İş ortaklıkları ve adi ortaklıklarda vergilendirme ve belge düzeni |
06 Ocak 2012 | ||||||||||||||||||||||||||
İlgide kayıtlı özel talep formunuz ve ekinde yer alan belgelerin incelenmesi neticesinde, Şirketiniz ile ... San. ve Tic. Ltd. Şti.nin, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansına bağlı "... " işini ortak olarak üstlendiği belirtilerek; ortak olarak alınan bu iş ile ilgili yeni bir mükellefiyet tesis edilmesinin gerekli olup olmadığı eğer gerekli ise yapılacak işlemlerin neler olduğu, mükellefiyet tesis edilmesine gerektirecek bir durum bulunmaz ise bu işle ilgili alınan faturaların hangi şirket adına veya ne şekilde düzenlenmesinin gerektiği ayrıca, kar zarar hesabının hangi şirket üzerinden izleneceği ile stopaj vergilerinin hangi şirket üzerinden ödeneceği hususlarında Başkanlığımız görüşünün sorulduğu anlaşılmıştır. Kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılan iş ortaklıkları, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 2'nci maddesinin yedinci fıkrasında; aynı maddenin diğer fıkralarında yazılı kurumların kendi aralarında veya şahıs ortaklıkları ya da gerçek kişilerle, belli bir işin birlikte yapılmasını ortaklaşa yüklenmek ve kazancını paylaşmak amacıyla kurdukları ortaklıklardan bu şekilde mükellefiyet tesis edilmesini talep edenler şeklinde tanımlanmıştır. Adi ortaklıklar, Borçlar Kanunu'nun 520-541'inci maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan Kanun'un 520'nci maddesinde adi ortaklık, iki veya daha fazla kişinin, bir sözleşmeye dayanarak, ortak bir amaca ulaşmak için emek ve mallarını birleştirmesi olarak tanımlanmıştır. Adi ortaklıkların tüzel kişiliği olmadığı gibi gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olmaları da söz konusu değildir. Adi ortaklık olarak faaliyette bulunulması halinde, ortaklığa stopaj ve katma değer vergisi mükellefiyeti tesis ettirilmektedir. Adi ortaklıkların ortaya çıkan kâr veya zararı, adi ortaklığı oluşturan ortaklar tarafından hisseleri oranında kendi kazançlarına dahil edilerek vergilenmektedir. 1 Seri Numaralı Kurumlar Vergisi Genel Tebliği'nin " 2.5. İş ortaklıkları" ana başlığı altında yer alan; "2.5.1. Tanımı ve kapsamı", "2.5.2. Unsurları", "2.5.3. İşin bitiminde ortaya çıkan zararların durumu" alt başlıklı bölümlerinde konu ile ilgili olarak ayrıntılı açıklamalara yer verilmiştir. Buna göre, Şirketiniz ile ... San. ve Tic. Ltd. Şti arasında İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansına bağlı "..." işinin üstlenilmesi nedeniyle kurulan ortaklık adına, bağlı bulunulan vergi dairesi müdürlüğünden kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilmesi talebinde bulunulmaması halinde, söz konusu ortaklık, adi ortaklık olarak nitelendirilecektir. Diğer taraftan Şirketiniz ile ... San. ve Tic. Ltd. Şti arasında "..." işinin üstlenilmesi ile ilgili olarak, talep etmeniz ve aranılan şartlara haiz olmanız halinde sadece bu işle ilgili olarak kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirilebilecektir. İş ortaklıklarında, katma değer vergisi mükellefiyetinin ortaklardan ayrı olarak tesis ettirilmesi; defter tutma, belge düzenleme, muhafaza ve ibraz ile beyanname verme ve vergi ödeme gibi ödevlerin de ortaklardan ayrı olarak yerine getirilmesi, gerekmektedir. Ayrıca, iş ortaklıkları Gelir Vergisi 94'üncü madde kapsamındaki işlemleri nedeniyle 98'inci madde kapsamında muhtasar beyanname vermek ve bu işlemlerden doğan vergi borçlarını ödemekle de mükelleflerdir. Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 229'uncu maddesinde "Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterilerinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır." olarak tanımlanmış olup, aynı Kanun'un 231'inci maddesinin (5) numaralı bendinde ise, "Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır." hükmüne yer verilmiştir. Dolayısıyla, iş ortaklığı şeklinde mükellefiyet tesis ettirilmesi durumunda iş ortaklığı tarafından, yüklenilen işin adi ortaklık statüsünde ifa edilmesi durumunda ise adi ortaklık tarafından fatura düzenlenmesi gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir. (**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir. (***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır. |