Vedat ÖZDAN - Elektronik fatura kayıt sistemiyle ilgili acele adımlar (21.05.08) |
21 Mayıs 2008 | |
Bu yılın şubat ayında bu köşede yayımlanan "Avrupa Birliği'nde e-fatura uygulaması ne aşamada? Biz neredeyiz?" başlıklı yazımızı şöyle bitirmiştik: "Bilindiği gibi PwC, 2005 yılında AB'ye üye ülkelerde orta ve büyük ölçekli 108 firmayla görüşmüş ve aldığı cevapları konsolide ederek bir rapora dönüştürmüştür. Avrupa Komisyonu'na sunulan bu rapora göre, Avrupalı şirketlerin yüzde 70'i e-faturalamaya geçişle operasyonel etkinliklerini artırmış ve yüzde 60'ı e-faturalama ve e-arşivleme sayesinde maliyetlerini düşürmüştür. Söz konusu çalışmaya göre 25 ülke arasında en iyi uygulama örnekleri Belçika, Danimarka, Estonya, Finlandiya, İrlanda, İsveç ve İngiltere'dedir. Öte yandan, hali hazırda 2006/112/EC sayılı (KDV) direktifi içinde yer alan e-faturalama direktifinin üye ülkelerce nasıl uygulandığını, AB Komisyonu adına, ortaya koymak üzere 2007 yılında AB tarafından yapılan proje ihalesini PwC'nin kazandığı bilgisini okuyucuyla paylaşmakta fayda görüyor; bu vesileyle, 41 ülke tecrübesini kapsayan "Global (E-) Invoicing and (E-) Archiving-Increasing Efficiency and Reducing Costs" adlı PwC yayınını, konuyla ilgilenenlere tavsiye etmeyi görev addediyoruz." İlginç bir başlangıç ! Bilindiği gibi Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından Elektronik Fatura Kayıt Sistemi'ne (EFKS) ilişkin çalışmalar kısa bir süre önce tamamlanmış ve konuya ilişkin bir tebliğ taslağı, www.efatura.gov.tr adresinde kamuoyunun bilgi ve değerlendirmesine sunulmuştur. Bu taslak EFKS'den yararlanmak isteyen mükelleflerde aranacak şartlara, başvuru, test aşaması ve protokole ilişkin ayrıntılı prosedürler içeriyor. Bilahare 3 adet teknik doküman -herhangi bir mevzuatla bağlantısı olmadığı için- söz konusu tebliğ taslağının eki olarak aynı sitede yayımlanmıştır. Söz konusu sitedeki bilgilerden anlaşıldığı kadarıyla; tebliğ taslağı henüz kamuoyuna sunulmadan önce başlayan çalışmalar sırasında; henüz yayımlanmamış kurallar ve standartlara dayanılarak telekomünikasyon şirketlerine EFKS izni verilmiş; protokol imzalanmış ve EFKS uygulamasına geçilmiştir. Bu durumu bir nevi iyi niyetli bir "pilot çalışma" olarak değerlendiriyoruz. Taslak, mükellef olmayan müşteriye gönderilecek elektronik faturalar için yazılmış! Sitede yayımlanan taslak tebliğ, İngilizce'si B2C (Business to Client) olarak kısaltılan ve "mükelleften, mükellef olmayan müşteriye" gönderilecek elektronik faturalarla ilgili düzenlemeler içeriyor. B2B (Business to Business), yani "mükelleften mükellefe" gönderilecek faturalarla ilgili bir düzenlemeye taslakta yer verilmemiş. İlk adım olarak bu şekilde başlamanın yadırganacak bir tarafı yok. Ancak, birçok KDV mükellefinin EFKS izni verilen telekomünikasyon şirketlerinin müşterisi oldukları ve aldıkları faturalardaki tutarları gider ve KDV'sini de indirim konusu yapmaları gerekeceği hususuna tebliğ taslağında değinilmemiş. Bize göre 33 numaralı VUK sirküleri işte bu hususa vurgu yapmak üzere yayımlandı. 