Türkiye'de yürütülen proje nedeniyle yurtdışından elde edilen ücret |
04 Eylül 2015 | ||||||||||||||||||||||||||
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Merkezi Brüksel'de bulunan Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) ile aranızda yapılan sözleşme gereğince "…" projesinde proje koordinatörü olarak hizmet verdiğinizi, söz konusu hizmetin bedelinin ETUC tarafından döviz olarak ödeneceğini, ETUC'un Türkiye'de gelir elde eden bir kurum olmadığını belirtilerek, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 23 üncü maddesinin 14 numaralı bendi gereğince, ücretinizin istisna olup olmadığı konusunda Başkanlığımızdan görüş talep ettiğiniz anlaşılmıştır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin 14 numaralı bendinde; Kanuni ve iş merkezi Türkiye' de bulunmayan dar mükellefiyete tabi işverenlerin yanında çalışan hizmet erbabına, işverenin Türkiye dışında elde ettiği kazançları üzerinden döviz olarak ödediği ücretlerin gelir vergisinden istisna edileceği hükme bağlanmıştır. 147 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği'nin "Kanuni ve İş Merkezi Türkiye 'de Olmayan Dar Mükellefiyete Tabi îşverenlerce Hizmet Erbabına Döviz Olarak Ödenen Ücretler" başlıklı 1-c bölümünde; "İstisna hükmünün uygulanmasında, aşağıdaki hususlara dikkat edilecektir. -İşveren sıfatıyla ücret ödemesinde bulunan kurumların, Türkiye 'de herhangi bir kanuni merkezinin veya iş merkezinin bulunmaması gerekir. Türkiye 'de kanuni ve iş merkezi olmayan kurumların ise tam mükellef oldukları devlette hangi statüyü taşıdıkları, tüzel kişiliklerinin bulunup bulunmadığı herhangi bir iktisadi işletmelerinin varlığı ya da yokluğu önem taşımayacaktır. -Türkiye 'de hizmet arzeden gerçek kişinin işveren sıfatıyla bağlı olduğu dar mükellef kurum, söz konusu kişiye döviz olarak ödediği ücretleri, doğrudan doğruya yurt dışında elde ettiği gelirinden ayırıp vermeli, hiç bir zaman için Türkiye'de elde ettiği kazanç ile ilgilendirmemelidir. Bu çerçevede hizmet erbabının Türkiye 'de tam mükellef veya dar mükellef statüsünü taşıması hiçbir önem taşımayacaktır. Ödeme, yurt dışında elde edilen gelir üzerinden yapılacağı için, Türkiye'deki faaliyetler nedeniyle bu ücretler Gelir Vergisi Kanununun 40'ıncı maddesi hükmüne göre gider olarak dikkate alınmayacaktır..." Açıklamalarına yer verilmiştir. Buna göre, kanunî ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan dar mükellefiyete tâbi kurumların bünyesinde çalışan hizmet erbabına ödenen ücretlere istisna uygulanabilmesi için; 1-Türkiye' de hizmet arz eden gerçek kişinin bağlı olduğu işverenin dar mükellef kurum olması, bu kurumun da Türkiye' de kazanç elde edecek şekilde faaliyette bulunmaması, 2-Dar mükellef kurumda çalışan kişinin hizmet erbabı ve yapılan ödemenin de ücret niteliğinde olması, 3-Dar mükellef kurumun Türkiye'deki personeline yapılacak ödemenin bu kurumun yurt dışı kazançlarından karşılanması, 4-Ücretin döviz olarak ödenmesi, 5-Ödenen ücretin dar mükellef kurumun Türkiye'deki hesaplarına gider olarak kaydedilmemesi, şartlarının bir arada mevcut olması gerekmektedir. Diğer taraftan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 95 inci maddesinde, ücretlerini yabancı bir memleketteki işverenden doğrudan doğruya alan hizmet erbabının ücretleri üzerinden vergi tevkifatı yapılmayacağı ve bunların ücret gelirleri için yıllık beyanname vermelerinin gerektiği hükme bağlanmıştır. Özelge talep formunuz ve ekinde yer alan sözleşmenin tetkikinden; ETUC'un Türkiye'de yürüttüğü "…" projesi kapsamında tarafınıza ödeme yaptığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, tarafınıza yapılan ödeme, ETUC'un Türkiye'de yürüttüğü proje nedeniyle kendisine yapılan ödemelerden karşılandığından, "dar mükellef kurum, söz konusu kişiye döviz olarak ödediği ücretleri, doğrudan doğruya yurt dışında elde ettiği gelirinden ayırıp vermeli, hiç bir zaman için Türkiye'de elde ettiği kazanç ile ilgilendirmemelidir" şartı ihlal edilmektedir. Bu itibarla, ETUC'tan elde ettiğiniz söz konusu ücretin Gelir Vergisi Kanununun 23/14 üncü maddesi kapsamında gelir vergisinden istisna tutulması mümkün değildir. Öte yandan, ETUC tarafından yurtdışından yapılan ödemeler üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılması mümkün olmadığından, bu ücret gelirlerinizin Gelir Vergisi Kanununun 92 nci maddesinde belirlenen sürede, yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edileceği tabiidir.
Bilgi edinilmesini rica ederim. (*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir. (**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir. (***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır. |