T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ADANA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü)
|
|
|
Sayı
|
:
|
B.07.1.GİB.4.01.16.01-2011-1517-GV-69
|
10/09/2011
|
Konu
|
:
|
Ticari kazancın tespitinde İhracat iadesi yardımlarının hangi dönemde beyan edileceği
|
|
|
|
|
|
|
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, 2010 yılında yurtdışına narenciye ihracatı yaptığınızı, gerçekleşen ihracata bağlı olarak da hazine tarafından Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu ödeneklerinden yardım verildiğini, 2010 yılında gerçekleşen ihracata bağlı olarak teşvik müracaatlarının İhracatçılar Birliği'nce yeni değerlendirilmeye alındığını ve tarafınıza da hazine tarafından gerçekleştirilen herhangi bir yardım tahakkukunun bulunmadığını belirterek söz konusu ihracat iadesi yardımlarının hangi dönemde beyan edileceği hakkında görüş talep etmektesiniz.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinin birinci fıkrasında her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu hükme bağlanmıştır.
Ticari kazançta elde etme tahakkuk esasına bağlanmış bulunmaktadır. Bu esas dikkate alındığında, gelir veya gider unsurunun özel bir düzenleme bulunmadığı sürece mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönemin kazancında dikkate alınması gerekmektedir.
Diğer taraftan, Para-Kredi ve Koordinasyon Kurulu tarafından yayınlanan 2010/5 no'lu "Tarımsal Ürünlerde İhracat İadesi Yardımlarına İlişkin Para-Kredi ve Koordinasyon Kurulu Tebliği"nde; Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu ödenekleri çerçevesinde karşılanmak üzere, tebliğdeki tabloda yer alan tarım ürünlerinin ihracatını müteakip finansmanı amacıyla Tebliğ kapsamındaki giderlerin tamamının söz konusu tabloda gösterilen ihracat iade miktarı ve azami ödeme oranı dikkate alınarak ABD Doları karşılığı Türk Lirası üzerinden, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası nezdinde ihracatçı adına açılacak hesaptan anılan Banka kanalıyla mahsup yoluyla karşılanacağı; bu Tebliğ kapsamı mahsup işlemlerinde, hesapların kullanımı sırasında imalatçı/ihracatçı veya ihracatçılara hiçbir şekilde nakit olarak doğrudan ihracat iadesi ödemesi yapılamayacağı; mahsup işlemlerinden yararlanabilmek için fiili ihraç tarihinden itibaren en geç bir yıl içerisinde, ibrazı zorunlu belgelerle birlikte doğrudan bağlı bulunulan ya da kanuni merkez veya şubelerin bulunduğu yerdeki ihracatçı birliğine müracaat edilmesi gerektiği; ihracatçı birlikleri tarafından ABD Doları olarak belirlenerek Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'na bildirilen her hakediş tutarının, hakediş belgesinin düzenlendiği tarihteki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuru üzerinden Türk Lirasına çevrilerek sabitleştirileceği ve mahsup işlemlerinin imalatçı/ihracatçı veya ihracatçılara Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından verilen hakediş belgeleri üzerinde bu Banka şubeleri tarafından yapılacağı; bu işlemlerin tahsil hükmünde olduğu açıklamaları yapılmıştır.
Buna göre, ihraç edilen tarım ürünleri (narenciye) karşılığında ödenen ihracat iadesi yardımlarının ticari ve sınai faaliyet kapsamında elde edilen kazanç olarak değerlendirilerek ticari kazancın tespitinde hasılat olarak dikkate alınması gerekmektedir.
Öte yandan, söz konusu ihracat iadesi yardımlarının Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından verilen hakediş belgelerinin düzenlendiği tarihte mahiyet ve tutar itibarıyla kesinleştiği (tahakkuk ettiği) kabul edilerek, bu dönemin kazancı olarak beyan edileceği tabiidir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.
|