Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Borç, endişe kaynağı olmaktan çıktı PDF Yazdır e-Posta
24 Nisan 2008

Bakan Şimşek, Türkiye'nin 2023 hedeflerine yönelik aldığı mesafeye değindi

Hazine'den sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin yavaş yavaş borçlarını azaltma sürecine girdiğini belirterek, "Net borç stokunun milli gelire oranına baktığımız zaman Türkiye'de çok büyük iyileşmeler yaşandı, artık borç bir endişe kaynağı olmaktan çıktı. Bence bu çok önemli bir kazanım" diye konuştu.

Şimşek, Forum İstanbul'da yaptığı konuşmada, siyasi istikrarın önemine işaret ederek, geçmişte makro ekonomik istikrarsızlığın nedenlerinin siyasi istikrarsızlıktan kaynaklandığını söyledi.

Türkiye ekonomisinin son bir kaç yıldır dünya ekonomisiyle hızlı entegrasyon döneminden geçtiğinin altını çizen Şimşek, duvarların çok daha fazla yıkıldığı, ilişkilerin daha da sıkı olduğu noktaya doğru giden dünyanın, biraz daha düzleşeceğini ve daha fazla dümdüz hale geleceğini ifade etti.

Şimşek, dünyanın son 9-10 aydır çok sıkıntılı dönemden geçtiğini belirterek, "Biz hala bu sıkıntıların ortasındayız. Bu sıkıntıların bizlere yansıması gerek ticaret ve daha ağırlıklı olarak finansman kanalıyla oluyor, olacak. Bu tür inişler, çıkışlar Türkiye'de de dünyada da yaşanıyor, bundan sonra da yaşanacak" diye konuştu.

Özellikle bu dönemlerde daha orta ve uzun dönemli perspektifleri sunmakta büyük fayda olduğunu vurgulayan Şimşek, Forum İstanbul'un hedef noktasının da zaten 2023 olduğunu aktardı. Şimşek, dolayısıyla böyle bir perspektiften bakıldığında son birkaç yıldır Türkiye'nin özellikle 2023 hedeflerini gerçekleştirmeye yönelik aldığı mesafeyi hatırlatmakta fayda olduğunu söyledi.

"Türkiye evini düzene soktu"

Türkiye'nin geçmişe göre neden daha az kırılgan olduğunu anlatmak istediğini dile getiren Şimşek, son birkaç yıldır bütçe açıklarını çok ciddi biçimde düşüren Türkiye'nin, bütçe açığının milli gelire oranı itibarıyla son 3 yıldır Maastricht kriterlerini tutturduğunu belirtti.

Bakan Şimşek, şöyle devam etti:

"Faiz dışı fazla perspektifiyle bakıldığında son 4-5 yıldaki durum son derece açık, Türkiye gerçekten evini düzene sokma konusunda büyük adımlar attı. Özelleştirmede yine büyük başarılar sağladı. Bunun sonucunda kamu borçlanma gereği son birkaç yıldır aslında sıfır veya eksi. Dolayısıyla aslında Türkiye yavaş yavaş borçlarını azaltma sürecine girmiştir. Net borç stokunun milli gelire oranına baktığımız zaman Türkiye'de çok büyük iyileşmeler yaşandı, artık borç bir endişe kaynağı olmaktan çıktı. Bence bu çok önemli bir kazanım."

Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin son 4 yıldır Maastrciht kriterlerini tutturmuş olduğuna işaret ederek, "Bunlar önemli...Türkiye'nin şoklara karşı duyarlılığında da çok ciddi azalmalar söz konusu. Özellikle bir döviz kurunda yaşanacak şoka duyarlılıkta geçmişe oranla, 2001'e oranla çok çok iyi konumdayız" şeklinde konuştu.

