T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
BALIKESİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü
|
|
|
Sayı
|
:
|
B.07.1.GİB.4.10.15.01-2011-GVK-1346-72
|
14/07/2011
|
Konu
|
:
|
İnkişaf Bedelinin Beyanı
|
|
|
|
|
|
|
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, ...... A.Ş. ile yapılan 18/09/2010 tarihli sözleşme gereğince, sahibi bulunduğunuz akaryakıt istasyonu üzerinde beş yıllık intifa hakkı tesis edilmesi neticesinde yapılacak yenileme ve geliştirme çalışmaları için, 28/10/2010 tarihinde alınan inkişaf bedelinin tamamının hangi dönemde ne şekilde beyan edileceği hususunda görüş talebinde bulunulmuştur.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinde, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtilmiş olup, anılan Kanunun 38 inci maddesinde, bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müsbet fark olduğu, bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olacağı ve ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulacağı hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan, ticari kazancın tespitinde iki temel ilke geçerlidir. Bunlar ‘dönemsellik ilkesi' ile ‘tahakkuk esası ilkesi''dir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Bu esas dikkate alındığında, bir gelir veya gider unsurunun özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönemin kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. Dönemsellik ilkesi ise bu gelir veya giderin ilgili olduğu döneme intikalinin sağlanmasıdır.
Buna göre, inkişaf bedeli adı altında ....... A.Ş.'den alınan tutarların, tahakkuk ettiği 2010 takvim yılı ticari kazancınızın tespitinde gelir olarak dikkate alınması gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.
|