Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Zamanaşımını Durdurma Amaçlı Takdire Sevkin Kanuna Aykırılığı PDF Yazdır e-Posta
08 Ekim 2015

Image

Re’ sen Takdir, Takdir Kararlarının Dayanakları

Vergi Usul Kanunu’nun 30’uncu maddesinde re’sen vergi tarhı tanımlanmış ve hangi durumlarda re’sen tarhiyat yapılacağı açıklanmıştır. Re’sen tarhiyat gerekçelerinden biri de takdir komisyonu kararlarıdır. Bu nedenle, takdir kararlarında yer alması gereken hususlar ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Buna göre, re’sen vergi tarhiyatını gerektiren takdir komisyonu kararlarında “takdirin dayanağı ve takdir hakkında açıklama” yer alması gerekir.

 

Diğer taraftan, Vergi Usul Kanunu’nun “Komisyonun Yetkileri” başlıklı 75’incimaddesinin 1’inci fıkrası ile takdir komisyonlarının yetkileri belirlenmiştir. Söz konusu fıkra hükmü, “72’nci maddenin birinci fıkrasına göre kurulan takdir komisyonu 74’üncü maddedeki görevleri dolayısıyla bu Kanun’da yazılı inceleme yetkisine haizdir” şeklindedir.

Kanun’un 75’incimaddesinin 1’inci fıkrası ile matrah takdiri yapmakla görevli ve Kanun’un 72’ncimaddesinin 1’inci fıkrasına göre kurulmuş takdir komisyonları, bu görevleri dolayısıyla Vergi Usul Kanunu’nda “inceleme yetkisi” ile donatılmıştır. Diğer bir deyişle, bu komisyonlar yapacakları takdir işlemlerinde inceleme yetkilerini kullanarak her türlü araştırmayı yapmalıdır.

Bilindiği üzere, 193 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda vergi incelemesi ile ilgili hükümler Kanun’un 134 ila 147’nci maddeleri arasında düzenlenmiştir. Vergi Usul Kanunu’nun 134’üncü maddesine göre; “vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır.” 

 

Ancak, takdir komisyonlarının aldıkları kararlarda hangi bilgilere dayanarak karar aldıkları anlaşılamamaktadır.  Takdir komisyonları pratikte “vergi müfettişleri” tarafından yapılan tespitlere istinaden, diğer bir deyişle “inceleme yetkilerini kullanmadan” kendilerine sunulan tespitlere istinaden karar vermektedirler.

 

Zamanaşımı Düzenlemeleri ve Anayasa Mahkemesi Kararları 

Zamanaşımı ile ilgili hükümler ise Vergi Usul Kanunu’nun 114 ve 374’üncü maddelerinde düzenlenmiştir. Kanun’un 114’üncü maddesine göre, vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergiler zamanaşımına uğramaktadır. 

 

Ancak, bunun istisnası “vergi dairesi” tarafından “matrah tespiti” için takdir komisyonuna başvurulmasıdır. Böylece zamanaşımını durdurmakta, duran zamanaşımı takdir komisyonu kararının vergi dairesine gönderilmesini takip eden günden itibaren işlemeye devam etmektedir.

Anayasa’ya aykırılık gerekçesi ile Diyarbakır Vergi Mahkemesi’nin başvurusu üzerine, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), 08.01.2010 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 2009/146 sayılı Kararı ile Vergi Usul Kanunu’nun 114’üncü maddesinin 2’nci fıkrası, vergilemede “belirlilik”, “yasallık” ve “hukuk devleti” ilkelerine aykırı olduğu gerekçeleriyle iptal edilmiştir. AYM’nin iptal üzerine, 6009 sayılı Kanun ile matrah takdiri için “takdir komisyonuna” başvurulmasında zamanaşımının durmasına yönelik süre bir yıl ile sınırlandırılmıştır. 