33 numaralı sirküler ne diyor? Sirküler şunu diyor: "Söz konusu kurumlar tarafından EFKS kapsamında düzenlenen faturalar Vergi Usul Kanunu'nun 229'uncu maddesinde tarif edilen fatura hükmündedir. Bu kurumlardan; " Kağıt ortamında alınan faturalar genel hükümler çerçevesinde kağıt ortamında muhafaza edilmeye devam edilecektir. " Güvenli elektronik imza ile imzalanmış olarak elektronik veya manyetik ortamda alınan faturalar ise sadece elektronik veya manyetik ortamda muhafaza edilecektir. Kimlik doğrulama, veri bütünlüğü ve inkar edilemezlik gibi özelliklere haiz olan güvenli elektronik imzanın doğrulanması ve geçerliliğin tespiti kağıt fatura üzerinde sağlanamayacağından, bu faturaların elektronik veya manyetik ortamda muhafaza edilmesi gerekmektedir. Elektronik ortamda alınan faturaların kağıt nüshasının saklanması, muhafaza ve ibraz ödevlerinin yerine getirilmesi açısından yeterli değildir. Sisteme dahil olan kurumlardan kağıt ortamında ya da güvenli elektronik imza ile imzalanmış fatura alan alıcılar bu faturaları yasal defterlerine kaydederek gider gösterebilecek ve indirim konusu yapabileceklerdir. Ayrıca bu faturalar Vergi Usul Kanunu ve diğer kanunların belirlediği süreler dahilinde saklanacak ve istendiğinde ibraz edilecektir." Alıcı da e-faturayı elektronik ortamda saklayacak! Söz konusu sirkülere göre; EFKS'den yararlanmasına izin verilen telekomünikasyon şirketlerinden gelen elektronik faturaları alan KDV mükellefleri muhasebe kayıtlarını, VUK'nun fatura nizamına uygun bir kağıt fatura almış gibi yapacaklar. Sonra, bu faturaları elektronik veya manyetik ortamda muhafaza edecekler ve istendiğinde ibraz edilecekler. Bu noktada şu soru akla gelebilir: Bu faturaların birinci nüshaları zaten bakanlık bünyesinde kayıtlı değil mi? Cevap: Evet. Zaten EFKS'nin kurulma amacı da bu! Bir başka soru: Peki saklama süresi boyunca alıcı nezdinde "Elektronik İmza Kanunu"nun öngördüğü "bilgi bütünlüğü", "kimlik doğrulama" ve "inkar edilemezlik" ilkelerinin varlığını kim ve nasıl garanti edecek? Belli değil. Çünkü mevcut taslak, sadece elektronik faturaları düzenleyenler için birinci nüshaların bakanlık tarafından bu ilkelere uygun olarak saklanmasına ilişkin düzenlemeler içeriyor. Müşteriler tarafından muhafazası öngörülen ikinci nüshalar için henüz bir düzenleme yok! Sirküler, "güvenli e-imzanın" yeterli olacağı anlayışıyla kaleme alınmış. Eminiz ki bu husus da zaman içinde revize edilecek. Elektronik faturaların saklanması işini neden devlet yapsın ki! Değerli DÜNYA okuru, mevzuatımızı müktesebatına uydurmaya çalıştığımız AB ülkelerinde elektronik faturaların saklama işini devlet yapmıyor. Bunu alıcı-satıcı fark etmez ya mükellefin kendisi yapıyor ya da bu işleri yapan şirketlerden saklama hizmeti alıyor. Hatta AB üyesi ülkelerin hemen tamamında saklama şirketlerinin, satıcının veya müşterinin bulunduğu ülkede olması da şart değil. Yani elektronik faturalarınızı bir başka üye ülkede de saklayabiliyorsunuz. Hatta direktif, üçüncü ülkelerde saklamayı da yasaklamıyor; sadece üye ülkelere istedikleri üçüncü ülkelerde saklamayı yasaklama olanağı vermekle sınırlı hükümler içeriyor. Yeter ki faturalar, "bilgi bütünlüğü", "kimlik doğrulama" ve "inkar edilemezlik" ilkelerine uygun saklansın ve müşterinin bulunduğu ülkenin vergi otoritesi tarafından istenildiğinde "gecikmeden" (undue delay) ibraz edilsin. Şayet akılda Merkezi Kayıt Kuruluşu AŞ benzeri bir yapı varsa bu da çözüm olmayacak. Konuya, denetim gözüyle (audit-oriented) bakmak yerine, biraz "etkinlik artırıcı politika uygulaması" (policy-oriented) olarak bakmakta büyük yarar var. Çünkü bu işin esas amacı, kontrol ve hazır verilerle vergi incelemesini kolaylaştırmaktan ziyade; müşterilerin kağıt fatura düzenlemenin maliyetlerinden kurtulmasını sağlamak ve mükelleflerin muhasebe kayıtlarının sıhhatini iyileştirmek. Bilmiyoruz maliyet tasarrufunun vergi verimliliğini artıracağını söylemeye gerek var mı? |