşünün. 2008'de bütçeden sosyal güvenlik açığı için çıkan para 37 milyar YTL. 37 milyar YTL bütçede kalsa ne yatırımlar, iyileştirmeler yapılır bir düşünün. Ekonomi kötü idare edilirken, (Vergi almayalım, borç alalım). O günleri de hep beraber yaşadık. O zaman da bu Sanayi Odası vardı. Hiç kimse fazla şey yapmadı. (Ne oluyor, nereye gidiyoruz. Bu kadar borçlanma olur mu?) yok. Oldu oldu oldu, bu sene faiz için ödenek olarak koyduğumuz para 56 milyar YTL. Bunları Türk milleti eğer başlarda 10, 20, 30 sene önce akıllı hareket etseydi bunları yaşamazdık. Bu paralar, bu milletin cebinde kalırdı veya bu paralarla Türkiye'nin altyapı ve diğer yatırımları fevkalade yüksek şekilde yapılırdı.''

''SİYASİ İSTİKRARSIZLIKLAR İÇİNDE ÇALKALANAN ÜLKEDE YATIRIM YAPILMAZ''-

Kemal Unakıtan, sanayi ve sanayicinin önemine işaret ettiği konuşmasında, hükümet olarak kalkınmanın temeline özel sektörü yerleştirdiklerini, bunun kolay olmadığını ifade ederek, ''Bir ülkede en zor olan şey, mantaliteyi değiştirebilmek. Devlet ile kalkınmaya kalkışanların ne olduğunu gördük. Bundan dolayı biz, üretim, ihracat diyorsak özel sektör, istihdam, kalkınma diyorsak özel sektör...'' diye konuştu.

Özel sektörün lokomotifinin sanayi ve sanayici olduğunu vurgulayan Unakıtan, ülkelerin birbirleriyle karşılaştırılırken üretimlerine göre mukayese edildiğini, bundan dolayı Türkiye'nin bir numaralı hedefinin üretimi artırmak olduğunu söyledi.

Bunun yatırımdan geçtiğini ve yatırım yapılırsa üretimin artacağını, bunun için yatırımın gerektirdiği ortamın sağlanması gerektiğini dile getiren Unakıtan, şöyle devam etti:  

''Yatırım ortamı istikrardan geçer. İstikrar olmadan, kimse önünü görmeden kimse yatırım yapmaz. Ekonomik istikrar için enflasyonu, faizleri, devletin borçlarını indireceksin, devletin bütçesinin iki yakasını bir araya getireceksin, yani ekonomiyi güçlendireceksin. Bu yetmiyor sadece. Yatırımcı aynı zamanda siyasi istikrar da ister. Siyasi istikrarsızlıklar içinde çalkalanan bir ülkede kimse yatırım yapmaz. Bunu iyice bilmek lazım. O zaman üretimin içinde olananlar da, üretimden nemalanan herkesin, neticede Türkiye olarak siyasi istikrarsızlıktan çok büyük zarar görürüz. Buna meydan vermememiz lazım. Elimizden ne gelirse onu yapmak mecburiyetindeyiz. Bunu hükümet yönetecek. Tamam hükümet yönetecek de sadece hükümetin yönetmesiyle olmuyor. Ekonomiyi yönetenler yönetecek. Onların yapabilecekleri, yapamayacakları var. Türkiye en nihayet demokratik, kuvvetler ayrılığı prensibini kabul etmiş ülke. O zaman Türkiye olarak, Türkiye'nin sesini güçlü bir şekilde çıkarmamız lazım.  

''BİR KENARA ÇEKİL MIY MIY ORADA OTUR, TENKİT ET''

Yoksa bir kenara çekil mıy mıy orada otur, onu tenkit et, bunu tenkit et, bununla hiçbir şey olmaz. Geçmişteki yaptıklarınızı yapmayın. Türkiye'nin geleceğini karartan kanunlar çıkarken, fazla laf etmediniz. Ben de sizin içinizden geldim. Yahu arkadaş sen nasıl 40 yaşında bir insanı emekli edebilirsin? Eskiden 7-8 kişi çalışıp bir emekliye bakıyordu, şimdi 2 kişi çalışıyor bir emekliye bakıyor. İmkanı var mı? Bu ülke bu yükle yürüyebilir mi? Oturun konuşun. Bırakın benim siyasetçiliğimi, kendiniz hesap yapın.

Türkiye'nin üzerine öyle yükler gelmiş ki biz bunları yaparken, sendikalar yürüyor, bilmem ne yapıyor, sizden fazla bir şey çıkmadı. Ses çıkması lazım ses. Madem ki sivil toplum kuruluşları bu ülkede sesini çıkaracak, herkesin sesini çıkarması lazım.''

Özelleştirme çalışmalarına da değinen Unakıtan, ''Özelleştirme yapılsın iyi olur mu? Hepiniz iyi olur dersiniz. Biz özelleştirmeyi yapıyoruz, savunuyoruz, mahkemelere gidiyoruz, kendimizi anlatıyoruz. Sağ olasınız fazla sesiniz yok. Bu bakan ne yapıyor, kimlere neyi anlatıyor? Yok... Hepiniz sabah üretiminizi yapın, akşam da güzel yerlerde oturun. Bir de bizi tenkit edin'' diye konuştu.

 

 

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=669559