Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Ali Tezel  Özel Hastaneler başardı, Gazeteciler başaramadı (19.04.08) PDF Yazdır e-Posta
19 Nisan 2008

 

Sosyal Güvenlik Sistemi’ni değiştiren 5510 sayılı Kanun’da değişiklik yapan Kanun perşembe günü TBMM’den geçti ve yasanın yürürlük maddesi Ekim 2008 olacakmış. Ancak, hocam Ali Rıza Okur’un İşveren Dergisi’nin Ocak 2008 sayısında yayınlanan makalesinde öne çıkardığı ifadeler ile anasında 109 madde olan kanun için, “YER VERSEN DE 445 YAMAYA, BU METİN DÖNÜŞEMEZ YASAYA !!!” veya “ NE KADAR YAMARSAN YAMA, BU METİNDEN OLMAZ YASA!” dediği yasaya bakalım Anayasa Mahkemesi’nden dönmezse uygulamaya geçecek.

Yeni uygulama gereğince iki konuyu öne çekmek istiyorum, sağlıkta özel hastanelerin alacağı katkı payları ile gazeteci-röntgenci gibi ilave sigortalılık süresi-fiili hizmet zammı süresi.

Özel sağlık kurumları farkı sıfırdan yüze çıkardı

1-İlk yasada fark alan yanıyordu

2006 yılı mayıs ayında TBMM’de kabul gören ve 2007 yılı ocak ayında yürürlüğe girecek olan, 5510 sayılı Kanun ile SGK ile sözleşme imzalamış özel sağlık kuruluşları ile vakıf hastaneleri sigortalılardan tek kuruş para alamayacaklardı, fark alan sağlık kuruluşunun sözleşmesi bir yıl süresince iptal edileceği gibi fark aldığı her hasta için 10 bin YTL idari para cezası da alınacaktı.

2-Tasarı ile fark yüzde 20’ye çıktı

5510 sayılı “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu”nun bu konuyla ilgili olmayan 22 maddesi iptal edilince Yasa’nın yürürlük maddesi önce Temmuz 2007’ye, sonra Ocak 2008’e daha sonra, Haziran 2008’e denildi şimdi de Ekim 2008 deniyor. Anayasa Mahkemesi’nden dönen metin üzerinden yeniden çalışma başlatıldığında, özel hastanelerin alacağı farkın SGK’nın vereceği paranın sadece yüzde 20’si kadar olacağı kararlaştırılmıştı. Mesela, muayene ücreti 40 YTL olacak ise bu parayı SGK, özel hastaneye ödenecek ama özel hastane yüzde 20 yani 8 YTL de sigortalıdan isteyebilecekti. Vakıf hastaneleri ise kamu hastanesi sayılacak ve bir kuruş fark alamayacaklardı.

3-TBMM’de yüzde 100’e çıktı

Tasarı ile yüzde 20 olarak TBMM’ye sevk edilen düzenleme, TBMM’deki görüşmelerde verilen önergelerle yüzde 100’e çıkarılan fark istenmesinin üst sınırının ne olacağına Bakanlar Kurulu karar verecek. Şimdi, GSS’den (Genel Sağlık Sigortası) sonra her ilde hastaneler A, B, C, D gibi kategorilere ayrılacak ve her kategorideki hastaneler için sağlık hizmet fiyatları belirlenecek. Belirlenen bu rakamlardan başka özel hastanelerin yüzde kaç kadar da sigortalıdan fark alacağına da Bakanlar Kurulu karar verecek ama isterse yüzde 100 kadar da fark istenebilecek.

Bu arada vakıf hastaneleri de son önerge ile kamu hastanesi vasfından çıkarılıp, özel hastane statüsüne sokuldu yani artık vakıf hastaneleri de bundan sonra fark isteyebilecek.




SOS-GÜM seçimi bitti

Geçen hafta cumartesi günü Sosyal Güvenlik Müfettişleri Derneği’nde seçim vardı. Sevgili Başkan kardeşim Cevdet CEYLAN, SGK’ya daire başkanı olunca yerini boşaltması gerekiyordu. Boşalan dernek başkanlığa ise yine değerli bir kardeşim geldi Mehmet UZUN. Halef-selef başkanları bilirim. SGK’nın Kanunu olan 5502 sayılı Kanun’un TBMM çalışmaları esnasında az çile çekmediler. Gerek komisyon çalışmalarında gerek genel kurul aşamasında bana bir şey diyemeyen zamanın SSK Genel Müdürleri tarafından hırpalandılar, hatta Cevdet CEYLAN stresten yataklara bile düştü. Buna rağmen bu ikili hiçbir şeyden çekinmeden direndi ama sonunda doğru olan kazandı, hatalı olanlar ise gittiler. SOS-GÜM seçimine gelince, demokratik seçim epey zorlu geçmiş ve sadece 3 oy farklar kazanmışlar. Yeni başkan Mehmet UZUN ve kazanan listedeki üyeler,




Gücünü gösteren yıpranmadı!