 

Anayasa Mahkemesi’nin E: 2011/74, K: 2012/15 Sayılı Kararı ile uygulamanın geriye dönük olarak belirlenen geçerlilik tarihi (01.07.2010) iptal edilmiştir. Aksi takdirde zamanaşımı süreleri esnetilmek suretiyle tarh zamanaşımı süreleri kanunla konulan süreler aşılmak suretiyle vergileme yapıldığından, vergilemede tarh zamanı “belirsizleşmekte ve öngörülebilir” olmaktan çıkacaktı.

 

Danıştay’ın Zamanaşımını Durdurma Amacına Yönelik Kararı

Danıştay 4’üncü Dairesi 14.10.2014 tarihli, 2013/3222 Esas ve 2014/5621 Karar No’lu Kararı ile “zamanaşımını durdurmak amacıyla takdir komisyonuna sevk” hakkında önemli bir karar vermiştir. 

Söz konusu Karar ile “(…) sırf zamanaşımını durdurmak amacıyla mükelleflerin takdir komisyonuna sevki, matrah takdiri için takdir komisyonuna sevkin zamanaşımını durduracağına ilişkin Kanun hükmünün amacıyla bağdaşmayacağından zamanaşımının durmasından söz edilemeyeceği” şeklinde karar verilmiştir.

Karar’ın gerekçesine göre, “(…) matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması halinde zamanaşımının duracağına ilişkin düzenlemenin, incelemenin vergi dairesinden farklı kuruluş ve çalışma usullerine tabi olan takdir komisyonunca yapıldığı hallerde uygulanabileceği sonucuna varılmaktadır.

 

İncelemenin 213 Sayılı Kanun'un 135’inci maddesinde sayılan yetkililer tarafından yapılması ve takdir komisyonunca, bunun dışında herhangi bir inceleme yapılmaksızın, bu rapor esas alınarak matrah belirlenmesi halinde ise, tarhiyatın vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içerisinde yapılması gerekmektedir. Takdire done olmak üzere Kanun'un 135. maddesine; sayılan yetkililer tarafından inceleme yapılmasına ve düzenlenen inceleme raporlarının takdir komisyonunca done olarak kullanılmasına yasal bir engel bulunmamakta ise de; bu usulün, 114. maddede düzenlenen, tarhiyatın vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde yapılmasını zorunlu kılan zamanaşımı hükmünü aşmak amacıyla bir yöntem olarak kullanılması, idare hukukunda geçerli olan kanuni idare ilkesi ve hukuki güvenliğin korunması prensibine, dolayısıyla hukuka aykırı olacaktır.

….

Olayda, takdire sevk esnasında re'sen tarh nedeninin belirtilmemesi ve incelemenin takdir komisyonunca değil vergi denetmenince yapılmış olması karşısında, …, takdire sevk ile zamanaşımının durduğunun kabulüne olanak bulunmadığından, 2005/1 dönemine ait tarhiyata ilişkin ihbarnamenin zamanaşımı süresi dolduktan sonra 23.11.2011 tarihinde tebliğ edilmesi nedeniyle uyuşmazlık konusu vergi tarh zamanaşımına uğramıştır.”

 

Yukarıda belirtilen Karar oybirliği ile alınmıştır. 

Söz konusu Danıştay Kararı “hukukun üstünlüğü” ve “hukuki güvenliğin korunması” ilkelerinin uygulanmasına örnek teşkil etmektedir, çünkü; pratikte “zamanaşımını durdurmak amacıyla takdir komisyonuna sevk” kanun koyucunun iradesini aşmaktadır. Söz konusu takdire sevk işleminin amacı tamamen zamanaşımını durdurarak zaman kazanmak ve bu işlemi de takdir komisyonunun inceleme yetkisinin kullanmadan “vergi müfettişleri tarafından” yapılan hesaplamalara dayalı olarak yapılması değildir. Abdulkadir Kahraman http://www.kpmgvergi.com

 


Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı Özdoğrular smmm ltd. şti /Mehmet Özdoğru ve/veya ozdogrular.com./com.tr' ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.