Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Tuğla ve kiremit fabrikalarına hammadde olarak satılan toprağın alım ve satımının Gelir ve KDV açısından değerlendirilmesi PDF Yazdır e-Posta
17 Temmuz 2014

Başlık

Tuğla ve kiremit fabrikalarına hammadde olarak satılan toprağın alım ve satımının Gelir ve KDV açısından değerlendirilmesi hk.

Tarih

17/07/2014

Sayı

76071283-120(94-2013-2)-23

Kapsam

T.C.

ÇORUM VALİLİĞİ

Defterdarlık Gelir Müdürlüğü

 

 

 

 

 

Sayı

:

76071283-120(94-2013-2)-23

17/07/2014

Konu

:

Vergi Tevkifatı-K.D.V. Oranı

 

         

            İlgide kayıtlı özelge talep formunda, ... Vergi Dairesi Müdürlüğünün ... vergi kimlik numarasında kayıtlı bulunan şirketiniz tarafından vergi mükellefi olmayan gerçek kişilerden toprak satın alınıp, tuğla ve kiremit fabrikalarına hammadde olarak satılacağı belirtilerek, toprağın alımında uygulanacak gelir vergisi tevkifat oranı ile toprağın satımında uygulanacak katma değer vergisi oranı hakkında Defterdarlığımız görüşü talep edilmektedir.

            193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinde her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu hükme bağlanmıştır.

            Diğer taraftan, ticari faaliyet emek-sermaye organizasyonuna dayanmakta olup, kazanç sağlama niyet ve kastının bulunup bulunmaması böyle bir organizasyon tarafından icra edilen faaliyetin ticari faaliyet olma niteliğine etki etmemektedir. Ancak, bir faaliyetin ticari faaliyet sayılabilmesi için kazanç sağlama niyet ve kastı gerekmemekle birlikte, faaliyeti icra eden organizasyonun bütün unsurlarıyla birlikte değerlendirildiğinde kazanç sağlama potansiyeline sahip olması, şahsi ihtiyaç kapsam ve sınırlarını aşması gerekmektedir.

            Aynı Kanunun 52 nci maddesinin birinci fıkrasında zirai faaliyetten doğan kazancın zirai kazanç olduğu, ikinci fıkrasında ise; zirai faaliyetin; arazide, deniz, göl ve nehirlerde, ekim, dikim, bakım, üretme ve yetiştirme ve ıslah yollarıyla veyahut doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle nebat, orman, hayvan, mahsullerinin istihsalini, avlanmasını, avcıları ve yetiştiricileri tarafından muhafazasını, taşınmasını, satılmasını veya bu mahsullerden sair bir şekilde faydalanılmasını ifade ettiği, hüküm altına alınmıştır.

            Buna göre, çiftçilerin zirai faaliyetlerinin yanı sıra, zirai işletmelerine dahil toprağı satmalarının doğrudan doğruya tabiattan istifa etmek suretiyle yapılan bir faaliyet olması sebebiyle zirai faaliyet kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.

            Ancak, zirai faaliyetin söz konusu olmadığı ve dolayısıyla zirai işletmeye dahil olmayan bir arazinin toprağının devamlı olarak veya ticari bir organizasyon içinde satılması faaliyeti ticari faaliyet olup, bu faaliyetten elde edilen kazancın ticari kazanç olarak vergilendirilmesi gerekir. Aynı faaliyetin arızi olarak yapıldığı durumda ise elde edilen kazancın arızi ticari kazanç olarak vergilendirileceği tabiidir.

            Bu çerçevede, vergi mükellefi olmayan gerçek kişiler tarafından gerçekleştirilen toprak satım faaliyeti sonucu elde edilen kazancın ticari kazanç ya da arızi ticari kazanç olarak vergilendirilmesi gerektiğinden şirketinizce bu kişilere yapılacak ödemeler üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılması söz konusu değildir.

            3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 28 inci maddesinin Bakanlar Kuruluna verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan 2007/13033 sayılı Kararname ile Kararname eki I sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için %1, II sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için %8, bu listeler dışındaki diğer mal ve hizmetler için ise %18 olarak tespit edilmiştir.

            Bu hükümlere göre, şirketiniz tarafından vergi mükellefi olmayan gerçek kişilerden alınan toprağın tuğla ve kiremit fabrikalarına satılması durumunda söz konusu satış işleminin fatura ile belgelendirilmesi, satış tutarı üzerinden %18 oranında katma değer vergisi hesaplanması gerekmektedir.

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.