24 Temmuz 2012 | ||||||||||||||||||||||||||||
İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin incelenmesinden, şirketiniz hakkında yapılan vergi incelemeleri sonucunda ortaya çıkan vergi, ceza ve gecikme faizlerinin 6111 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun kapsamında yapılandırıldığı ve yapılandırma sonrası 199.281.691 TL vergi aslı ile 58.268.319 TL ceza ve gecikme faizi olmak üzere toplam 257.550.010 TL tutarında tarhiyat yapıldığı ve yapılan tarhiyatın 48.000.000 TL lik kısmının eski ve yeni hissedarlarınız arasında yapılmış olan Vergi Taahhütleri Mutabakatı gereği eski hissedarlar tarafından karşılandığı anlaşılmış olup eski hissedarlar tarafından karşılanan 48.000.000 TL'lik tutarın şirketinizce "136 Diğer Çeşitli Alacaklar Hesabına" kaydedildiği ve ilgili tutarın ödenmesi sonrasında bu hesabın kapatıldığı, yapılandırılan 257.550.010 TL tutardan geriye kalan 209.550.000 TL tutarın ise Kanunen Kabul Edilmeyen Gider olarak muhasebe kaydının yapılacağı belirtilerek yapılan işlemin vergi kanunları açısından doğru olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir. 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safî kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Öte yandan, Gelir Vergisi Kanununun "Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti" başlıklı 38 inci maddesinde; "Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce: 1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir; 2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur. Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanunu'nun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41'inci maddeleri hükümlerine uyulur." hükmü yer almaktadır. Anılan Kanununun 41 inci maddesinde gider kabul edilmeyen ödemeler maddeler halinde sayılmış olup, Kurumlar Vergisi Kanununun "Kabul Edilmeyen İndirimler" başlıklı 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde de; bu Kanuna göre hesaplanan kurumlar vergisi ile her türlü para cezaları, 21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizler ile Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ödenen gecikme faizlerinin kurum kazancının tespitinde indirimlerinin kabul edilmeyeceği hüküm altına alınmıştır. Vergi Usul Kanununun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrasında ise vergi kanunlarıyla kabul edilen haller müstesna olmak üzere, mükellefiyete veya vergi sorumluluğuna müteallik özel mukavelelerin vergi dairelerini bağlamayacağı ifade edilmiştir. Diğer taraftan, Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğleriyle uygulamaya konulan "Tek Düzen Hesap Planında" yer alan 67 Olağan Dışı Gelir ve Karlar; işletmenin olağan faaliyetlerinden bağımsız olan ve bu nedenle arızi nitelik taşıyan duran varlıkların satışından elde edilen karlar ile olağandışı olay ve gelişmeler nedeniyle ortaya çıkan gelir ve karların yer aldığı hesap grubudur. şeklinde tanımlanmış olup, bu durumda diğer olağan dışı gelir ve karlar tahakkuk ettikçe bu grupta yer alan 679 Diğer Olağandışı Gelir ve Karlar hesabına alacak kaydedilecek ve söz konusu hesap dönem sonunda 690 Dönem Karı veya Zararı hesabına devredilerek kapatılacaktır. Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre; 6111 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılan 257.550.010 TL vergi aslı, ceza, ve gecikme zammı/faizi tutarının tamamının şirketinizce kanunen kabul edilmeyen gider olarak hesaplarınıza intikal ettirilmesi, şirketiniz ile eski ortaklar arasında düzenlenen mutabakata istinaden eski ortaklarca ödenen 48.000.000 TL'nin ise "679 Diğer Olağandışı Gelir ve Karlar" hesabına kaydedilerek kurum kazancına dahil edilmesi gerekmektedir. Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir. (**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir. (***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır. |