Akif AKARCA-Serbest bölgelerde tüketilmek ya da kullanılmak üzere gönderilen mallarda katma değer ve |
27 Mart 2008 | |
Bilindiği üzere, 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu ile bölgede faaliyette bulunan kullanıcılara hiçbir koşula bağlı olmaksızın sınırsız ve süresiz vergi teşvikleri sağlanmıştı. Bu bölgelerde vergi, resim ve harç mükellefiyetlerine ilişkin vergi kanunları hükümleri uygulanmıyor ve Türkiye'deki tam ve dar mükellef gerçek ve tüzel kişilerin serbest bölgelerdeki faaliyetleri dolayısıyla elde ettikleri kazanç ve iratlar, Türkiye'nin diğer yerlerine getirildiğinin kambiyo mevzuatına göre tevsiki halinde de gelir ve kurumlar vergisinden muaf tutuluyordu. Ancak, 5084 sayılı kanunla 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu'nun 6.maddesi hükmü değiştirildi ve yapılan bu değişiklikle; serbest bölgelerde Türk vergi kanunları geçerli hale getirildi. Ancak, Serbest Bölgeler Kanunu'na eklenen geçici madde ile 06.02.2004 tarihine kadar (bu tarih dahil) serbest bölgelerde faaliyette bulunmak üzere faaliyet ruhsatı almış mükelleflerin, ruhsatlarında belirtilen süre ile sınırlı olmak üzere, bölgelerde gerçekleştirdikleri faaliyetler dolayısıyla elde ettikleri kazançlar gelir veya kurumlar vergisinden müstesna tutulmaya devam ettirildi. Serbest bölgelerde imalat faaliyetinde bulunan mükelleflerin bölgelerde imal ettikleri ürünlerin satışından elde ettikleri kazançları ise Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üyeliğinin gerçekleştiği tarihi içeren yıllık vergileme döneminin sonuna kadar gelir veya kurumlar vergisinden müstesna tutulmaya devam ettirildi. Bu bölgelerde öteden beri imalat faaliyetinde bulunanların yanı sıra, yeni faaliyete başlayacak imalatçıların da Avrupa Birliği'ne tam üyeliğin gerçekleşeceği tarihi içeren yıllık vergileme döneminin sonuna kadar bu istisnadan yararlanmasına imkan tanındı. Öte yandan, yapılan bu düzenlemeler sonrasında da serbest bölge ile Türkiye'nin diğer yerleri arasında yapılacak ticaret, dış ticaret rejimine tabi olmaya devam etmektedir. Gümrük Kanunu'nun serbest bölgeleri düzenleyen bölümünde yer alan 152. maddede; a) Serbest dolaşımda olmayan eşyanın herhangi bir gümrük rejimine tabi tutulmaksızın ve serbest dolaşıma sokulmaksızın, gümrük mevzuatında öngörülen haller dışında kullanılmamak ya da tüketilmemek kaydıyla konulduğu, ithalat vergileri ile ticaret politikası önlemlerinin ve kambiyo mevzuatının uygulanması bakımından, Türkiye gümrük bölgesi dışında olduğu kabul edilen; b) Serbest dolaşımdaki eşyanın, bir serbest bölgeye konulması nedeniyle normal olarak eşyanın ihracına bağlı olanaklardan yararlandığı; Yukarıda yer alan Gümrük Kanunu'ndaki bu düzenlemelerden hareketle, Gümrükler Genel Müdürlüğü tarafından tüm gümrük müdürlüklerine gönderilen 31.01.2008 tarih ve 2916 sayılı tamim yazıda; - İhracata bağlı imkanlardan yararlanması söz konusu olan eşyanın, ihracat beyannamesi kapsamında serbest bölgeye ihraç edilmesi durumunda, 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 152 ve 158'inci maddesi hükümleri çerçevesinde serbest bölgelerde tüketilmesinin ya da kullanılmasının mümkün bulunmadığı, - Serbest bölgelerde tüketilmek veya kullanılmak amacıyla serbest dolaşımda bulunan