T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ADANA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü
|
|
|
Sayı
|
:
|
B.07.1.GİB.4.01.17.02-VUK.172-11
|
04/03/2011
|
Konu
|
:
|
Aile Sağlığı Merkezinde çalıştırılan işçiler nedeniyle defter tasdik ettirilip ettirilmeyeceği
|
|
|
|
|
|
|
İlgide kayıtlı dilekçenizde, ... Aile Sağlığı Merkezinizde 5258 sayılı Aile Hekimliği Pilot Uygulaması hakkındaki Kanunun 3. maddesi uyarınca aile hekimi olarak görev yaptığınızı ve temizlik, dışarı işleri, telefona bakma, yapılan tahlillerin laboratuar defterine işlenmesi vb. işleri yapmak üzere merkezinizde sigortalı istihdam edilen çalışanların ücretlerinin aile sağlığında çalışan doktorlarca karşılandığını açıklayarak, sigortalı çalıştırılan bu ücretliler için aile sağlığı merkezinin defter tasdik ettirme mecburiyetinin bulunup bulunmadığı konusunda bilgi talep etmektesiniz.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 172'nci maddesinde; "Aşağıda yazılı gerçek ve tüzel kişiler bu kanunun esaslarına göre defter tutmaya mecburdurlar:
1. Ticaret ve sanat erbabı;
2. Ticaret şirketleri;
3. İktisadi kamu müesseseleri;
4. Dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler;
5. Serbest meslek erbabı;
6. Çiftçiler.
İktisadi kamu müesseseleriyle dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler defter tutma bakımından tüccarların tabi oldukları hükümlere tabidirler." hükmü bulunmaktadır.
Kanunun 173'üncü maddesinde ise; "Defter tutma mecburiyeti aşağıda yazılı gerçek ve tüzel kişiler hakkında uygulanmaz:
1. Gelir vergisinden muaf olan esnaf ve gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçiler;
2. Gelir Vergisi Kanununa göre kazançları basit usulde tesbit edilenler.
3. Kurumlar vergisinden muaf olan:
a) İktisadi kamu müesseseleri;
b) Dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler
Yukardaki istisna hükümlerinin gelir veya kurumlar vergilerinden muaf olmakla beraber diğer vergilerden birine tabi olan ve bu vergileri götürü usulde tespit edilmiyen mükelleflerin muaf olmadıkları vergiler için tutacakları defterlere şümulü yoktur." hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanunun 238 inci maddesinde, işverenlerin her ay ödedikleri ücretleri için ücret bordrosu tutmaya mecbur oldukları hüküm altına alınmış ve bordroda yer alması gereken malumata ve bordronun düzenlenme zamanına ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.
26.08.2010 tarihli ve 275 sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliğinde, aile hekimleri ile aile sağlığı elemanlarının Sağlık Bakanlığının emir ve talimatları doğrultusunda ücretli olarak çalıştırıldıkları, ayrıca aile hekimliği hizmetlerinin yürütülmesi sırasında yapılacak giderlerin karşılanması ve aile sağlığı merkezinin yönetimine ilişkin yükümlülüğün de Sağlık Bakanlığınca aile hekimlerine verildiği belirtilmekte ve Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin son fıkrasının Maliye Bakanlığı'na verdiği yetkiye istinaden, aynı maddenin birinci fıkrasında tevkifat yapacaklar arasında sayılmayan aile hekimlerinin, aile hekimliği hizmetlerinin verilmesiyle ilgili olarak temizlik, sekreterlik, şoförlük gibi hizmetler için yanlarında çalıştıracakları hizmet erbabına yapılacak ücret ödemeleri, serbest meslek işleri dolayısıyla yapılan ödemeler ile işyerine ilişkin kira ödemeleri ve esnaf muaflığından yararlananlardan mal ve hizmet alımları karşılığında yapılan ödemelerden maddede belirtilen oranlarda tevkifat yapmaları uygun bulunduğu açıklanmıştır.
Buna göre, yanlarında çalıştırdıkları hizmetlilere yaptıkları ücret ödemeleri dolayısıyla ücret bordrosu düzenlemeleri ve Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi kapsamında yapacakları ödemelerden vergi tevkifatı yapmak zorunda olan aile hekimlerinin, ilgili vergi dairesinde muhtasar yönünden mükellefiyet kaydı yaptırmaları ve yapmış oldukları tevkifat tutarlarını muhtasar beyanname ile beyan ederek ödemeleri gerekmektedir.
Öte yandan, söz konusu Aile Sağlığı Merkezinin gelir, kurumlar ya da katma değer vergisi yönünden mükellefiyeti bulunmadığından Vergi Usul Kanunu esaslarına göre defter tutma mecburiyeti bulunmamaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.
|