Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Gayrimenkul ve İştirak Hisseleri Satışında Zararın Tamamı İndirilebilir mi? PDF Yazdır e-Posta
20 Nisan 2015

Image

Vergi İdaresi’nin mevcut görüşlerini analiz ederek bunların ışığında, iştiraklerini veya gayrimenkullerini zararına satmak durumunda kalacak şirketlerin, zararlarının tamamını kurum kazancından indirebilmek için neler yapabileceğini ortaya koymaya çalışacağız. Kaldığımız yerden  devam edelim…

Vergi İdaresi'nin İstisna Satışlara İlişkin Mevcut Yaklaşımı 

Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 5'inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan tüm şartları sağlayacak şekilde, kurumların gerçekleştirdikleri gayrimenkul ve iştirak hisseleri satışları istisna kapsamında kabul edilmektedir. Diğer bir ifade şekliyle, kanunun istisna için öngördüğü tüm şartların gerçekleşmesi halinde, söz konusu satışlarda istisnanın uygulanmasının zorunlu olduğu kabul ediliyor. Bu durumda, mükellefin tercihine veya isteğine göre değil, vergilemenin kanunun öngördüğü şekilde yapılması gerektiği düşünülüyor.

Bu çerçevede, istisna edilen kazançlara ilişkin doğan zararların, diğer kurum kazançlarından indirilememesine ilişkin hüküm göz önünde bulunduruluyor. İstisna kapsamında yapılan satışlardan kazanç doğmuş olsaydı, bu kazancın % 75’i vergiden istisna edilmiş olacaktı.

Bu nedenle, söz konusu satış işlemlerinden zarar doğması halinde, zararın da % 75’lik kısmının kanunen kabul edilmeyen gider sayılarak kurum kazancından indirilemeyeceği sonucuna varılıyor. 

Diğer taraftan, doğan kazancın %75’i istisna edildiğinde geriye kalan %25’lik kısmının  vergilendirildiği gerçeğinden hareketle, istisna kapsamındaki gayrimenkul ve iştirak hisselerinin satışından doğan zararın da % 25’inin kurum kazancından indirilebileceği kabul ediliyor.

Vergi İdaresi’nin İstisna Kapsamı Dışındaki Satışlara İlişkin Mevcut Yaklaşımı 

Kurumların gerçekleştirdikleri gayrimenkul ve iştirak hisseleri satışlarında, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 5'inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan tüm şartları yerine getirememesi durumunda ise; Vergi İdaresince verilen görüşlere göre, istisnadan yararlanılması mümkün olmadığı için, söz konusu satışlardan doğan zararın tamamının kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılması mümkündür.

Ancak, bu durumda gayrimenkul satışlarında KDV Kanunu’nun 17/4-r maddesi kapsamında istisnadan faydalanması mümkün olmayacağı ve satış bedeli üzerinden %18 oranında KDV hesaplanması gerekeceği ifade ediliyor. İştirak hisselerinin istisna kapsamı dışında satılması halinde, ne yönde işlem yapılacağı konusunda elimizde bir görüş olmamasına karşın,  KDV Kanunu’nun 17/4-g maddesi kapsamında KDV istisnasından faydalanılmasının mümkün olacağını düşünüyoruz.

Gayrimenkul veya İştirak Hisselerini Zararına Elinden Çıkaracak Şirketler Ne Yapabilir?

Vergi İdaresi’nin yukarıda özetlenen mevcut yaklaşımı dikkate alındığında, iştiraklerini veya gayrimenkullerini zararına satmak durumunda kalacak şirketlerin; zararlarının tamamını kurum kazancından indirebilmek için, söz konusu satışlarını istisna kapsamı dışına çıkarmalarının yeterli olacağını düşünüyoruz.

Diğer bir ifade şekliyle, gayrimenkullerini veya iştirak hisselerini zararına satmak zorunda kalan firmaların, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 5'inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan şartlardan herhangi birini ihlal etmeleri halinde, istisnadan yararlanmaları mümkün olmadığından; doğan zararın tamamının kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapma olanağına kavuşacaklardır. 

 

Örnek vermek gerekirse, istisnanın amacı kurumların bağlı değerlerinin ekonomik faaliyetlerde daha etkin bir şekilde kullanılmasına olanak sağlanması ve kurumların mali bünyelerinin güçlendirilmesidir. Bu nedenle, satış işlemlerinin peşin olarak yapılması yahut vadeli satışlarda tahsilatın satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar yapılması şartı bulunmaktadır.

Dolayısıyla, gayrimenkul ve iştirak hisselerinin nakit para karşılığı olmaksızın devir ve temliki, takası gibi işlemler istisna kapsamında değerlendirilmemektedir. Böylece, gayrimenkul ve iştirak hisselerini, nakit veya kolay nakte çevrilebilir kıymetler haricinde kalan diğer iktisadi kıymetlerle takas eden firmaların söz konusu istisnadan yararlanma imkanları bulunmadığından, söz konusu takas işleminden doğan zararlarını kurum kazancından indirim konusu yapabilecekleri sonucuna varıyoruz.

İstisna uygulaması için bir hayli şartın bulunduğu dikkate alınırsa;, örnek sayısının epeyce olacağını takdir edersiniz. Biz bir örnek daha vermekle yetinelim. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 23.02.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-KVK 5-703 sayılı görüşüne göre; ana faaliyet konusunu taşınmaz ticareti olarak değiştirilen şirketin, değişiklikten önce aktifine kaydettiği taşınmazları, değişiklikten sonra satması durumunda Kurumlar Vergisi Kanununun 5/1-e maddesinde yer alan istisnadan faydalanması mümkün bulunmamaktadır.

Bu durumda, iştiraklerini veya gayrimenkullerini zararına satmak durumunda kalacak şirketlerin; zararlarının tamamını kurum kazancından indirebilmek için, ana faaliyet konuları arasına gayrimenkul ve iştirak hisselerinin edinimi ve satışı (ticareti) konusunun eklenmesinin yeterli olacağını düşünüyoruz.

Ayrıca, oluşan şartlar gereği, söz konusu istisnadan isteseniz de yararlanamıyor durumda da olabilirsiniz. Örneğin; söz konusu istisnadan yararlanabilmek için satışa konu gayrimenkul ve iştirak hisselerinin şirketin aktifinde iki yıldan fazla (730 gün) süreyle kalmış olma zorunluluğu bulunmaktadır. 

Bu durumda, zararına elden çıkarılacak gayrimenkul ve iştirak hisselerinin iki yıldan (730 günden) daha az bir süre şirket aktifinde kalmış olması durumunda söz konusu istisnadan yararlanma imkanı olmadığından, satıştan doğan zararların tamamı kurum kazancından indirebilecektir.

Ancak, şunu hemen ilave edelim ki, satışa konu gayrimenkul veya iştirak hisselerinin edinim şekli, enflasyon düzeltmesine tabi tutulup tutulmadıkları, istisnaya ilişkin şartları taşıyıp taşımadıkları, şartları taşıyorlarsa hangi şartın ihlal edilmesinin KDV uygulamaları göz önünde tutularak sıkıntı yaratmayacağı, satış şekli ve şartları vb. olmak üzere konunun bir hayli teknik yönü bulunduğundan; bir uzman desteği olmadan şirketinizde bu konuda deneme yapmanızı kesinlikle tavsiye etmiyoruz. Bülent Ak/http://kpmgvergi.com

 


Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı Özdoğrular smmm ltd. şti./Mehmet Özdoğru ve/veya ozdogrular.com./com.tr' ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.