Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Vedat ÖZDAN - TTK tasarısının ve e-fatura tebliğinin AB müktesebatına uyumu (28.05.08) PDF Yazdır e-Posta
28 Mayıs 2008

Bir süredir Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) bünyesinde e-faturaya ilişkin bir çalışma yapıldığına ve bu çalışmaların bir VUK tebliğ taslağına dönüştüğüne bu köşede değinmiştik. TTK'da köklü değişiklikler yapan bir tasarı da halen Meclis gündeminde. E-fatura tebliğ taslağını ve TTK tasarısını AB uygulamaları çerçevesinde gözden geçirdik ve karşımıza çıkan hususları DÜNYA okuruyla paylaşmak istedik.

TTK'ya ve TTK tasarısına göre fatura ve faturaya itiraz

TTK'ya göre ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir. Bir fatura alan kişi, aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (Madde: 23).

Yasa metninden faturayı alıp almamakta alıcının serbest olduğu anlaşılsa da fatura düzenlemek, almak ve vermek VUK uyarınca zorunlu. Yasanın bu maddesi tasarıda da aynı şekilde var (Madde 21). Her iki madde de faturanın tacirden alınacağını söylüyor. Fatura düzeleme işini tacir adına ve hesabına başkasının yapmasına maalesef VUK izin vermiyor. TTK tasarısındaki bu hükmün de paralel yorumlanacağını düşünmemek için bir sebep yok. Maddedeki 8 günlük itiraz süresi VUK'ta yok. VUK'a göre faturanın malın tesliminden veya hizmetin ifasından itibaren 7 gün içinde kesilmesi gerekiyor. Bu nedenle itiraz için öngörülen 8 günlük (hak düşürücü) süre, faturanın alıcısına ulaştığı günden itibaren başlıyor. Ne zaman geçtiğini ispat külfeti satıcıda. Yasa, sadece "faturanın içeriğine" karşı itiraza olanak veriyor. Teslim edilen malın ya da yapılan işin niteliği/kabulü vs. durumlar, madde kapsamı dışında. VUK'un fatura nizamı maddesi bu anlamda yol gösterici olabilir. Spesifik olarak faturaya nasıl itiraz edileceğine dair açık bir hükme, mevcut TTK metninde rastlayamadık. Uygulamada faturaya itiraz, iadeli taahhütlü mektupla veya noter aracılığıyla yapılıyor. Ancak TTK tasarısı metninde buna ilişkin gayet açık bir hükme yer verilmiş.

TTK tasarısına göre e-fatura ve faturaya itiraz

Tasarı metnine göre, tarafların açıkça anlaşmaları halinde ihbarlar, ihtarlar, itirazlar ve benzeri beyanlar ile e-fatura, elektronik ortamda düzenlenebilir, yollanabilir, itiraza uğrayabilir ve kabul edilmişse hüküm ifade eder (Madde 1525 /1). Maddeye göre alıcı; ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, kendisine bir e-fatura verilmesini isteyebilecek. Alıcı, satıcının düzenlediği e-faturaya, eline geçtikten sonraki 8 gün içinde elektronik olarak da itiraz edebilecek. Anlaşma varsa, kağıt fatura düzenlenmiş olsa dahi, 8 gün içerisinde faturanın içeriğine karşı alıcının itirazda bulunması mümkün.

TTK tasarısı, tebliğ taslağı ve AB mevzuatı

AB mevzuatında yer alan bazı müesseslere TTK tasarısında ve e-fatura tebliğ taslağında yer verilmemiş. AB üyelik müzakereleri devam edecekse bunların yakın zamanda değişmesi gerekecek. Birkaç örnek: Self-billing, outsourcing, corrective documents.

