Yarı değerli taş işletmeciliği ile ilgili olarak yapılan çalışmaların öğretimi için faaliyette bulunulması halinde G.V.Kanunu’nun 18′inci maddesinde yer alan istisnadan faydalanıp faydalanılmayacağı |
13 Eylül 2012 | |||||||
Yarı değerli taş işletmeciliği ile ilgili olarak yapılan çalışmaların öğretimi için faaliyette bulunulması halinde G.V.Kanunu’nun 18′inci maddesinde yer alan istisnadan faydalanıp faydalanılmayacağı T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, yarı değerli taş işletmeciliği ve madenciliği konusunda araştırmalara başladığınızı ve bu konuda uzmanlaştığınızı, … adresinde atölye açacağınızı ve gerekli makine takımları kullanarak, yurt çapında toplanan yarı değerli taşları bilgi birikiminiz ile işleyerek üretim yapmak ve bu işi profesyonelce yapacak gençleri karşılık beklemeden yetiştirmek istediğinizi belirterek, yapmış olduğunuz bu faaliyetinizden dolayı Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesi kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususunda bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup konu hakkında Başkanlığımız görüşü aşağıda açıklanmıştır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde; “Müellif, mütercim, heykeltraş, hattat, ressam, bestekâr, bilgisayar programcısı ve mucitlerin ve bunların kanuni mirasçılarının şiir, hikaye, roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerini gazete, dergi, bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlamak veya kitap, CD, disket, resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratlarını satmak veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hasılat Gelir Vergisinden müstesnadır. Eserlerin neşir, temsil, icra ve teşhir gibi suretlerle değerlendirilmesi karşılığında alınan bedel ve ücretler istisnaya dahildir. Yukarıda yazılı kazançların arızî olarak elde edilmesi istisna hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmez. Serbest meslek kazançları istisnasının, bu Kanunun 94 üncü maddesi uyarınca tevkif suretiyle ödenecek vergiye şümulü yoktur.” hükmü yer almaktadır. Aynı Kanunun 37 nci maddesinde, her türlü ticari ve sınaî faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtildikten sonra, ticari kazancın, Vergi Usul Kanunu hükümlerine ve Gelir Vergisi Kanunu’nda yazılı gerçek (Bilânço veya işletme hesabı esası) veya basit usullere göre tespit edileceği hükme bağlanmıştır. Diğer taraftan, aynı Kanun’un 46 ncı maddesinde, 47 nci ve 48 inci maddelerde yazılı şartları topluca haiz olanların ticari kazançlarının basit usulde tespit olunacağı belirtilmiş, anılan maddelerde ise basit usule tabi olmanın genel ve özel şartları açıklanmıştır. Kanunun “Basit usulün hududu” başlıklı 51 inci maddesinin 3 üncü bendinde, “3. Sarraflar ile kıymetli maden ve mücevherat alım satımı ile uğraşanlar” ın basit usulden faydalanamayacakları belirtilmiş olup, söz konusu maddenin verdiği yetkiye dayanılarak çıkartılan 12/01/1995 tarih ve 95/6430 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile büyükşehir belediyesi olan illerin (Erzurum, Diyarbakır, Sakarya ile 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunuyla Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisine alınan yerlerden, yeni bağlanan mahallelerle birlikte2000 yılı genel nüfus sayımındaki nüfusu 30.000′den az olan yerler hariç) mücavir alan sınırları dahil olmak üzere Büyükşehir belediye sınırları dahilinde her türlü emtia imalatı ile her türlü emtia alım satımı ile uğraşan mükellefler, 01.01.1995 tarihinden itibaren gerçek usulde vergilendirme kapsamına alınmıştır. Konu ile ilgili olarak, yayımlanan 183 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin “5/a” bölümünde; “Götürü usulde vergiye tabi olan mükelleflerden emtia imalatı ile uğraşanlar, 01.05.1995 tarihinden itibaren gerçek usulde vergilendirileceklerdir. Emtia imalatından; her türlü yiyecek, içecek ve giyecek maddeleri, her türlü ev ve büro eşyası, makine, alet ve edevat, kalem, kağıt, defter ve kitap gibi her türlü kırtasiye ve malzemesi, topraktan yapılan ev, büro ve inşaat malzemesinin imalatı ile diğer her türlü emtia imalatı anlaşılacaktır. Ayrıca imalatçılar, imal etmiş oldukları emtiayı toptan veya perakende satmaları halinde de bu kapsama gireceklerdir.” şeklinde açıklama yapılmış olup, “5/b” bölümünde, “Götürü usulde vergiye tabi olan mükelleflerden her türlü emtia alım-satımı ile uğraşanlar, 01.05.1995 tarihinden itibaren gerçek usulde vergilendirileceklerdir. Emtia alım-satımının sabit bir işyerinde, seyyar olarak, toptan veya perakende yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın bu işi yapan götürü usule tabi olan mükellefler, bu kapsamda değerlendirileceklerdir.” açıklamasına yer verilmiştir. Bu hükümlere göre, açacağınız atölyede, gerekli makine ve takımlar kullanarak yurt çapında toplanan yarı değerli taşlarla yapacağınız üretim ve bu sanatın öğretilmesi amacıyla yapmak istediğiniz hocalık (kurs verme) faaliyeti ticari bir organizasyon içinde devamlı olarak kazanç sağlamak amacına yönelik bir faaliyet olacağından, bu faaliyetiniz dolayısıyla elde edeceğiniz kazancın serbest meslek kazancı olarak değil ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirilmesi gerekir. Dolayısıyla Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesi kapsamında yer alan istisnadan faydalanmanız mümkün bulunmamaktadır. Öte yandan, ticari kazanç kapsamında değerlendirilen faaliyetiniz nedeniyle Gelir Vergisi Kanunun 51 inci maddesinin 3 numaralı bendi ve 95/6430 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca basit usulden yararlanmanız mümkün bulunmadığından elde edeceğiniz kazancın gerçek usulde ticari kazanç olarak vergilendirilmesi gerekmektedir. Ancak, faaliyetinizde kullanılan her türlü malzeme müşterilerinize ait olmak üzere sadece el işçiliği vermek suretiyle yaptığınız yarı değerli taş işletmeciliği işi dolayısıyla, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 47 nci ve 48 inci maddelerinde yer alan basit usule tabi olmaya ilişkin genel ve özel şartları topluca taşımanız kaydıyla basit usulde vergilendirilmeniz mümkün bulunmaktadır. Bilgi edinilmesini rica ederim. . (*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir. (**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir. (***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.
|