İbrahim Öztürk - Zor zamanda işadamlığı...(08.05.08) |
08 Mayıs 2008 | |
Türkiye ve dünya, zor bir dönemden geçiyor. Zor zamanlar iyi ve yetersiz girişimciyi de ayrıştırır. İyiler kazanır. Bu yüzden girişimciyi ben "her kişi" değil de "er kişi" olarak tanımlıyorum. Geçmiş yüzyılda bir ülkenin mukayeseli üstünlüklerini ve bunun beraberinde getirdiği rekabet gücünü (i) iş bölümü ve uzmanlaşma, (ii) sahip olduğu yeraltı ve yerüstü tabii kaynakları ve (iii) ulusal tasarrufların düzeyinin belirlediği varsayılmakta idi. Burada vurgu daha çok üretim eksenli idi. Bu yüzden J.B.Say gibi bazı iktisatçılar "yeter ki üret, alıcısı çıkacaktır" (Say Yasası) demekte idi. Oysa günümüzde köprünün altından çok sular aktı. Günümüzdeki gelişmeler, bu unsurları yok saymamızı gerektirmese de önemlerinin azalmasına neden oldu. Şöyle ki; (i) üretim paradigmasının küreselleşmesiyle uzmanlaşma ve iş bölümü; (ii) serbest ticaret ve rekabet sayesinde doğal kaynakların tahditleri ve nihayet (iii) dünyadaki fonların fazlalığı nedeniyle de ulusal tasarrufların eksikliğinin telafi edilebileceği bir dönem yaşanmaktadır. İşte tam da burada karşımıza devletlerin ve toplumların bu imkânlardan yararlanabilme kapasiteleri çıkmaktadır. Bu bağlamda günümüzde rekabette ağırlık teknoloji paradigmalarına, toplumsal organizasyonlara ve yönetişim kapasitesine kaymakta, bu da diğer faktörlerin yanı sıra girişimcinin önemini daha da artırmaktadır. Kaliteli bir girişimci için olmazsa olmaz unsur girişimcilik ortamının kalitesidir. Bir ara bu konuya da döneriz. Ancak bu yazıda size İGİAD için hazırladığımız 2008 Girişimcilik Raporu'ndan istifade ederek, "kaliteli bir girişimci"de bulunması gereken özelliklerden bahsedeceğim. Bir girişimci; Üretim alanındaki teknik bilgi ve yasal zemini çok yakından takip etmeli. İş görenleri arasında motivasyon sağlayabilecek yeteneklere sahip olmalı. Çalışanlarını girişimin ortak hedefine yönlendirebilmesi, bu hedefe ulaşmada ortaya çıkabilecek motivasyon sorunlarına çözüm bulabilmesi önemlidir. Zira girişimin başarısı, çalışanların girişimin amacını gerçekleştirecek yönde eylemlerde bulunmaları ile sağlanabilir. Yine, amaçlara ulaşmak için sistematik bir inceleme yaparak hedefleri somut kriterlerle tanımlamalı. İş süreci boyunca hangi aşamada bulunduğunu saptamak için, belirlenen hedeflerin neresinde olunduğu sık sık değerlendirilmeli. Hedefleri gerçeğe çevrilebilecek stratejileri üretebilmek amacıyla sürekli fikirler geliştirmeli. Ulaşılması herkes için mümkün olmayan bilgi, fikir ve düşüncelere kolaylıkla ulaşabilmelidir. Bunun için bilgiye ulaşılabilecek insan ve kurumlarla gelişmiş bir iletişim ağına sahip olmalı. Bu meyanda TUSKON, MÜSİAD, ASKON, İGİAD gibi akıl ve gönül yakınlığı olunan işadamı derneklerine üye olmalı. Buralarda seyirci değil, etkin olunmalı. Zamanı en verimli şekilde yönetmek için planlamalar yapmalı. Sorumluluk alma yetisine ve risk alabilme cesaretine sahip olmalı. Riskleri paylaştırmak ve girişimin hedeflerini kolaylaştırması için başkalarını ikna edebilme özelliğine sahip olmalı. Sürekli kendini geliştirme arzusunda olmalı, meraklanmalı, yeniliklere uzak kalmamalıdır. Girişimcilik faaliyetlerinde temel amaç kâr etmektir, fakat girişimci faaliyetlerinin zarar etme riskini de üstlenmelidir. Bir girişime başlamadan önce, geleceğe yönelik olarak yükselen ve gerileyen sektör analizlerinin yapılması, arz ve talebin ne yönde gelişeceğinin belirlenmesi de önemli. Girişimcinin hedeflediği gelir, işin sermaye yapısına bağlı olarak değişim gösterir. Girişimcinin kriz dönemlerini göz önünde bulundurarak önceden kaynaklar ayırmak suretiyle girişimine sigorta niteliğinde önlemler alması, bu dönemlerin atlatılmasında büyük önem taşır. |