Self-billing

Alıcının, satıcı adına fatura düzenleyip, bir örneğini ödeme belgesiyle birlikte satıcıya göndermesi işlemine "self-billing" deniyor. "Türkçesi": "Müşterinin satıcı adına, kendi kendine fatura kesmesi". AB üyesi ülkelerde konsinye satışta çok uygulanıyor. Bizim mevzuat maalesef self-billing'e izin vermiyor. VUK'a göre faturada satıcının imzasının bulunması bir şart. Oysa AB üyesi ülkelerin faturaya ıslak imza şartı koymaları mümkün değil. Self-billing için AB mevzuatı, satıcı ile alıcı arasında bir sözleşme şartı öngörüyor. Satıcının hangi koşullarda bu faturayı kabul edeceği ve ne zaman faturanın kesileceğinin prosedüre bağlanması şartı var. Bu anlaşmanın şekli ve içeriği hakkında üye ülkeler serbest bırakılmış.

Outsourcing ve shared service

AB, alıcı ve satıcı dışında üçüncü bir şahsın satıcı adına fatura düzenlemesine izin veriyor. Bu fatura kağıt ortamında da olabilir, elektronik ortamda da. Self-billing'de alıcının yaptığını outsourcing'de üçüncü şahıs yapıyor. Üçüncü şahsın satıcıyla aynı ülkede yerleşik olması da şart değil. Oysa e-fatura tebliğ taslağı; değil e-faturaların, bunların oluşturulduğu ve saklandığı donanım ve yazılımın dahi Türkiye sınırları içinde saklanmasını şart koşuyor. Hatta taslak, serbest bölgede dahi saklamaya izin vermiyor. Yabancı sermayeli şirketlerde "shared service" uygulaması var. Yani şirketiniz çok uluslu, "server" yurtdışında ve faturalar tek merkezde. O zaman ne olacak? Mevzuat olmaz diyor.

Corrective documents

Ülkemizde KDV hesaplarını etkileyecek şekilde fatura bilgilerinde sonradan bir değişiklik olduğunda bunun düzeltilmesi iki yolla yapılıyor. Ya orijinal fatura iptal ediliyor ve yerine, satıcı tarafından doğru bilgileri içeren yeni bir fatura kesiliyor. Ya da alıcı iade faturası kesiyor. Oysa AB'ye üye ülkelerde orijinal faturaya dokunulmuyor. Yerine, orijinal faturadaki bilgileri düzelten yeni bir belge düzenleniyor. Bu belgeye duruma göre "credit note" veya "debit note" deniyor.

Credit notes

AB ülkelerinde faturası kesilen bir mal için sonradan yapılan indirimler ve iskontolar için, satıcı tarafından müşteriye bir "credit note" gönderiliyor. Bu belge, AB müktesebatına göre, önceki faturayı düzeltici yeni bir fatura hükmünde. Bu belgeyle müşteri, satıcıya ödediği fazla veya yersiz meblağı tahsil edebiliyor veya belgede yazılı alacağını yeni siparişlerde kullanabiliyor. Bu yolla iki tarafın da KDV hesapları düzeltilebiliyor. Bizde bu uygulama maalesef yok. Oysa KDV Kanunu'nun 35 maddesi bunu yasaklamıyor. İadesi öngörülen malların fiilen işletmeye girmesi şartını koyarak, sadece sınırlıyor. Asıl sorun VUK'ta.

Debit notes

Faturası kesilen bir malın müşterisine sonradan fiyat artışı uygulanması gerektiğinde veya malın kısmen veya tamamen sözleşme şartlarına uygun teslim edilmemesi hallerinde, satıcı müşteriye "debit note" gönderiyor. Bu yolla müşterinin ödeyeceği meblağ ve iki tarafın da KDV hesapları düzeltiliyor. Bizde bunun da uygulaması yok. Özellikle AB üyesi ülkelerle yapılan dış ticarette KDV ile ilgili baş ağrıtan birçok sorunun altından bu düzeltici belgeler çıkıyor. Sizce de tasarılara, biraz da AB mevzuatı perspektifiyle bakmak gerekmiyor mu?

http://www.dunyagazetesi.com.tr/yazar.asp?authId=63