Bankacılığın geldiği nokta

Konuşmasında bankacılık sektörüne de değinen Şimşek, geçmişte sektörün dışarıda yaşanan şokları Türkiye'ye yansımalarını büyüttüğünü, bankacılık sektörünün zayıf olması nedeniyle yansımaların çok daha derin hale geldiğini ifade etti. Mehmet Şimşek, son birkaç yıldır bu konuda da çok önemli kazanımlar sağlandığını vurgulayarak, Türk bankalarının sermaye yapılarının güçlü olduğunu, problemli kredilere bakıldığında çok iyi noktada olduğunu kaydetti.

Özellikle net problemli kredilere bakıldığında, bunun toplam kredilere olan 0,5'lik oranın son derece iyi bir oran olduğunu anlatan Şimşek, Türk bankacılık sektörünün son yıllarda oldukça karlı hale geldiğini, sermaye karlılığı oranlarına bakıldığında geçtiğimiz yıl dışarıda yaşanan çok ciddi sorunlara rağmen, 2007'de bu oranların aslında Türk bankacılık sisteminin bir bütün olarak ne kadar iyi bir noktaya geldiğinin göstergesi olduğunu vurguladı.

"Enerjide bizim şirketler çok da kötü durumda değil"

Bakan Şimşek, Türkiye'nin çok ciddi bir atılım içerisinde olduğunu belirterek, gerçekleştirilen reformlar hakkında bilgi verdi.

Enerji piyasası reformu kapsamında enerji kaynaklarının çeşitlenmesine gidildiğini dile getiren Şimşek, rüzgar, nükleer enerji ve hidroelektrik santrali kaynaklarının daha fazla kullanılması yönünde önemli adımlar atıldığını kaydetti.

Şimşek, "Öyle ümit ediyorum ki önümüzdeki 1-2 yıllık süreç içinde Türkiye elektrik üretiminin yüzde 10'una yakınını yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edecektir" dedi.

Nükleer enerji konusundan da bahseden Bakan Şimşek, bunun uzun dönemli bir proje olduğunu, özel sektörün santral inşa etmesi ve işletmesine izin veren bütün altyapının oluşturulduğunu anlattı.

Şubat ayı itibariyle Türkiye'nin 12 aylık cari açığının 39 milyar dolar, enerji ithalatının ise 37 milyar dolar olduğuna işaret eden Bakan Şimşek, "Zaten enerji de rekabet gücü açısından en önemli girdilerden biridir. Ve birtakım iddiaların aksine aslında enerjide bizim şirketler çok da kötü bir durumda değiller" diye konuştu.

Şimşek, bu konuda yapılan iyileştirmelerin nasıl kalıcı hale getirileceğinin önemli olduğunu ifade ederek, özelleştirmenin enerji piyasası reformunun üçüncü ayağı olduğunu söyledi. Elektrik üretim santrallerinin özelleştirilmeye başladığını dile getiren Şimşek, "Dağıtım şebekeleri ve üretim santrallerini de özelleştireceğiz veya sürecine başlayacağız. Bu uzun soluklu bir şey" dedi.

"İşgücü piyasası reformu 1-2 ay içerisinde tamamlanacak"

Bakan Şimşek, işgücü piyasası reformuna da değindiği konuşmasında, reforma son şeklinin verildiğini ve yakında Meclis'e sunulacağını kaydetti. Şimşek, "Öyle ümit ediyorum ki önümüzdeki 1-2 ay içerisinde işgücü piyasası reformu da tamamlanmış olacak. Bu hem sürdürülebilir büyüme hem de rekabet gücü açısından son derece önemli bir reform" dedi.

Türkiye'deki yapısal problemlerden bir tanesinin işgücü piyasasının çok katı olması olduğunu dile getiren Şimşek, bu alanda idari ve mali yükleri azaltacak adımlar attıklarını anlattı.

Şimşek, özel istihdam büroları vasıtasıyla part-time çalışmaya etkinlik sağlamak yoluyla daha esnek bir piyasa modeline geçileceğini belirterek, bunun yanında kalifiye eleman açığını gidermek üzere birtakım aktif işgücü politikaları uygulanacağını söyledi.

http://www.dunyagazetesi.com.tr/haber.asp?id=7350&cDate=