02 Şubat 2012 | ||||||||||||||||||||||||||
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, şirketinize ait tersanede imal ve inşası tamamlanan özel amaçlı gemilerin (römorkör) 4490 sayılı Kanun gereği şirketiniz adına Türk Uluslararası Gemi Siciline kaydedildiği ve bu gemilerin kimi zaman yurtiçi veya yurtdışından müşterilere satışının gündeme geldiği belirtilerek, TUGS'a kayıtlı gemilerin şirketinizce işletilmesi sırasında veya işletilmeksizin satışından elde edilen kazancın istisnaya konu edilmesinden sonra anılan gemilerin satın alan kişiler tarafından TUGS dışında başka bir gemi siciline nakledilmesinin istisna hükümlerinden faydalanmanıza engel olup olmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir. 4490 sayılı Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanununun; 1 inci maddesinde, bu Kanunun amacının, oluşturulan Türk Uluslararası Gemi Siciline tescil edilen gemiler ile turizm şirketi envanterlerinde kayıtlı ticari yatların temin ve işletilmesinde kolaylık sağlamak suretiyle Türk denizciliğinin geliştirilmesini hızlandırmak ve ekonomiye katkısını artırmak olduğu, 2 nci maddesinde, bu Kanunda geçen gemi kavramının ticari amaçla kullanılan her türlü yük, yolcu ve açık deniz balıkçı gemilerini ifade ettiği, 5 inci maddesinde, Türkiye'de mukim Türk ve yabancı uyruklu gerçek kişiler ile Türkiye'de Türk mevzuatına göre kurulmuş şirketlere ait gemiler ve yatların Türk Uluslararası Gemi Siciline tescil ettirilebileceği, 12 nci maddesinde ise, bu Kanun uyarınca oluşturulan Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı gemilerin ve yatların işletilmesinden ve devrinden elde edilen kazançların, gelir ve kurumlar vergileriyle fonlardan istisna olduğu, hüküm altına alınmıştır. 4490 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin gerekçesinde de, vergilendirmeye ilişkin bu madde ile özel siciline tescil edilen gemi ve yatların işletilmesinden ve aynı sicile bir başkası adına tescil edilmek üzere devrinden doğan kazançların gelir ve kurumlar vergisinden istisna olacağı açık olarak belirtilmiştir. 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "5.12.1. Türk Uluslararası Gemi Siciline Kayıtlı Gemilerin İşletilmesinden ve Devrinden Elde Edilecek Kazançlara İlişkin İstisna" başlıklı bölümünde, 4490 sayılı Kanunla oluşturulan Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı gemilerin ve yatların işletilmesinden elde edilen kazançların, faaliyetin gelir vergisi mükelleflerince (dar mükellefler dahil) yapılması halinde gelir vergisinden, kurumlar vergisi mükelleflerince (dar mükellefler dahil) yapılması halinde kurumlar vergisinden; Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı gemilerin devrinden elde edilecek kazançların da gelir ve kurumlar vergisinden istisna olacağı ve bu istisnanın, gerçek ve tüzel kişilerin Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıt ettirdikleri gemilerin ve yatların işletilmesinden ve devrinden elde ettikleri kazançları ile sınırlı olduğu, ancak, Türkiye'de inşa edilen gemi ve yatlardan anılan Sicile kayıtlı olanların işletilip işletilmediğine bakılmaksızın devrinden elde edilen kazançların da istisna kapsamında değerlendirileceği belirtilmiştir. Bu açıklamalar çerçevesinde, gemi ve yatların işletilmesinden ve devrinden elde edilen kazançların istisnadan yararlanabilmesi için gemi ve yatların Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı olması zorunlu olup devir halinde istisnadan yararlanılabilmesi için, devir sonrasında da anılan sicile kaydın devam etme zorunluluğu bulunmaktadır. Bu çerçevede, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, -Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıt ettirdikleri gemilerin ve yatların işletilmesinden elde ettikleri kazançlar ile, -Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıt ettirdikleri gemilerin ve yatların işletilip işletilmediğine bakılmaksızın aynı sicile bir başkası adına tescil edilmek üzere devrinden elde ettikleri kazançlar, gelir ve kurumlar vergisinden istisna olacaktır. Buna göre, şirketinize ait tersanede imal ve inşası tamamlanan özel amaçlı gemilerin (römorkör) Türk Uluslararası Gemi Siciline kaydettirilerek işletilmesi sırasında veya işletilmeksizin yurt içine yada yurt dışına satılmasından elde edilen kazancın, geminin satışı sonrasında da anılan sicile kaydının devam etmesi şartıyla, kurumlar vergisinden istisna edilmesi mümkün bulunmaktadır. Diğer taraftan, satış işleminden elde edilen kazançların istisnaya konu olması halinde, bu kazanca ilişkin giderlerin veya zararların, diğer faaliyetlerden doğan kurum kazancından indirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Ayrıca, 4490 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen amaca aykırı ve salt kurumlar vergisi istisnasından faydalanabilmek için yapılan muvazaalı işlemlerin eleştiri konusu yapılabileceği ise tabiidir.
Bilgi edinilmesini rica ederim. (*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir. (**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir. (***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır. |