Rapora göre, 95 oktan kurşunsuz benzin, motorin 7000 ve fuel oil 6 türlerine ilişkin Türkiye akaryakıt piyasasındaki bayi fiyatları, 2007 yılı itibariyle AB ülke ortalaması bayi fiyatları ile karşılaştırıldığında tüm ürünler bazında vergisiz bayi fiyatlarının AB fiyatlarının üzerinde olduğu, vergiler dahil edildiğinde ise söz konusu farkın daha da belirgin hale geldiği görülmektedir. Fuel oil 6'da ise Türkiye akaryakıt piyasasındaki vergisiz fiyat, AB'deki vergili fiyatın dahi üzerinde gerçekleşmektedir.
Bu kapsamda ülkemizde sadece vergilerin yüksekliği konusunda değil, kaçak akaryakıt konusunda da ciddi problemler yaşanmaktadır. Petrol ithalatı yanında kaçakçılık sebebiyle oluşan kayıplar da dikkate alındığında Türkiye'nin ödediği fatura gittikçe artmaktadır. Bu faturanın önemli bir bölümü de tüketicilere bir bakıma devletin en önemli gelir kaynaklarından olan akaryakıt üzerindeki vergileri ödeyen mükelleflere düşmektedir. Kaçak ve sahte akaryakıt ile mücadele ise devam ediyor.
Bu çerçevede EPDK tarafından 2006 senesinde yapılan ilk kapsamlı kaçak akaryakıt denetimlerinde 9 firmaya depo başına 313 bin YTL para cezası kesilmesine rağmen, Gümrük Müsteşarlığı'nın ithal edildiği beyan edilen akaryakıt ile depolarda bulunan akaryakıt arasındaki farkın fire kabul edilebileceği yolunda görüş vermesi, Maliye Bakanlığı'nın ise 16 ay boyunca cevap göndermemesi sebebiyle cezalar kesinleştirilemedi.
Daha sonraki denetimlerde ise ruhsatsız satış yaptığı belirlenen akaryakıt istasyonları ve bu istasyonlara akaryakıt veren dağıtım şirketlerine, her bir dolum karşılığında 500 bin YTL olmak üzere toplam 1 milyar 700 milyon YTL ceza kesildi. Bu işlemlere karşı davalar açıldı.
Kaçakçılıkla mücadele yöntemlerinden bir tanesi ulusal marker denilen akaryakıtı işaretlemekte kullanılan özel bir kimyasal maddedir. Dağıtım şirketleri bu maddeyi akaryakıtlarına katmak zorundadırlar. Bu konudaki denetimler 2007 yılında başlamış olup, toplam 11.584 akaryakıt istasyonu denetim kapsamındadır. Yapılan ilk ölçüm sonuçları kaçakçılığın boyutlarını da göstermektedir. 541 tesisten alınan 821 numunenin TÜBİTAK'ta incelenmesi sonucunda bunlardan 572'si hatalı görülmüştür.
İlgili mevzuata göre marker'ların kaybolması ve eksik çıkması halinde bu marker'ın kullanılabileceği akaryakıtın vergisinin şirketlerden tahsil edilmesi gerekirken, kesilen cezaların hiçbirisi tahsil edilememiştir. Kesilen vergileri ve cezaları ödemeyen akaryakıt şirketlerine ise cezayı ödeyinceye kadar marker verilmemesi gerekirken, bazı akaryakıt şirketleri, marker verilmemesi halinde, üretim ve dağıtımlarının duracağını bunun da ülkede akaryakıt krizine yol açacağını söyleyince yönetmelikte yapılan bir değişiklikle bu hüküm de uygulanmamış ve örtülü olarak af da getirilmiş bulunmaktadır.
Diğer ciddi problemler ise baştan beri var olan marker'ların taklit edilebilirliği ve alınan numunelerin kontrolü. Marker seçiminde dünya standartlarının gerisindeyiz. Bu seçilen marker'ın taklit edilebilmesi yönünden yapılacak bir araştırma ile kolayca ortaya çıkacaktır. Bu nedenle akaryakıt kaçakçılığının bu marker ve bu uygulama ile önlenmesi şu an için mümkün gözükmemektedir.
http://www.dunyagazetesi.com.tr/yazar.asp?authId=21