T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
|
|
|
Sayı
|
:
|
B.07.1.GİB.4.06.18.02-3210-7920-146
|
18/03/2011
|
Konu
|
:
|
Vekaletname ile iş takibinin hangi şartlarda kabul edilebileceği hk.
|
|
|
|
|
|
|
İlgi dilekçenizde; ......Vergi Dairesi Müdürlüğünün ...... vergi numaralı mükellefi olduğunuz ve serbest muhasebeci mali müşavirlik faaliyeti ile iştigal ettiğiniz, ihracat faaliyetlerinde bulunan müşterilerinizin dosya hazırlama, tecil terkin ve mahsuben iade dilekçelerini tarafınıza verilmiş vekaletname ile imzalayarak işlem yapıp yapamayacağınız hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir.
Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10'uncu maddesinde; "Tüzelkişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, Vakıflar ve cemaatler gibi tüzelkişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevler kanuni temsilcileri, tüzelkişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunlarıntemsilcileri tarafından yerine getirilir." hükmü yeralmakta olup anılan Kanunda vekalet akdine hiç yer verilmemiştir.
Diğer taraftan;vergi sistemimizde temel olarak beyan esası geçerlidir. Bu amaçla vergi dairelerinde aslolan mükellefin kendisinin işlemleri yaptırmasıdır. Bununla beraber;
1- 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 35'inci maddesine göre Avukatlar,
2- 4458 sayılı Gümrük Kanununun 226'ncı maddesine göre gümrük müşavirleri,
3- 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 100 ve 116'ncı maddelerinde yer alan "Tellal" ve "Acenta" lar,
4- 818 sayılı Borçlar Kanununun 416 ve 449'uncu maddelerinde yer alan "Komisyoncu" ile "Ticari Mümessil ve Diğer Ticari Vekiller",
5- 3568 sayılı Kanuna göre kendisine sorumluluk yüklenen serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir ve yeminli mali müşavirler,
resmi dairelerdeki işleri, iş sahipleri adına takipte bulunabilme hakkına sahiptirler.
Borçlar Kanununun 386 ncı maddesinde vekaletin tanımı yapılmış olup, mezkûr Kanunun 388 inci maddesinde, "Vekalet akdinin şümulü mukavele ile sarahaten tespit edilmemiş ise taalluk eylediği işin mahiyetine göre tayin edilir. Vekalet, vekilin takabbül eylediği işin yapılması için icabeden hukuki tasarrufları ifa salahiyetini şamildir. Hususi bir salahiyeti haiz olmadıkça vekil, dava ikame edemez, sulh olamaz, tahkim edemez, kambiyo taahhüdünde bulunamaz, hibe edemez, bir gayrimenkulü temlik veya bir hak ile takyit edemez." şeklinde düzenlenen hüküm ile vekaletin kapsamına yasal bir sınırlama getirilmiştir. Doktrinde ise genel vekaletname ile ancak mutad işlerin yapılacağı, önemli işlerin yapılması için özel yetki verilmesi gerektiği görüşü hâkimdir. Vergilendirmeye ilişkin işlemler ise yükümlülük doğuran işlemler olduğundan, bu işlemlerin önemli işlerden kabul edilmesi ve özel yetki aranması gerekmektedir.
Buna göre, dilekçenizde belirttiğiniz işlemlere ilişkin olarak tarafınıza verilecek özel vekaletnamede; dosya hazırlama, tecil terkin ve mahsuben iade dilekçeleri vermeye yetkili kılındığınıza dair özel hüküm bulunması ve iadesi talep edilen veya mahsubu istenen verginin nev'i, miktarı ve dönemi gibi hususların da yer alması şartıyla tarafınıza verilecek vekaletname ile söz konusu işlemleri yapabilmeniz mümkün bulunmaktadır.
Ancak, düzenlenen vekaletnamede vekil tayin edilen kişinin azledilmesi halinde azil tarihi ile durumun vergi dairesine bildirildiği tarih arasında geçen süre içerisinde vergi dairesince yapılacak işlemlerden vergi dairesinin sorumlu olmadığına ilişkin bir şerhin yer alması gerektiği tabiidir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
|
Vergi Dairesi Başkanı a.
Grup Müdürü V.
|
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.
|