eşyanın, miktar ve kıymetine bakılmaksızın ve gümrük beyannamesi düzenlenmeksizin serbest bölgelere sevk edilmesinin mümkün olduğu ve bu durumda Serbest Bölge İşlem Formu kullanılacağı, - Dolayısıyla da Türkiye gümrük bölgesinin başka bir yerinden serbest bölgeye ihraç edilen eşyanın serbest bölgelerde tüketime veya kullanıma tabi tutulması halinde, ihracata bağlı olanaklardan (bu kapsamda, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu uyarınca ihracat istisnasından) yararlanamayacağı ifade edilmiştir. Bunun üzerine, serbest bölgelere gönderilen ve oradan da aynen ihraç edilmeyecek olan, gerek serbest bölgede tüketilecek gerekse serbest bölgede kullanılacak mallarda katma değer vergisi olması gerektiği ileri sürülmüş ve bu yönde uygulamalar yapılmıştır. Halbuki, bilindiği gibi, Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 11. maddesi ile "ihracat teslimleri" katma değer vergisinden istisna edilmiştir. Anılan kanunun "ihracat teslimi"ni tanımlayan 12. maddesinde ise; bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesi için aranan şartlar arasında, - Teslimin bir serbest bölgedeki alıcıya yapılması, - Teslim konusu malın Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesinden çıkarak bir serbest bölgeye vasıl olması da açıkça sayılmıştır. Bir teslimin ihracat teslimi sayılmasında, dolayısıyla da katma değer vergisinden müstesna tutulmasında aranan şartlar arasında "serbest bölgeye giren malın hangi amaçla serbest bölgeye girdiğine bakılacağı" gibi bir ayrım da yoktur. Dolayısıyla, Türkiye'den serbest bölgeye gönderilen mallar, hangi amaçla gönderilmiş olursa olsun, katma değer vergisinden istisna olacaktır. Başka bir deyişle; serbest bölgede tüketilmek ya da kullanılmak üzere de olsa Türkiye'den serbest bölgelere gönderilen tüm mallar katma değer vergisinden istisna olacaktır. Buna bağlı olarak da serbest bölgelere gönderilen bu mallarla ilgili olarak yüklenilen ve indirimle giderilememiş katma değer vergileri varsa, bunlar da iade alınabilecektir. Nitekim, Maliye Bakanlığı da aynı görüşte olup, Gelir İdaresi Başkanlığı'nca verilen 20.02.2008 tarih ve B.07.1.GİB.0.01.53/5311-2654-19175 sayılı m aktezada; - Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu'nun 11 ve 12'nci maddeleri uyarınca serbest bölgelere yürürlükteki ihracat ve gümrük mevzuatlarına uygun olarak yapılan mal teslimlerinin, serbest bölgedeki alıcıya yapılması, serbest bölgeye vasıl olması, gümrük beyannamesi (ve serbest bölgedeki alıcı adına düzenlenen ihracat faturası) ile tevsik edilmesi kaydıyla, ihracat istisnası kapsamında değerlendirildiği, - Serbest bölgelere ihracat istisnası kapsamındaki teslimlerin tevsikinde asli belge olarak "gümrük beyannamesi" aranılmakla birlikte, işlemin niteliği ve durumun gerekliliği gözetilerek, gümrük beyannamesi yerine geçecek başka belgelerin de ihracat istisnası bakımından tevsik edici belge olarak kabul edilebildiği, - Serbest dolaşımda bulunan eşyanın serbest bölgelerdeki alıcılara tesliminde KDV ihracat istisnasından yararlanılabilmesi için "Serbest Bölge İşlem Formu"nun tevsik edici belge olarak kullanılmasının uygun görüldüğü belirtilmiştir. Dolayısıyla, serbest bölgelere gönderilen mallar katma değer vergisine tabi tutulmayacaktır.
|