Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Hakan ÜZELTÜRK - Vergilerle ilgili son iki Anayasa Mahkemesi kararı (04.04.08) PDF Yazdır e-Posta
04 Nisan 2008

 

Anayasa Mahkemesi'nin vergiler konusunda son olarak verdiği 2008/61 ve 2008/62 karar sayılı kararları aynı zamanda birbiriyle bağlantılı bulunmaktadır. Davayı açan Danıştay 7. Dairesi özel tüketim vergisi konusunda çalışmaktadır. Konularda görülmekte olan özel tüketim vergisi ile ilgili bir düzenlemenin itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesi'ne taşınmasıdır. Her iki karar da 6.6.2002 tarih ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu'nun 12. maddesinin 2. fıkrasının b bendi ile ilgilidir. Danıştay 7. Dairesi önüne gelen dava bu düzenlemeye dayanılarak çıkarılan Bakanlar Kurulu kararlarının iptali amacıyla açılmış olup, Danıştay 7. Dairesi bu düzenlemenin Anayasa'nın 2., 10. ve 73. maddelerine aykırı olduğunu düşünmektedir.

Anayasa Mahkemesi, K. 2008/61 sayılı kararında Özel Tüketim Vergisi Kanunu'nun 12. maddesinin 2. fıkrasının b bendi hükmünün 31.7.2004 günlü, 25539 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 16.7.2004 günlü, 5228 sayılı kanunla değiştirilmesi sebebiyle Bakanlar Kurulu'na verilen yetkinin de değiştirilmiş olduğundan bahisle iptal isteminin konusunun kalmadığı, bu nedenle karar verilmesine yer olmadığına oyçokluğuyla karar vermiştir. Anayasa Mahkemesi, K. 2008/62 sayılı kararında da aynı maddede yapılan 2004 değişikliğinin bu sefer 30.3.2006 günlü, 5479 sayılı kanunla değiştirilmesinde aynı sonuca varmıştır. 

Kararlara muhalif üç üye (F. Kantarcıoğlu, Ş. Apalak ve Z. A. Perktaş) tarafından yapılan bazı tespitler çok önemli olup verilen her iki karardaki eksiklikleri ve kararın görülmekte olan davalarda yol açacağı problemleri göstermektedir.

1. Yasa kuralının, daha sonra değişikliğe uğraması nedeniyle Danıştay'da bakılmakta olan davada uygulanma olanağını yitirdiği kabul edilemez.

2. Bu dava, objektif düzenleyici işleme karşı açılmış olsa da, itiraz konusu kural uygulanarak sonuçlandırılacağından, anayasal denetimin sürdürülmesi gerekirken Danıştay'da açılan davada da karar verilmesine yer olmadığına karar verileceği düşüncesiyle işin esasının incelenmemesinin, hukuksal dayanağı bulunmamaktadır.

3. Anayasa'nın 153. maddesinde iptal kararlarının geriye yürümeyeceği, 152. maddesinde yargı yerlerince yapılan başvurularda beş ay içinde karar verilmezse mahkemenin davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandıracağı, esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar Anayasa Mahkemesi kararı gelirse mahkemenin buna uymak zorunda olduğu kurala bağlanmıştır.

4. İdari işlemlerden olan Bakanlar Kurulu kararı yasal kuralın bir anlamda uygulamasıdır. Bakanlar Kurulu kararlarının düzenleyici işlem olarak nitelenmesi bu sonucu değiştirmez. Özel tüketim vergisinde de vergi miktarını saptamada esas alınan Bakanlar Kurulu kararı vergiye konu malla ilgili matraha uygulanacak oran ve asgari maktu vergi tutarını öngören ilk belirleyici uygulama işlemidir.

5. Anayasa Mahkemesi'nin yerleşmiş uygulamalarına göre, itiraz başvurularında iptali istenilen kuralın sonradan değiştirilmiş olması, Anayasa'ya uygunluk denetimini etkilemez. Mahkeme elindeki davayı olay tarihinde yürürlükte bulunan yasaya göre çözeceğinden kişilerin hak kaybına uğramamaları bakımından söz konusu yasanın olaya uygulanacak kurallarının anayasal denetiminin yapılmasındaki hukuki yarar açıktır.

Bu konuda hem eski bir Anayasa Mahkemesi Üyesi hem de bir vergici olan Sayın Prof. Dr. Yılmaz Aliefendioğlu, Anayasa Yargısı kitabında 1961 Anayasası'ndaki "olayla ilgili ve yalnız tarafları bağlayıcı" karar verilebilmesi yetkisinin 1982 Anayasası'nda kaldırıldığını, Anayasa Mahkemesi'nin incelemesi sırasında yürürlükten kalkan kuralın Anayasa'ya aykırılığını belirtip olayla sınırlı ve yalnız tarafları bağlayıcı karar verebilmesinin isabetli olacağını düşünmektedir.

Görüldüğü üzere Anayasa Mahkemesi'nin çoğunlukla almış olduğu her iki karar hem başvurunun amacına hizmet etmemekte ve problemi çözmemekte hem de mevcut hükümler bakımından isabetli bulunmamaktadır.

 

http://www.dunyagazetesi.com.tr/yazar.asp?authId=21