Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Mücbir Sebepler PDF Yazdır e-Posta
17 Eylül 2015

Image

Ağustos ayında Artvin ilinin Arhavi, Borçka ve Hopa ilçelerinde meydana gelen sel felaketi sosyal ve ticari hayatı olumsuz yönde etkilemiş, büyük ölçüde maddi ve manevi zarara yol açmıştır.

Sel felaketi üzerine Maliye Bakanlığı tarafından altı ay süreyle mücbir sebep hali ilan edilmiş, beyanname ve bildirim verme süreleri ile tahakkuk edecek vergilerin, cezaların, gecikme faizlerinin ödeme süreleri uzamıştır.

İklim değişikliğinin etkilerinin daha sık yaşanması, mücbir sebep ilanlarını da artırıyor. Mücbir sebep halleri sadece afetlerle sınırlı değil sosyal/siyasal olaylar sonucu karşılaşılan mecburi gaybubetler de mücbir sebep ilanını gerekli kılabilir.

Mücbir sebep nedir?

Mükellef veya sorumlunun iradesi dışında, vergi ödevlerinin süresinde yerine getirilmesine engel olan nedenlere "mücbir sebepler" denilmektedir.

Vergi Usul Kanununda düzenlenen bu müessese ile elinde olmayan nedenlerle vergi ödevlerini yerine getiremeyen  iyi niyetli mükellef ve vergi sorumluları korunmuş olmaktadır.

VUK' nun 13’üncü maddesi uyarınca mücbir sebep halleri;

  • Vergi ödevlerinden her hangi birinin yerine getirilmesine engel olacak derecede ağır kaza, ağır hastalık ve tutukluluk;
  • Vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi afetler;
  • Kişinin iradesi dışında vukua gelen mecburi gaybubetler;
  • Sahibinin iradesi dışındaki sebepler dolayısıyla defter ve vesikalarının elinden çıkmış bulunması;

gibi hallerdir.

Dikkat edileceği üzere, kanun maddesinde mücbir sebep halleri “tahdidi” değil, “tadadi” olarak sayılmış, “gibi haller” ifadesi ile benzer durumların da mücbir sebep hali olarak değerlendirilebilmesine imkan tanınmıştır.

Aynı kanunun 15’inci maddesinde ise 13’üncü maddede yazılı mücbir sebeplerden herhangi birinin bulunması halinde bu sebep ortadan kalkıncaya kadar sürelerin işlemeyeceği belirtilmiş, bu hükmün uygulanması için mücbir sebebin malum olması veya ilgililer tarafından ispat veya tevsik edilmesi gerektiği belirtilmiştir.

Aynı madde uyarınca; Maliye Bakanlığı, mücbir sebep sayılan haller nedeniyle; bölge, il, ilçe, mahal veya afete maruz kalanlar itibarıyla mücbir sebep hali ilan etmeye ve bu sürede vergi ödevlerinden yerine getirilemeyecek olanları tespit etmeye yetkilidir. Bu yetki vergi türleri ve işyerleri itibarıyla; beyannamelerin toplulaştırılması, yeni beyanname verme süreleri belirlenmesi ve beyanname verme zorunluluğunun kaldırılması şeklinde de kullanılabilmektedir.

İlan gerekli mi?

Meydana gelen olay kanunda belirtilen hallere giriyorsa ve bu olay herkesçe malum ise olaydan etkilenen kişilerin mücbir sebep hallerinin sağladığı imkanlardan yararlanmak için bakanlığın ayrıca açıklama yapmasına gerek yoktur.

Herhangi bir olayın mücbir sebep hali olarak kabulü için, afetin vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak derecede olması gerekli ve yeterlidir.

Bakanlık açıklamasının etkisi, mücbir sebep halini bölgede yaşayan, olaydan etkilenen veya etkilenmeyen herkes için geçerli hale getirmesi, ilgili kişiler için ayrıca tevsike gerek kalmamasıdır.

Buna karşılık, elbette bölgede yer almamakla birlikte, olaydan etkilendiğini iddia eden kişilerin varlığı halinde bu duru­mun tevsiki şartıyla ilgili kişiler de mücbir sebep kapsamına alınabilir.

Sonuçları

  • Mücbir se­beplerle vergi ödevlerinin yerine getiril­ememesi halinde, vergi ödevine ilişkin sü­re durmakta; mücbir sebep halinin sona ermesinden itibaren süre kaldığı yerden işlemeye devam etmektedir. Örneğin; 24 Eylül 2015 tarihine kadar verilmesi gereken 2015 Ağustos ayına ilişkin KDV beyannamesini mücbir sebebin sona erdiği tarihten sonra, önceden eksik kalan süre kadar ilave yapılarak, bağlı olunan vergi dairesine verilecektir. Mükellefin bu süre içerisinde defter ve belgelerine ulaşamaması, belgelerinin zayi olması veya bu belgelere ulaşamayacağını anlaması halinde bu süre içerisinde bağlı olduğu vergi dairesine başvurarak bölgedeki faaliyetlerine ilişkin katma değer vergisi matrahının takdirini talep etmesi gerekecektir.
  • Sadece kanuni süre­ler değil, önceden belirlenmiş olması halinde idari süreler de (pişmanlık, uzlaşma, cezalarda indirim vb.) durmaktadır.
  • Mücbir sebep halinde, tarh zamana­şımı, işlemeyen süreler kadar uzamaktadır.
  • Ödeme süresi işlemeyen süre kadar uzamaktadır. Dolayısıyla beyan edilmesi gereken vergilere ilişkin olarak afet tarihinden önce verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden, ancak ödeme süresi geçmemiş olan vergiler de mücbir sebep nedeniyle uzayan beyanname verme süresinin son gününe kadar ödenebilecektir. Örneğin; mecburi gaybubet yaşanan yerde kayıtlı bir mükellef son bildirim tarihi henüz gelmemiş herhangi bir beyannamesini ( 24 Eylül’de verilecek “Eylül Ayı KDV Beyannamesi” vb.) mecburi gaybubet halinden önce vererek tahakkuk işlemini yaptırmış, ancak bu beyannameye istinaden tahakkuk eden vergiyi henüz ödememiş ise; bu durumda mükellef, mücbir sebep nedeniyle uzayacak KDV beyanname verme süresinin son gününe kadar borcunu ödeyebilecektir.
  • Mücbir sebeplerden herhangi birinin vukua geldiği malum ise veya tevsik ve ispat olunursa vergi cezası kesilmemektedir.

Mücbir sebebin dikkate alınmadığı durumlar

  • Mücbir sebep hali vergiyi doğu­ran olayı etkilemez, mükellefiyeti veya sorumlulu­ğu ortadan kaldırmaz.
  • Mücbir sebep, mükellefin inceleme elemanına defter belge ibraz yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.
  • Mücbir sebep halinde, mükel­lefle ilgili tüm süreler değil, sadece mücbir sebebin etkilediği vergi ödevine ait süreler durmaktadır.
  • Mücbir sebep hali ceza zamanaşımı süresini durdurma­maktadır.
  • Mücbir sebep­ hali dava açma sürelerini durdurmamaktadır. Onur Elele/E&Y

Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı Özdoğrular smmm ltd. şti./Mehmet Özdoğru ve/veya ozdogrular.com./com.tr' ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.