1- İlk kanunda gazetecilerin hakları katlanmıştı

506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun ek 5 ve ek 6’ncı maddeleri gereğince gazetecilere sadece ilave sigortalılık süresi veriliyor, prim günü verilmiyordu. Mesela 4000 gün gazeteci olarak çalışan birisine dörtte bir oranında yani 1000 gün kadar ilave sigortalılık süresi veriliyordu. Bu süre gazetecinin işe girişini 1000 gün öne çektiği gibi bir de emeklilik yaşından da 1000 gün indirim yapılıyordu. Ancak, 2006 yılı mayıs ayında TBMM’de kabul gören 5510 sayılı “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu” ile gazetecilere bu haklara ilaveten bir de prim günü de verilecekti. Yani, gazetecinin 4000 günü 1000 gün ilave ile 5000 güne çıkarılacaktı. Yani gazetecilerin gerçekten yıprandığı kabul edilerek, hakları daha da arttırılıyordu.

2- Tasarı ve kanuna göre ‘gazeteciler yıpranmıyor’

5510 sayılı “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu”nun bu konuyla ilgili olmayan 22 maddesi iptal edilince Anayasa Mahkemesi’nden dönen metin üzerinden yeniden çalışma başlatıldığında, gazetecilerin yıpranmadığı kararı çıktı. Bugüne kadar kazanılmış hakları olan yıpranma tamamen ortadan kaldırıldı. Hem de bu kaldırma bilimsel metin denilen bir belgeye dayandırıldı. Ne biçim bir bilimsel metin ise bir yıl önce ‘gazeteciler çok yıpranıyor onlara ilave sigortalılık süresi yetmez, bir de ek prim ödeme günü de verelim’ diyen metin, şimdi bir yıl içinde ne değişmişse ‘hiçbir şey vermiyoruz’ diyebilecek hale gelmişti.

3- Gücü olan alır, alamayan bakar

Görüldüğü gibi 2006 yılı mayıs ayında TBMM’den geçen metinde özel hastanelerin sıfır fark istemesi uygulamasından yüzde 100 fark istenmeye kadar gelebiliyor. Öte yandan da ‘gazetecilere daha fazla hak verelim’ diyenler bir yıl sonra ‘hepsini geri aldık’ da diyebiliyorlar. Aradaki fark ise, gazeteciler için bilimsel rapor var, özel hastaneler ile vakıf hastaneleri için ise bilimsel rapor yok, bastırıp, gücünü gösterip alma var. Gazeteciler varsa gücünüz siz de alırsınız/alırdınız.




Kısa...kısa..

  Nejat Özonay-Beyefendi, sosyal güvenliğin tekliği ve zorunluluğu ilkeleri gereğince siz 08.02.1991 gününden beridir fasılasız ve nizasız Bağ-Kur’lusunuz. Ancak, şirket ortaklığının başlangıcından bahsetmişsiniz ama akıbetinden haber vermemişsiniz ortaklık devam ediyorsa Bağ-Kur’unuz da hâlâ devam ediyor, ortaklığınız sona ermişse sona erme günü itibarıyla Bağ-Kur bitmiş demektir. Şu an itibarıyla Bağ-Kur’a 40 bin YTL’den fazla borcunuz var. Şimdi önünüzde iki seçenek var. Birincisi (özel banka sandığı hariç) SSK’ya ödenen primleri 5458 sayılı Kanun’un 16’ncı maddesi gereğince Bağ-Kur’a aktartmak ve Bağ-Kur borçlarınızdan indirim yaptırtmak olup, ikinci seçenek ise daha mantıklı olan, 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu’nun ek 19’uncu maddesi gereğince Bağ-Kur borçlarınızı sıfırlayıp özel banka sandığı ile SSK’nızı geçerli kıldırmaktır. Sorularınızın cevaplarına gelince, çakışan süreler farklı kurumlara ait ise birisi geçerlidir. Bağ-Kur’a yatan primleri 2,5 ile çarparsanız o tarihteki aylık kazanç rakamınızı bulursunuz. Sosyal güvenlik başlangıcınız ile SSK’dan 52 yaşında en az 5525 günle emekli olursunuz. Alacağınız emekli aylığını www.alitezel.com’dan hesaplayabilirsiniz. Hizmet birleştirmesi emeklilik günü yapılır şimdi bir şey yapmanıza gerek yok.

  Hülya Öztürk Demir-14.11.1953 doğum tarihli babanız, 1974-1985 arasındaki 1135 günlük SSK, 1980-2002 arasındaki 10 kusur yıllık Bağ-Kur ile toplamdaki 14 yıl, 1 aylık prim ödeme süresini 15 tam yıla çıkarmak şartıyla Bağ-Kur’dan 57 yaşında yani 14.11.2010 günü kısmi aylıkla emekli olur.

 

http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=115639,10,185